Özel Haber | GAMOH Lideri Mahmudali Çehreganlı İran'daki Durumu Değerlendirdi

TAKİP ET

Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi lideri Mahmudali Çehreganlı, TamgaTürk muhabiri Semir Yapıcı'ya konuştu.

Faşist molla rejimiyle yönetilen İran’da “başörtüsünü düzgün takmadığı" gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Amini, uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetti. 

Amini’nin ölümü sonrasında ülkede başlayan protestolar rejim karşıtı bir harekete dönüştü. Protestolarda kadınlar başörtüsü takmayı reddettiler ve faşist molla rejimine bağlı polisler ile çatıştılar. Molla rejiminin eylemlere karşılığı sert oldu. Bu eylemlerde 200’den fazla insan hayatını kaybetti.

Mahsa Amini: İran'da Kadınlar Saçlarını Kesip Örtülerini Yakmaya Başladı

Tebriz'de Molla Rejimine Karşı 'Mahsa Amini' Protestosu

İran'da Çatışmalar Şiddetleniyor: Mahsa Amini'nin Öldürülmesi Molla Rejimini Sarsıyor

Protestoların en sert merkezleri ise Güney Azerbaycan oldu. Güney Azerbaycan şehirlerinde faşist molla rejimine karşı direnen birçok Türk genci hayatını kaybetti.

İran'ın Faşist Molla Rejimi Güney Azerbaycanlı Türk Gençlerini Şehit Ediyor

İran'da Hamaney'i Öven Marş Söylemeyi Reddeden 16 Yaşındaki Çocuk Polisler Tarafından Dövülerek Öldürüldü

Fars Polisi Güney Azerbaycanlı Öğrencinin Gözünü Çıkardı

Güney Azerbaycanlı Bir Kadın Daha Molla Rejimi Tarafından Katledildi

Hayatını kaybedenler arasında İran’ın molla diktatörü Ali Hamaney’i öven “Selam Fermandeh” marşını söylemeyi reddettiği için polisler tarafından dövülen 16 yaşındaki Türk kızı Asra Panahi de vardı. 

"Mahsa Amini Meselesi Bir Kıvılcımdı"

Güney Azerbaycan’da yaşananları Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi (GAMOH) lideri Mahmudali Çehreganlı ile konuştuk. TamgaTürk muhabiri Semir Yapıcı’yla Skype üzerinden görüşen Çehraganlı, Güney Azerbaycan Türklerinin taleplerini dile getirdi.  

“Mahsa Amini meselesi bir kıvılcımdı” diyen Çehreganlı İran’ın bugüne kadar yaşadığı dönüşümleri anlattı. Settar Han’dan İran’da faşist mollaların İslam devrimine kadar geçen süreçte Türklerin bu değişim taleplerinde hep etkin rol aldığını ve bu yüzden gerek Şah döneminde gerek sonrasında Türklerin İran devletinin hep hedefinde olduğunu belirten Çehreganlı, Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi’nin nasıl kurulduğunu anlattı. 

"Bu Artık Bir İtiraz Değil, Protesto Değil, Devrimdir"

İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesiyle başlayan protestolara dair değerlendirmeniz nedir? Bu protestolar sadece Mahsa Amini’nin ölümü üzerine mi başladı yoksa bir birikmişlik var mıydı?

1995’te ben Tebriz’de üniversite hocasıydım. Aday oldum. Ne devrimciydim ne inkılapçıydım ne inkılap karşıtıydım. Normal bir öğretmendim. İzin vermezlerdi, bu hakimiyetin aleyhine bir cümle söylesen seni mahvederlerdi. Ama Tebriz benim posterlerimle doluydu. İran, Türkiye gibi değil, 10’da 1’i kadar demokrasi var. Türkiye’de medya gerçek olmayanları ifşa edebiliyor. İran’da bunun 10’da 1’i kadar açıklayabilirsin. 
Binlerce Azerbaycanlı öğrenci benim etrafımda toplandı. Ben de Azerbaycan’ımızı mahvettiklerini söylüyordum. Güney Azerbaycan’da anadilinde konuşamıyordun. Anadilimizi öğrenmek için bir ilkokul bile yoktu. TV de yoktu, radyo da yoktu, sinema da yoktu. Bir millet olarak bizi mahvediyorlardı. Bizi sömürüyor, asimile ediyorlardı. 

Hareketimiz zamanla büyüdü, Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi oldu. Ben 673 bin oy aldım. Ancak beni zindana attılar. Bana soruyorlardı; “Sen Türkiye’ye ne zaman gittin?” “Hiçbir zaman”, “Sen İsraillilerle ne zaman görüştün” “Hiçbir zaman görüşmedim” esasen ben Tebriz’den, İran’dan hiç çıkmamıştım. 

Bana “Sen İran’ı bölmek, parçalamak istiyorsun. İran yasalarının aleyhindesin. İran emniyetinin aleyhinesin.” Diyorlardı. Bende de biraz sertlik var. Benim atam Settar Han’dı. Tanınmış şahsiyetlerdi. 

Sesimi kesemediler. Ben ölmeye hazırdım, hem ben ne demişim? İran’ın aleyhine bir şey demiyordum. Ben diyordum ki filan yerde uğruluk var, filan yerde rüşvet var. Tebriz zindanı, Tahran zindanı, ölüm oruçları uzadı gitti. Dünyada adım duyuldu. Birçok ülkeden destek geldi. Tahliye edildim. Ondan sonra Türkiye’ye geldim.

İran İslam Devrimi sonrasında mollalar hep düzelmeyi vadetti ama olmadı. İran’ın yeraltı kaynakları çok olmasına rağmen bugün bizim Tebrizli, biz yavan çöreği deriz, ekmeğe muhtaç halde. 

Mahsa Amini meselesi bir kıvılcım oldu. Millet zelil haldeydi, aşağılanıyordu. Şahsiyeti ayaklar altına alınıyordu. Milletin çoğu bir dilenci gibi yaşıyordu. Bu kıvılcım sonrasında eylemler İran adlanan ülkenin her yerine yayıldı. 

Bu artık itiraz değildir, protesto değildir. Devrimdir. Bu eylemler durmayacak. Rejim de durmayacak tabii. Şah Çerağ bölgesindeki olayı gördünüz. Bunu yapan kişi Haşdi Şabi’dendi. Şah da böyleydi. Abadan’daki Rex sinemasında da aynı şeyler oldu. Şah Çerağ saldırısı da aynı şekilde yapıldı. 

Hatta bir fotoğraf ortaya çıktı ki bu katil ölenlerin yas merasimine katılıp cenaze namazı kıldı. Gerçeklerin üstü örtülemez, elbet ortaya çıkar.

"Bizim Hedefimiz Tam İstiklal"

Protestoların en sert merkezi Güney Azerbaycan oluyor, Güney Azerbaycan’daki birçok şehirde Türkler faşist molla rejiminin polisleri tarafından katledildi. Protestolar bundan sonra nereye gider? Güney Azerbaycan Türkleri bu protestolarda bağımsızlık talep ediyor mu?

Tabii ki. Biz en iptidai insan haklarımızdan bile mahrumuz. Güney Azerbaycan’ın, Hazar sahilinde, Türkmenistan gibi, Kazakistan gibi, Kuzey Azerbaycan gibi limanları var. Buralarda gaz ve petrol kaynakları var. Güney Azerbaycan demir, alüminyum, mermer, bakır gibi madenlerle dolu çok varlıklı bir toprak ama Türk milleti Güney Azerbaycan’da en iptidai insan haklarından bile mahrum. 

Bizim 95-96’larda bir şiarımız vardı; “Rus, Fars, Ermeni/Bunlar Türk’ün düşmanı”. Biz bu lafın doğruluğunu her zaman görüyoruz. Rus ve Fars’ın iş birliğini her gün, her hafta, her ay görüyoruz. 

Güney Azerbaycanlılar uyanıklar, sezme ve seçme güçleri var, eğriyi doğrudan, dostu düşmandan ayırt edebilecek güce sahipler. Milli ve siyasi şuurları güçlüdür. Kendilerini tanıyorlar. Haklarını gasp edenleri tanıyorlar. Kendilerini millet haline getiren unsurları tanıyorlar ve mücadeleye başladılar. 

Biz şuna inanıyoruz ki millet bir ailedir, büyük bir ailedir. Vatan da bir evdir. Ne bir aile bölünüp parçalanmalıdır ne bir ev. Vatan bölünmez, şehitler ölmez diyoruz. Bizi 1808 ve 1813’te, Azerbaycan’ı bölüp parçalamak istediler. Azerbaycan Türkleri bir millettir, bir ailedir bir evdir. Azerbaycan bir evdi, burada yaşayan 50-55 milyonluk Türk Oğuz milleti de bir ailedir. Bu aile birbirinden ayrı kalmamalı. 

Bizim hedefimiz tam istiklal; Güney Azerbaycan Türk Cumhuriyeti’ni kurmaktır. Rahmetli Elçibey de bunu dedi, kuzeyde ve güneyde milli azatlık başladığında toplum milletleşir. Milletleşme kuzeyde ve güneyde olmalıdır. Bence bu oldu. Kuzeyde ve güneyde milletleşme sağlandı. Bence bu oldu. Darmadağın bir toplumduk, sömürülmüş ve asimile olmuş, mankurtlaşmış bir toplumduk. Şimdi milletimiz, Türk milletinin içinde en yüksek seviyede milli ve siyasi şuura malik olan toplumlardan birisidir. 

Kuzeyde ve güneyde milli uyanış hareketleri başladı, her iki taraf da milletleşti. Kuzey milletleştikten sonra biz milletleştik, devletimizi kuracağız. Rahmetli Elçibey dedi ki üçüncü merhale; bütünleşme, birleşme. Devletimizi, Güney Azerbaycan Türk Cumhuriyeti’ni, kurduktan sonra hemen belki bir günde, bir haftada, bir ayda, bir yılda çevremizdeki ve dünyadaki şartları göz önüne alarak birleşeceğiz ve Birleşik Azerbaycan Türk Cumhuriyeti kurulacaktır. 

Güney Azerbaycan, Türk dünyasının altın köprüsüdür. Bölgemizde Türk birliği ve Turan kurulması için ilk adımdır. Birleşik Azerbaycan’dan sonra Türk birliği de kurulacaktır. Bu konfederasyon olabilir, federasyon olabilir belki Avrupa Birliği gibi bir Türk birliği kurulabilir. 

Bölgemizde Batı Trakya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye, Kuzey Azerbaycan, Güney Azerbaycan, Batı-Doğu Türkmeneli ile birlikte 140 milyonluk bir Türk birliği kurulabilir. Biz bunun arzusundayız ve bu yolda hareket ediyoruz. Zor da olsa, çetin de olsa bu yoldayız. 

"Azerbaycan'ın Artık Sabrı Taştı"

Azerbaycan, uzun süredir Türkleri pervasızca hedef alan İran'a karşı ilk kez böyle net tavır koydu. Sizce Bakü'deki tutum değişikliğinin nedeni ne? Bunun sahada bir karşılığı olur mu?

İran rejimi Azerbaycan’ın aleyhine faaliyetlerde bulunuyor. Azerbaycan’ın artık sabrı taştı. İran’ın 1990’larda da Ermenilere yardım ettiğini Azerbaycan biliyordu. Azerbaycan’ın aleyhine olduğunu ve Ermenilerin lehine olduğunu, Ermenilere yardım ettiğini Azerbaycan biliyordu. Neden ses etmiyordu? Belki de yalnızdı belki de tekti belki de devlet çok güçlü değildi. Bu yüzden sabretti.

Türkiye’nin bu kadar, öz kardeş gibi Azerbaycan’la yakınlaşması Azerbaycan’ı ümitlendirdi. Moral verip motive etti ve manevi gücünü artırdı. Cesaretini de artırdı. Azerbaycan da Türkiye de her şeyi biliyor. Türkiye’nin askerleri kuzey Irak’ta ve kuzey Suriye’de şehit oluyorlar, bu İran vasıtasıyladır, Haşdi Şabi vasıtasıyladır. İran’ın PKK’ya destek verdiğini Türkiye bilmiyor mu? Biliyor. 

Azerbaycan’ın da bazı ayrılıkçı isimleri İran tarafından destekleniyor. 

İran, Azerbaycan’ın güçlenmesini, müreffeh olmasını, demokratik bir devlet ve toplum olmasını istemiyor. Neden? Çünkü Güney Azerbaycan’da 35 milyon, İran’da 45 milyon Türk görüyor ki Aras’ın öteki tarafında yaşayanlar kendilerinden en az yarım asır önde yaşıyor.

Her açıdan müreffeh vaziyette. O zaman ne olacak? Türkler Tahran merkezli hakimiyetten uzaklaşıp kuzey Azerbaycan’la birleşmek isteyecek. 

O yüzden İran, elinden gelen ihaneti Azerbaycan Cumhuriyeti’ne yapıyor. Azerbaycan’ın da sabrı taştı. Elbette, Türkiye’nin Azerbaycan’a destek vermesi Azerbaycan’a inanılmaz bir cesaret verdi, manevi güç verdi. Azerbaycan bu sayede özüne güven duydu ve artık İran’ın ihanetlerine göz yummadı. İran’ın ihanetlerini artık yüzüne söylüyor. 

İran hakimiyeti istiyor ki Azerbaycan’da da bir İslam Devleti kurulsun. Azerbaycan’ın sabrı taştı, İran’a “sen yıllar boyu benim düşmanlarımı, beni bölüp parçalamaya çalışanları, benim devletimi yıkmaya çalışanları besliyorsun, eğitiyorsun, her açıdan destekliyorsun” dedi. 

Geçen haftalarda da Azerbaycan’ın devlet kanalları benimle de görüşmeye başladı. 3 defadır ekrana çıkıyorum. Daha önce böyle bir şey yoktu. 95’ten bu yana 27 yıldır Milli Hareket sürüyor, Azerbaycan devlet kanalları asla bizimle temasa geçmemişti. Geçen günlerde ben 3 defa Azerbaycan devlet kanallarına çıktım. 

İran’ın ihanetleri haddini aştı. Azerbaycan’ın da sabrı taştı. Azerbaycan başladı İran’ın ihanetlerine yavaş yavaş yanıt vermeye.  

"İran Ordusu Azerbaycan'a ya da Türkiye'ye Bir Kurşun Atarsa Sonu Gelir"

İran’ın protestolar devam ederken Türkiye ve Azerbaycan sınırlarında tatbikat başlatmasının anlamı nedir? İran hem içeriye hem dışarıya bir gözdağı mı veriyor?

Tabii gördük. Geçen yıllarda hep Ermenilere destek veren, Ermeniler Azerbaycan topraklarına saldırırken Ermenilerin yanında olan ve Azerbaycan’a destek vermeyen İran Fars molla rejimi görüyoruz ki Azerbaycan ve Türkiye güçlendikçe rahatsız oluyor. Bu yüzden Azerbaycan ve Türkiye sınırlarında askeri tatbikat yapmaya başladı. Bunlar boşunadır. İran’ın ordusundan yarısından fazlası Türklerdir. İran adlanan Fars molla rejimi Türkiye’nin karşısında dayanamaz. Türkiye yalnız değil, Güney Azerbaycan var, Azerbaycan var. Türk ordusu dünyanın en güçlü ordularından birisidir. 

İran akıldan ve zekadan uzak. Ne yaptığını bilmiyor. Kendisini yitirmiş, programsız, plansız hareketlerde bulunuyor. İran ordusu Azerbaycan’a ya da Türkiye’ye bir kurşun atarsa sonu gelir. 

İran’ın bu hareketleri sözdedir, pratikte İran Türkiye ve Azerbaycan aleyhine bir şey yapamaz.

"Fars Faşist Molla Rejimi Tarihin Çöplüğüne Atılmak Üzeredir" 

Protestolar bundan sonra nereye gidecek? 

Belki bir haftaya belki bir aya en geç bir iki yıla bu rejim bitmiştir. Fars faşist molla rejimi tarihin çöplüğüne atılmak üzeredir. İran’ın iç şartları ve bölgedeki şartlar mühim.

Avrupa’nın ve Amerika’nın pozisyonları önemli. Bu şartlar molla rejiminin aleyhine olursa bu rejim yıkılır. Eğer tarafsız kalırlarsa ya da İran rejimine destek verirlerse bile bu molla rejimi maksimum üç yıl daha kalabilir. Yakın gelecek bunu gösterecektir. 

"Güney Azerbaycanlıların Gökte Allah Yerde Kuzey Azerbaycan ve Türkiye'den Başka Kimseleri Yok"

Türkiye’ye, Azerbaycan’a, Türk dünyasına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Ben Türkiye ve Azerbaycan devletinden bir Türk olarak; Azerbaycan’ı seven, Türkiye’yi seven, bu devletler uğrunda canını malını feda etmeye hazır olan bir insan olarak; Türkiye ve Azerbaycan’dan istiyorum ki; Güney Azerbaycanlılar yalnızdır, Güney Azerbaycanlılar tektir, kimseleri yoktur, gökte Allah ve yerde Türkiye ile kuzey Azerbaycan’dan başka kimsemiz yoktur ve İran’da internet kesik, YouTube yasak, Google yasak, Facebook yasak bu yüzden gökte Allah yerde kuzey Azerbaycan ve Türkiye’den başka kimseleri yoktur; onları bu günlerde yalnız bırakmasınlar.

Kardeşlik borcudur bu. Bu kan kardeşliği, can kardeşliği, doğma ve öz kardeşlik borcudur. Devlet TV’leri, uydu TV’leri Güney Azerbaycan’ın sesine ses vermelidir. Çünkü Güney Azerbaycan’da internet kesik, insanlar yasak olsa da yayın almak için evlerinde küçük bir çanak anteni evlerinde gizli bir yere koyuyorlar. Türkiye’nin bazı kanallarını görebilirler ama internet, sosyal medya kesik.

Bu yüzden Türkiye’mizden ve Azerbaycan hakimiyetinden rica ediyorum, istiyorum ki İran adlanan zindanda yaşayan 35 milyon Güney Azerbaycan Oğuz Türkünün, 45 milyon İran Türkünün size şiddetle ihtiyaçları var. Şiddetle sizin yardımınıza ihtiyaçları var. Bunların sesine ses olun, Fars rejimi bunların sesini boğmak istiyor. Sizler bu sesin boğulmaması için bunlara destek verin. Bu sesi alın, dünyaya yayın. Bu milletten en azından manevi desteğinizi esirgemeyin.

İnşallah yakın gelecekte Fars faşist molla rejiminin tarihin çöplüğüne atılmasına şahit olacağız ve Güney Azerbaycan’ımızın da Güney Azerbaycan Türk Cumhuriyeti olarak kurulmasına şahit olacağız. Birleşik Azerbaycan’ın kurulmasına da şahit olacağız, Oğuz Türk birliğine de şahit olacağız. 
 

güney azerbaycan iran mahsa amini protesto azerbaycan türkiye güney azerbaycan milli uyanış hareketi