Sözde Muhalif Medya Muhalefeti Nasıl Tahakküm Altına Aldı?

TAKİP ET

14 Mayıs seçimlerine giderken AKP'ye muhalif vatandaşlar adeta bir tahakküm altına alındı. AKP'nin yandaş kanallar üzerinden kurduğu tahakküm; CHP yandaşı kanallar tarafından Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için kuruldu.

14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken yaşanan olaylar, Türk muhalefetinin nasıl bir baskı altında olduğunu ve 2017 referandumu sırasında dikkat çekilen "iki partili sistemin" fiili olarak nasıl hayata geçirildiğini gösterdi.

Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı toplumun birçok kesimi tarafından istenmedi. Bu kesimlerin başında muhalefetin ikinci büyük partisi olan İYİ Parti geliyordu. 

Ancak tüm bu kesimlerin sesleri CHP'ye yakınlığıyla bilinen medya tarafından bastırıldı. 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 3 Mart'ta Altılı Masa'dan kalkması üzerine başlatılan linç kampanyası, 6 Mart'ta masaya tekrar oturması ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul etmesiyle sonuçlandı. 

Ancak illüzyon seçimlere kadar sürdü; Kılıçdaroğlu seçimleri kaybetti. Kılıçdaroğlu'nun adaylığı öncesinde var olan muhalif heyecan; adaylık sonrasında sönümlendi ve bu tutum muhalif partilerin vekil sayılarına da yansıdı.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkan İYİ Parti'ye yönelik linç kampanyasının da etkisiyle İYİ Parti istenen patlamayı bu seçimde de yapamadı. 

Benzer bir linç kampanyası İYİ Parti'nin CHP'yle ittifak  yapmayacağını açıklamasından sonra da başlatıldı. 

Gökhan Özbek - 23 Derece

Söz konusu linç kampanyasını düzenleyenlerin ilişkileri ise dikkat çekiyor. Örneğin X'te yayın yapan 23 Derece hesabının sahibi Gökhan Özbek'in hem CHP'yle hem AKP'yle ilişkileri var.

Özbek, AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak için uğraşan Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'nun reklamını böyle yayımlamıştı: 

Özbek'in aynı zamanda Adana'da CHP'li Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin'in, yine CHP'li olan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ın yerine geçmesi için uğraştığı da iddia ediliyor. 

Avrasya Araştırma - Kemal Özkiraz

23 Derece ve Gökhan Özbek, CHP'ye yakınlığıyla bilinen bir diğer isim olan ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için uğraşan isimlerin başında gelen Avrasya Araştırma'nın başındaki Kemal Özkiraz'la 15 Eylül 2022'de yaptığı yayında İYİ Parti'nin 5'li çeteye göz kıptığını ileri sürmüştü. 

Kemal Özkiraz'ın muhalefet üzerindeki algıları ve çabaları bu kadarla sınırlı değil. Son olarak İYİ Parti'nin Kılıçanketlerde Kılıçdaroğlu'nu kazanamayacak, kendilerini ise ana muhalefet partisi olarak göstermesi karşılığında para teklifinde bulunduğunu iddia eden Özkiraz, seçim süreci boyunca Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın 9 puan kadar önünde olduğunu savunmuştu.  3-6 Mart sürecinden sonra Özkiraz, Kılıçdaroğlu'nun yüzde 56-57 oranında oy aldığını ileri sürmüştü. 

Nitekim Kemal Özkiraz'ın Kılıçdaroğlu yandaşlığı CHP'deki kurultay sürecinde de devam etti ve Özkiraz daha oy sayımları devam ederken Kılıçdaroğlu'nun kazandığını iddia ettiği bir tivit attı. 

TELE1 - Merdan Yanardağ

Bir diğer isim ise geçmişte Kürtçü terör örgütü PKK'nın propaganda organlarından Özgür Gündem'in Yazı İşleri Müdürlüğünü de yapan TELE1 Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ oldu. 

Kılıçdaroğlu'nun yüzde 60'la seçimi kazanacağını öneren Merdan Yanardağ, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkanları AKP'li olmakla itham ederek adeta ateş püskürüyordu. 

Yanardağ, Akşener'in aday olmaları için çağrı yaptığı İstanbu Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı da "uyararak" "Kılıçdaroğlu'nun arkasından iş çevirmemelerini" söyledi. 

Kürtçü terör örgütünün eli kanlı elebaşı, bebek katili Abdullah Öcalan'ı övdüğü için hapis yatan Yanardağ, bu konuda da İYİ Parti'yi suçladı.

Yanardağ, Akşener'in çağrısına karşılık "İyi Parti, kendinden menkul "ulvi nedenlerle" Millet İttifakı'na, demokrasi güçlerine, kendisine bağlanan umutlara ve halka ihanet etmiştir.. Türkiye' nin geleceğini yeniden Erdoğan-AKP kliğine, dinci-faşizan bir bloka teslim etmeye hazırlanıyor.. CHP'nin içine kama sokuyor." ifadelerini kullandı. 

 

Nitekim Merdan Yanardağ'ın istediği oldu ve Kemal Kılıçdaroğlu aday olarak seçimleri kaybetti.

Yanardağ, daha önce yaptığı açıklamada "TELE1, Halk TV ve KRT; Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti’den düzenli olarak her ay para alıyormuş. İddiası bu. Bir kere TELE1 ve diğer kanalların gelirleri reklam ve sponsorluk gelirleridir. Biz bazı hizmet satış anlaşmaları da yapıyoruz. Bunların arasında siyasi partiler de var. Demokratik siyasetin içinde yer alan muhalif partiler bunlar. İktidar partilerini reddediyoruz. Dolayısıyla da CHP ile de zaman zaman yaptığımız hizmet anlaşmaları var. Mitingini yayınladığımızda bunun karşılığında bir bedel alıyoruz. Bunlar da faturalı. Resmi kayıtlar içinde. Sayıştay’ın denetlediği işler. TELE1 dört kere mali soruşturma geçirdi ve tümünde de aklanarak çıktı. Buralardan elde ettiğimiz gelirler ise masraflarımızın yüzde 1’i bile değil. TELE1 genel olarak izleyenlerinin desteğiyle ayakta kalan bir kanal. O nedenle dünyanın en şeffaf finansman modeline sahip bir kanal. Havuz medyası var. Senin havuz medyasına bir lafın var mı senin” ifadelerini kullandı.

Yanardağ daha sonra İYİ Parti'nin, TELE1'e reklam vermediğini belirterek tepki gösterdi. 

TV100 - Süleyman Soylu'yla İlişkiler

Seçimlerden önce Kılıçdaroğlu'nun TV100'de konuk olduğu Uğur Dündar ile Haftanın Panoraması yayını esnasında SADAT alt bant reklamı sonrası ortalık ayağa kalktı. Olayın dikkatsizlik sonucu olduğu ileri sürüldü ve sorumlu 3 çalışan işten çıkarıldı. 

Daha sonra Kılıçdaroğlu TV100'ün sahibi Necat Gülseven ile görüşerek, SADAT reklamından dolayı işine son verilen 3 personelin geri alınmasını istedi.

Kılıçdaroğlu'nun "O 3 arkadaşımızın böyle bir hatadan dolayı işsiz kalmasına benim yüreğim elvermez. Sizi de zora sokmayacaksa lütfen arkadaşlarımızı işe geri alın. Onlarla konuşun, benim selamlarımı da iletin. Lütfen böyle bir şeyden dolayı kimse işsiz kalmasın" dediği belirtildi.

Görüşmede Gülseven, TV100’ün yayın çizgisinin ortada olduğunu, tüm gruplara eşit mesafede olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu da "TV100’ün yayın çizgisini beğeniyoruz, objektif bir çizgisi var. Yaşanan son durum bir talihsizliktir. Bunlara da hiç takılmayın" ifadelerini kullandı.

Ancak Necat Gülseven her ne kadar objektif olduklarını iddia etse de eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yla yakın olduğu biliniyor. Gülseven ayrıca organize suç örgütü liderliğinden hüküm giyen daha sonra tahliye olan Alaatin Çakıcı ile de sık sık poz veriyor. 

TamgaTürk'ün Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'nin, AKP'ye yakın paramiliter örgüt SADAT'ın reklamıyla gündeme gelen TV100’ün patronu Necat Gülseven’in Alaattin Çakıcı’nın dostu olduğunave birlikte fotoğraflarının bulunduğuna dair iddialarına ilişkin haberine erişim engeli getirilmişti. 

Öte yandan Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda en istekli isimlerden birisi olan Barış Yarkadaş da TV100'ün kadrolu isimlerinden. Seçimlerden önce Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için adeta çırpınan Yarkadaş, İYİ Parti'nin ittifaktan ayrıldığını duyurmasından itibaren de benzer bir linç kampanyasına başladı.  

Nitekim aynı kanalda yazan AKP'li Fuat Uğur da Barış Yarkadaş'la benzer bir tutum izliyor. 

Sonuç

Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün; Halk TV'nin, KRT'nin ve sair "muhalif" medyanın CHP'yle ilişkileri aşikar.

14 Mayıs seçimlerine giderken AKP'ye muhalif vatandaşlar adeta bir tahakküm altına alındı. AKP'nin yandaş kanallar üzerinden kurduğu tahakküm; CHP yandaşı kanallar tarafından Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için kuruldu. 

İYİ Parti'nin içinde de yer alan kimi isimlerin de dahil olduğu bu tahakküm sonucunda Türkiye, AKP istibdadıyla 5 yıla daha mahkum edildi. Halkın umut olarak gördüğü isimlerin kendilerine yapılan çağrıya yanıt vermemesi; halkın isteklerini görmezden gelmesi muhaliflerin heyecanının bitmesine neden oldu. 

Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimleri kaybetmesinden sonra umudunu kaybettiği için intihar eden gençler oldu. CHP Genel Başkanlığı'nı kaybetmesi dışında ne Kılıçdaroğlu'nun ne de onu aday yapanların hayatında bir şey değişmedi; hayatları aynen devam etti. 

31 Mart Yerel Seçimleri yaklaşırken medyada yine benzer söylemleri duyuyoruz. Üstelik belediye rantlarından mahrum kalmak istemeyen bu isimler yine bir sopa-havuç denklemiyle "biz gidersek AKP" gelecek diyorlar ve İYİ Parti veya bir başka parti fark etmeksizin bağımsız olmak isteyen muhalefeti boğmak için ellerinden geleni yapıyorlar. 

CHP'den sonraki en büyük muhalif parti olan İYİ Parti'de yaşanan çalkantılar bir süre daha devam edeceğe benziyor. İYİ Parti eğer bu çalkantılı süreçte doğru hamleleri yaparsa kısa vadede kaybetse bile daha uzun bir zamanda AKP istibdadından da CHP tahakkümünden de bıkmış seçmenleri yakalayabilir. 

14 mayıs seçimleri seçimler muhalif medya muhalefet tahakküm akp muhalifler