Türk Dünyası Kırgızistan'ı Çin Canavarına Kurban Vermek Üzere! Sırada Türkiye mi Var?

TAKİP ET

Geçmiş hükumetlerin imza attığı antlaşmalarla Çin'e karşı eli kolu bağlanan Kırgızistan'ın yeni hükumeti, ekonomik şartlar nedeniyle birçok mal varlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Çin'den borçlanmayı sürdüren Türkiye'nin de yakın bir gelecekte benzer bir durumla karşılaşma ihtimali her geçen gün kuvvetleniyor.

Türkistan'ın kadim merkezlerinden Kırgızistan'da yeni yönetim, Rusya ve Çin'le iyi ilişkilere sahip eski hükumetlerin ikili antlaşmalarla verdiği büyük tavizlerin ağır faturasıyla karşı karşıya kaldı.

5 milyar dolarlık dış borcunun yüzde 40'ından fazlası Çin İhracat-İthalat Bankası'na karşı olan Kırgızistan'da bu büyük yükün altına 'Bir Kuşak, Bir Yol' ve 'Kuşak ve Yol Girişimi' diye adlandırılan projeye entegrasyon gerekçe gösterilerek özellikle eski Devlet Başkanı Almazbek Atambayev'in imzasını taşıyan antlaşmalarla girilmişti.

Projeye uyum için Çin Halk Cumhuriyeti'nden aldığı ciddi borçlarla önemli altyapı yatırımlarına soyunan Kırgızistan'ın ekonomisi, pandemiyle geçen 2020 yılında yüzde 8,6 oranında daraldı. Türk devleti, gelinen noktada borcun ana parasının taahhüt ettiği şekildeki bölümünü ödeyememenin ötesinde faizini dahi karşılayamayacak noktaya gelmiş durumda.

Yeni Devlet Başkanı Sadyr Japarov, bütün borçlarını zamanında ödemek için planları olduğunu dile getirse de aynı röportajda planlara uyum sağlanamaması ve borçların ödenenememesi durumunda birçok mal varlığının Çin'e kaybedilmesi tehlikesiyle karşı karşıya olduklarının da altını çizdi.

Birçok Uzak Asya ülkesiyle benzer bir 'asimetrik güç ilişkisi' içerisinde olan Çin Halk Cumhuriyeti, borçlu ülkelere şimdiye kadar uygun erteleme imkanları sunmuştu, mevcut durumda da erteleme planlarını tartışmak için istekli davrandığı biliniyor. Ancak Çin, ortaya koyulan yeni planlarda muhatap ülkeleri daha ağır koşullarla boyunduruğu altına alıyor.

Sıradaki Kurban Türkiye mi?

Türkiye, dünya genelinde kamu borcunun en hızlı arttığı ülkelerden biri olmasıyla dikkat çekiyor. 2016 yılında 759.9 milyar TL olan kamu borcu, bilidiği üzere 2020 yılında 1 trilyon 812 milyar TL'ye yükseldi.

Bu dev meblağın içinde Çin'den çeşitli zamanlarda alınan kredileri farklı kılan husus ise söz konusu borçların kullanıldığı sektörler. Örneğin Türkiye'nin son olarak Çin'den aldığı kredinin miktarı 3.6 milyar dolar, yani 26,1 milyar TL'den ibaretti. Ancak bu kredi, Çin'den tıpkı Kırgızistan'ın ve diğer ülkelerin yaptığı gibi ulaşım ve enerji sektörlerinde kullanılmak üzere alındı.

3.6 milyarlık paketin 2.4 milyarının Üçüncü Köprü refinansmanı, 1.2 milyar dolarının ise BOTAŞ’ın depolama tesisleri için kullanıldığı biliniyor.

Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın damadı ve aynı zamanda eski Hazine ve Maliye Bakanı olan Berat Albayrak, görevde olduğu sürede Uluslararası Çin Endüstri ve Ticaret Bankası (ICBC) Başkanı Yi Huiman ile önemli görüşmeler gerçekleştirmiş ve bu işbirliğini uzun vadede sürdürmek istediklerini kaydetmişti.

Ciddi bir ekonomik daralmanın eşiğinde olan Türkiye'nin örnekteki gibi kredilerle Çin'e borçlanmayı sürdürmesi ve kamu borcunun her geçen yıl katlanarak artması, Türkiye'nin Türk dünyasında Kırgızistan'dan sonra Çin'e verilecek yeni kurban olacağı yönündeki görüşleri desteklemeye devam ediyor.

kırgızistan türkiye çin çin halk cumhuriyeti sadyr japarov tayyip erdoğan berat albayrak yi huiman çin endüstri ve ticaret bankası asimetrik güç ilişkisi borç kredi borçlanma kamu borcu