Uygur Hareketi, Birleşmiş Milletler Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması İçin Uygur Raporunu Sundu

TAKİP ET

Dünya Uygur Hareketi, soykırımcı Çin'in Uygur halkına ve diğer Türk halklarına karşı soykırımını ve Doğu Türkistan'daki insanlığa karşı suçlarını gösteren ayrıntılı bir rapor sundu .

Evrensel Periyodik İnceleme küresel olarak insan hakları durumunu iyileştirmek ve tüm ülkelerdeki ihlalleri ele almak amacıyla İnsan Hakları Konseyi'nin himayesinde yürütülen bir Birleşmiş Milletler sürecidir. Birleşmiş Milletler'e üye her devlet, her beş yılda bir insan hakları uygulamalarının bu kapsamlı incelemesinden geçer.

2018'deki son incelemeden bu yana, soykırımcı ÇKP hükümeti yalnızca kabul ettiği taahhütleri yerine getirmemekle kalmadı, aynı zamanda Doğu Türkistan halkına yönelik zulmünü endişe verici bir oranda yoğunlaştırdı. İnsan hakları ihlallerindeki bu artış, bölgede meydana gelen suçların daha fazla uluslararası incelemeye tabi tutulmasına yol açtı. Ağustos 2022'de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), ÇKP rejiminin Doğu Türkistan'daki eylemlerinin "özellikle insanlığa karşı suçlar olmak üzere uluslararası suçlar teşkil edebileceği" sonucuna varan bir rapor yayımladı. Ek olarak, Aralık 2021'de bağımsız Uygur Mahkemesi, Çin hükümetinin eylemlerinin bir soykırım eylemi oluşturduğunu belirterek kararını verdi.

Dünya Uygur Hareketi İcra Direktörü Rushan Abbas, yayımladıkları raporun soykırımcı ÇKP rejimi tarafından işlenen çeşitli insan hakları ihlallerine dair kanıtlar sunduğunu söyledi. Abbas, "Bu ihlaller, toplu gözaltı, keyfi gözaltı, zorla çalıştırma, dijital gözetim, zorla akrabalık, dinin bastırılması ve dini mekanların yok edilmesi ile kadın ve çocuk hakları ihlallerini içeriyor." dedi. 

Abbas raporun, özellikle kadın ve çocukların içinde bulunduğu kötü durumu vurgulayarak, Çin rejiminin Uygurlara yönelik soykırımcı politikasına uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi amaçladığını söyledi. Abbas, "Uygur ve diğer Türk kadın ve çocukları, Çin'in imha kampanyasının merkez üssündeler çünkü onlar olmadan gelecek nesil de yok" dedi. Abbas, "Uygurlar İçin Kampanya, Doğu Türkistan halkına yönelik her türlü insan hakları ihlaline son vermeyi amaçlayan Çin hükümetine yönelik özel tavsiyelerin de ana hatlarını çizdi." ifadelerini kullandı.

Çin'in insan hakları sicili , Evrensel Periyodik İnceleme Çalışma Grubu'nun 2024 yılı Ocak-Şubat ayları arasında yapılacak 45. oturumunda incelenecek .

Raporda şunlar yer aldı:

"Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti, 2018 yılındaki Üçüncü Evrensel Periyodik İncelemesinde (UPR) Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) 141 devlet tarafından sunulan 346 tavsiyenin 284’ünü desteklemiştir. Bu tavsiyelerin on altısında Doğu Türkistan ile ilgili insan hakları endişelerine özellikle değinilmiştir. Tavsiye sunan devletler, ÇHC’yi “ilgili tüm Birleşmiş Milletler özel prosedürlerinin Doğu Türkistan ve Tibet’e tam erişimini kolaylaştırmak”, “tam şeffaflık sağlamak”, “Uygur bölgelerindeki tüm ‘yeniden eğitim merkezlerini’ kapatmak”, “Uygurların ve diğer Müslüman grupların keyfi olarak gözaltına alınmasını engellemek” ve “Doğu Türkistan'daki toplama kampları da dahil olmak üzere her türlü keyfi gözaltı uygulamasını kaldırmak ve bu kamplarda tutulan yüz binlerce, muhtemelen milyonlarca kişiyi derhal serbest bırakmak” gibi belirli adımlar atmaya çağırdı. Çin Halk Cumhuriyeti hükümeti bu on altı tavsiyeden on dördünü kabul etmemiştir.

ÇHÇ’nin sözde 'Sincan Uygur Özerk Bölgesi' olarak da bilinen Doğu Türkistan’daki politikalarını “gerekli ve adil” olarak tanımlamasına ragmen BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından değerlendirmede, “Uygur ve diğer ağırlıklı olarak Müslüman grupların üyelerinin, yasa ve politika uyarınca bireysel ve toplu olarak yararlanılan temel hakların kısıtlanmaı ve daha genel olarak mahrum bırakılması bağlamında keyfi ve ayrımcı bir şekilde gözaltına alınmasının özellikle insanlığa karşı suçlar olmak üzere uluslararası suçlar teşkil edebileceği” ileri sürülmüştür.

ÇHC, önceki UPR döngülerinde verdiği sözleri tutmamıştır. Çin hükümeti, 2018’deki son UPR’den bu yana, Uygur halkına ve çoğunluğu Müslüman olan diğer Türk halklarına yönelik insan hakları ihlalleri aşırı yüksek bir hızla artmış ve bölgede insanlık suçlarının daha fazla uluslararası incelemeye tabi tutulmasına yol açmıştır.

Aşağıda Uygur halkına ve diğer gruplara yönelik işlenen insan hakları suçlarının kapsamlı olmayan bir sayımı ve Çin Cumhuriyeti için bir öneri listesi bulunmaktadır.

Toplu Gözaltı: Uygurların ve Doğu Türkistan’daki diğer Türk ve Müslüman halkların toplu gözaltı kamplarınnda keyfi olarak özgürlüklerinden mahrum bırakılması en az 2017’den beri devam etmektedir. Uydu analizlerine dayanan araştırma Doğu Türkistan genelinde 380’den fazla gözaltı merkezi olduğunu ortaya koydu. Şehirlerdeki derme çatma gözaltı merkezleri kapatılırken veya yeniden kullanılırken, kentsel alanların dışında daha büyük toplama merkezlerinin inşa edildiği gözlemlenmiştir. Mayıs 2022’de açıklanan “Sincan Polis Dosyaları”, 2018 yılında Uygur yetişkinlerin yüzde 12’sinden fazlasının gözaltında tutulduğunu gözler önüne serdi. Çin hükümetinin “Sert Darbe” kampanyasının zirvesinde, bir milyona kadar ve belki de daha fazla kişinin haksız yere toplama kamplarında (resmi ifadeyle “Mesleki Beceri Eğitim ve Öğretim Merkezleri”) siyasi yeniden eğitim kamplarında, gözaltı merkezlerinde ve hapishanelerde tutulduğu tahmin edilmektedir. Haber kuruluşları, Konaşher ilçesinde neredeyse her 25 kişiden 1’inin terörle ilgili suçlardan hapis cezasına çaptırıldığını bildirdi.

Keyfi Gözaltılar: BM Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu, son dört oturumunda Naghmat Hamit, Tajinisa Yimin ve Dilixiati Wulibaiyi, Qurban Mamut, Ekpar Asat dahil olmak üzere 11 Uygur’un keyfi olarak gözaltına alınmasına ilişkin dört fikir kabul etmiştir. Gülshan Abbas, Yalqun Rozi ve Abduraşid Tohti, Tacigül Kadir, Ametcan Abduraşid ve Muhammed Ali Abduraşid, Çin’de keyfi olarak gözaltına alınan yüz binlerce Uygur ve diğer halkların sadece bir kısmını temsil etmektedir.

Zorla Çalıştırma: Son UPR’den beri ÇHC zorla çalıştırmaya ilişkin iki Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesini imzalamıştır. Ancak, ÇHC yüz binlerce eski toplama kampı tutuklusunun Doğu Türkistan sınırları içinde ve dışında çalışmaya zorlanmasını içeren bir zorla çalıştırma sistemini sürdürmeye devam etmektedir. Akademisyen Adrian Zenz, ÇHC’de zorla çalıştırmanın kapsamının arttığını ve daha yüksek vasıflı sektörlere de yayıldığını savunuyor. Çin’in devlet destekli zorla çalıştırma sistemi yalnızca ekonomik fayda sağlamayı amaçlamakla kalmıyor, aynı zamanda Uygurlar gibi etnik nüfusları asimile etme ve zorla entegre etme hedefine de yöneliyor.

Dijital Gözetim: Çin’deki hükümet yetkilileri Uygurları ve diğer azınlıkları gözetlemek ve kontrol altında tutmak için aşırı yüksek teknolojik araçlar kullanmaktadır. Entegre Ortak Operasyonlar Platformu (IJOP) adı verilen bir sistem, davranışları tahmin etmek için son derece ayrıntılı kişisel bilgileri toplamak için kapsamlı bir araç görevi görmektedir. Güvenlik kamerası ağlarıyla birlike çalışan gelişmiş yüz tanıma teknolojisi Uygurları “görünüşlerine göre” tanımlamak ve daha ileri analizler için hareketlerini kayıt altına almak için kullanılıyor. 

Akrabalığa Zorlanma: 2017 yılının sonlarından bu yana Uygur aileleri Han Çinlisi devlet çalışanlarıyla eşleştiren “Aile Olmak” adlı aile yanında konaklama program kapsamında, bir milyondan fazla Çinli devlet memuru hükümetin emriyle Uygur hanelerinde yaşamaya başladı. Bu program, Uygurları evlerinde gözetlemeyi ve devletin kültürel asimilasyon uygulamalarına karşı dayanıklılıklarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Tanık ifadeleri cinsel istismar vakalarını ortaya çıkarmıştır.

Dinin Baskılanması: ÇHC’ de dinlerin, özellikle İslam dini uzun zamandır baskı altındadır. Ancak, “Sert Darbe” kampanyasının “beyinleri yıkamak ve kalpleri temizlemek” amacıyla yoğunlaşmasıyla İslam’a yönelik baskılar yeni bir boyuta ulaştı. Sızdırılan “Aksu Listesi” IJOP sisteminin şiddet içermeyen ve yasal olan günlük davranışlar için binlerce kişiyi işaretlediğini ve gözaltına alınmasına yol açtığını göstermiştir; “şüpheli davranış” türleri arasında şunlar yer almaktadır: Kuran okumak veya çocuklara öğretmek, vaaz vermek, devlet izni olmadan kuran vaazleri dinlemek, sakal uzatmak veya başörtüsü takmak.

Dini Mekanların Yıkılması: Uydu görüntüleri üzerinde yapılan bir araştırmaya göre 2017’den bu  yana Doğu Türkistan’daki camilerin yaklaşık 8 bin 500'ü ya da üçte biri yıkıldı. Bazı durumlarda yetkililer, Kaşgar’ın 1540 yılında inşa edilen ünlü Ulu Camii de dahil olmak üzere ünlü camileri yıkmış ve orjinal yapıların daha küçük bir versiyonunu yeniden inşa etmiştir. Diğer üçte birlik kısmın bir şekilde hasar gördüğü ya da değiştirildiği tespit edilirken, türbeler ve mezarlıklar gibi önemli dini alanların yüzde 30’u daha yıkıldı.

Kadın Hakları: Uygur kadınlarına ve diğer etnik azınlıklara karşı uygulanan zorla kısırlaştırma, zorla doğum kontrolü ve zorla kürtaj uygulamaları, Uygur halkının yok edilmesi için yükselen bir risk oluşturmaktadır. Araştırmacılar Doğu Türkistan’ın 2017’den 2019’a kadar olan üç yıllık dönemde doğum oranlarında yaklaşık yüzde 50lik bir düşüşe tanık olduğu sonucuna vardı. Hükümet belgeleri, doğum kontrolü ihlallerinin yeniden eğitim kamplarına kapatılmakla cezalandırıldığını, yetkililerin ise kitlesel ve sistematik kısırlaştırma kampanyaları yürüttüğünü gösteriyor. Çin hükümeti tarafından izlenen nüfus optimizasyon stratejisi Doğu Türkistan’da “Uygur etnik grubunun hakimiyetine son vermeyi” amaçlamakta ve Uygur halkı için feci sonuçlara yol açmaktadır. Tanıkların ifadeleri toplama kamplarında sistematik tecavüzü ortaya çıkarmıştır. Çin hükümeti en az 2014 yılından buy ana Uygur kadınlara, Han çinli erkeklerle evlenmeleri için şantaj, zorlama ve mali teşvikler de dahil olmak üzere zorla evlilik dayatmaktadır.

Çocuk Hakları: Uygur çocukların ailelerinden zorla ayrılmaları ve yerlerinden edilmeleri devam etmekte. Son tanık ifadeleri, babaları Türkiye’ye sınır dışı edildikten ve anneleri 20 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra devlet yatılı okullarına gönderilmeye zorlanan iki Uygur çocuğu içeriyor. 2021 yılının sonlarında Çinli yetkililer, çocuklar arasındaki “akrabalığı” teşvik etmek ve onları “akraba” yapmak için Doğu Türkistan’daki Uygur çocuklarını Han Çinli çocuklarla eşleştirmek için sözde bir “Nar Çiçeği Planı” duyurdu.

Öneriler

Keyfi Gözaltılar, Zorla Kaybetmeler, İşkenceler ve Kötü Muamele:

Uygurları ve diğer Müslüman ve Türk Halklarını kontrol etmeyi ve gözetlemeyi amaçlayan bütün programlar dahil olmak üzere Doğu Türkistan’daki sözde “Şiddet İçeren Terörizme Karşı Sert Mücadele Kampanyası” derhal kaldırılmalıdır.

“Mesleki eğitim ve alıştırma” denilen ve “yeniden eğitim” merkezleri kapatılmalıdır.

Keyfi gözaltılara derhal son verin ve Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında veya diğer gözaltı merkezlerinde adil yargılama olmaksızın tutuklanan tüm kişileri serbest bırakın.
Keyfi olarak alıkonulan ve zorla kaybedilen kişilerin nerede olduklarını ve statülerini derhal teyit edin, ailelerine ve kendi seçtikleri hukuki, tıbbi ve dini hizmetlere sınırsız erişimlerini sağlayın.

Keyfi olarak gözaltında tutulan kişilere yönelik tüm suçlamaları geri çekin ve bu kişilere yönelik tüm zorlayıcı veya kısıtlayıcı tedbirlere son verin. Gözaltına alınan kimselerin ailelerine, sevdiklerinin gözaltına alınmasına ilişkin yazılı, resmi gerekçeleri ve davalarıyla ilgili diğer resmi belgeleri sağlayın.

Eski tutuklulara ve soykırım, insanlığa karşı suçlar ve diğer ihlallerin mağdurlarının ailelerine uluslararası yasal standartlar ve en iyi uygulamalar doğrultusunda eksiksiz, etkili ve dönüştürücü adalet ve tazminat sağlayın.

Soruşturmalar ve Hesap Verebilirlik:

Parti Sekreteri Chen Quanguo ve diğer hükümet yetkilileri ile “Sert Darbe” kampanyasılya ilgili olarak soykırım, insanlığa karşı suçlar ve diğer kötü niyetli uygulamalara karıştığından şüphelenilen veya karışan kişiler hakkında tarafsız ve bağımsız bir soruşturma başlatın ve hesap verebilirliği sağlayın.

Iletişim ve Hareket Hakları:

Uluslararası insan hakları hukuku kapsaında görülebilecek yasaklar dışında Doğu Türkistan’daki kişilerin aile üyeleri ve yurtdışında yaşayanlar dahil olmak üzere diğer kişilere teknolojik aletler kullanarak sınırsız ve izlenmeyen iletişim kurmasını sağlayın.

Uygurların ve çoğunluğu Müslüman ve Türk olan diğer etnik grupların temel insan haklarını, özellikle de Çin'i herhangi bir engelle karşılaşmadan terk etme ve Çin'e geri dönme haklarını ihlal eden tüm yasaları, yönetmelikleri ve tedbirleri yürürlükten kaldırın veya değiştirin.

Erişim ve Şeffaflık:

OHCHR ve BM Özel Prosedürleri tarafından talep edildiği üzere Doğu Türkistan'a sınırsız erişim izni verin ve bağımsız insan hakları araştırmacılarının ve gazetecilerin Doğu Türkistan'ın tamamına sınırsız erişimine izin verin.

BM insan hakları mekanizmaları ve Özel Prosedürleri ve diğer bağımsız uluslararası insan hakları izleme ve soruşturma mekanizmaları ile esaslı ve etkili bir şekilde işbirliği yapmalıdır.

Gözetim ve Mahremiyet Hakları:

Entegre Müşterek Harekat Platformunu (IJOP) lağvedin ve derlenen tüm verileri silin. 
Bireylerin özgür, önceden ve bilgilendirilmiş rızaları olmaksızın DNA ve diğer kişisel verilerinin ve biyometriklerinin toplu olarak toplanmasına son verilmesi ve toplanan tüm verilerin imha edilmesi.

Zorla çalıştırma:

Doğu Türkistan içinde veya dışında sözde "yoksulluğu azaltma" veya "işgücü transferi" programları da dahil olmak üzere Doğu Türkistan'da ve Çin'in başka yerlerinde zorla çalıştırma uygulamalarına derhal son verin.

Din ve İnanç Özgürlüğü:

Müslümanlar ve diğer tüm dini topluluklar da dahil olmak üzere herkesin dinlerini veya inançlarını seçmekte ve uygulamakta ve bunları zulüm korkusu olmadan barışçıl bir şekilde ifade etmekte özgür olmasını sağlamak.

Başta "Aile Olma" programı olmak üzere, Uygurların kendi gelenekleri, kültürleri ve
dini pratiklerine uygun olarak özgürce yaşama haklarına yönelik her türlü ihlali durdurun.
Uygurların haklarını zedeleyecek her türlü eylemden kaçınarak, Uygur dili de dahil olmak üzere kültürel miraslarını ve dini uygulamalarını koruyun.

Kadınlar:

Uygur kadınlarına ve diğer etnik halklara karşı uygulanan zorla kısırlaştırma, zorla kürtaj ve zorla doğum kontrolü uygulamalarına son verilmesi.

Uygur kadınların Han Çinli erkeklerle zorla evlendirilmesine son verilmesi.

Çocuklar:

Uygur çocukların ailelerinden zorla ayrılmasını ve nakledilmesini durdurun.

İnsan Hakları Savunucularının ve Denizaşırı Toplulukların Korunması:

Uygurlara ve yurtdışında yaşayan ve Doğu Türkistan veya Çin ile bağları olan diğer ağırlıklı olarak Müslüman ve Türk etnik gruplara yönelik her türlü taciz ve sindirme eylemini önleyin.

BM süreçlerine ve diğer uluslararası insan hakları mekanizmalarına katılanlar da dahil olmak üzere Uygur insan hakları savunucularına ve ailelerine ve sevdiklerine yönelik misilleme ve diğer misilleme önlemlerine son verin."

uygur hareketi birleşmiş milletler evrensel periyodik inceleme çin dünya uygur hareketi