ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinde bazı gazetecilere Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi. Yeni ABD yönetiminin görevinin üçüncü haftasında olduğuna işaret eden Satterfield, yeni yönetimde yer alacak ekiplerin bir araya gelmekte olduğunu bildirdi.
Ülkesi ve Türkiye arasındaki genel ilişkiler hakkında yaptığı değerlendirmede Satterfield, Türkiye ile ekonomi ve ticaret dahil ilişkilere bütün boyutlarıyla değer verdiklerinin altını çizerek, "Türkiye değerli ve önemli bir NATO ortağı ve stratejik müttefiktir" dedi.
Büyükelçi Satterfield, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere ilişkin, "Türkiye'de 30 milyar doların üzerinde yatırımımız var. İkili ticaret hacmi 20 milyar doların üzerinde. Türkiye'de bin 700 Amerikan şirketi faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerde 75 binden fazla Türke istihdam sağlıyoruz. Bu, ABD için önemli bir ilişkidir. Türkiye, Türkler ve Amerikalılar için önemli bir ilişki" ifadesini kullandı.
Satterfield, Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, ne yazık ki S-400 meselesinin, önceki ABD yönetimini, ABD yasalarını uygulamaya ve CAATSA yasası kapsamında yaptırımlar uygulamaya zorladığını belirtti.
Fakat bu yaptırımları çok hassas bir şekilde hedef aldıklarını belirten Satterfield, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk savunma sektörünü bir bütün olarak etkilemeyi değil, daha çok Savunma Sanayii Başkanlığına özel lisansları hedefledik. Bu adımı üzüntüyle atmak zorunda kaldık. Bir yıldan fazla bir süredir Türkiye'nin S-400'ü satın almasının yarattığı soruna başka bir tatmin edici çözüm bulmanın mümkün olacağını umuyorduk. Sonunda bu mümkün değildi ve ocak ayı sonunda ABD yasasını uyguladık. Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, CAATSA yaptırımlarından feragat edilebilmesi için Türkiye'nin S-400'e sahip olmamasını şart koşmaktadır. Bu yeni ve çok daha katı bir yasal gerekliliktir ancak ABD'nin yasasıdır. Burada bir şey açıklığa kavuşturmak istiyorum. Çalışma grubu yok, olmayacak. Bu, ABD mevzuat ve yasalarının uygulanmasına ilişkin bir konudur. S-400 sorununun çözülebilmesini umuyoruz ancak mümkün değilse, uyguladığımız yaptırımlardan doğrudan etkilenmeyen iş birliğimizin tüm alanlarına odaklanmaya devam edeceğiz."