Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2025 yılı Şubat ayına ilişkin kadın cinayeti verilerini açıkladı. Platformun raporuna göre, Şubat ayında 16 kadın cinayeti işlendi. 21 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.
Öldürülen 16 kadından 3’ü boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi gerekçelerle öldürüldü.
Bir kadın oğlunun işsizliği hakkında konuşması bahanesiyle öldürüldü.
12 kadının ise hangi nedenle öldürüldüğü tespit edilemedi.
Kadınların Dörtte Biri Evli Olduğu Erkekler Tarafından Öldürüldü
Platforma göre, Şubat ayında öldürülen 16 kadının dördü evli olduğu erkek, dördü eskiden evli olduğu erkek, üçü oğlu, ikisi eskiden birlikte olduğu erkek tarafından öldürüldü. Geriye kalan kadınlardan biri birlikte olduğu erkek tarafından, bir diğer kadın ise babası tarafından katledildi. Akrabası tarafından öldürülen kadın sayısı şubat ayında en az bir oldu.
Bu ay yaşamını yitiren kadınların yüzde 25’i evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Kadınların 11’i evinde, 2’si sokakta, 1’i ıssız bir yerde, 1’i işyerinde ve 1’i okul önünde öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’u kendi evlerinde yaşamını yitirdi.
Kadınlar En Çok Ateşli Silahlarla Öldürüldü
Raporda, Şubat ayında öldürülen kadınların 9’unun ateşli silahlarla, 5’inin kesici aletle, 2’sinin ise boğularak öldürüldüğü belirtildi.
Yıllık Bilanço Ağırlaşıyor
Platformun verilerine göre, 1 Mart 2024- 1 Mart 2025 tarihleri arasındaki bir yıllık sürede 239 kadın, aile üyesi erkekler tarafından öldürüldü. Bu kadınlardan 154’ü evli oldukları erkekler, 26’sı babaları, 22’si oğulları, 27’si erkek akrabaları ve 10’u erkek kardeşleri tarafından öldürüldü.
Kadına Yönelik Şiddetin "Önlenemeyen" Politik Tarafı
Türkiye'de, özellikle son birkaç yıldır giderek muhafazakârlaşan toplumun bu eril düzende söz hakkı tanımadığı kadınlara uygulanan psikolojik, cinsel, sosyal ve fiziksel her türlü şiddetin ulaştığı korkunç boyutlarla yüzleşmeye devam ediliyor.
Ülkedeki "önlenemeyen" kadın cinayetleri, tacizleri, tecavüzleri ve kadınlara yönelik şiddet içeren her eylem; faillerin işledikleri suçların bir yaptırımının olmayacağına olan "politik güvenleri" ile doğru orantılı.
AKP iktidarının fail yanlısı ve kadınları açık hedef haline getiren politikası siyasette var olmaya ve kamuoyunda kabul görmeye devam ettiği sürece, kadınlar da her gün bir yerlerde "gözü dönmüş/öfkeden delirmiş/cinnet geçirmiş" erkeklerin kurbanı olmaya devam ediyor, çünkü yasalar kadınları korumuyor.
Ülkemizde kadın olmak, kadın olarak yaşamak ve var oluş mücadelesi vermek yeteri kadar zor iken, İstanbul Sözleşmesi gibi kadın beyanını esas alan ve kadın haklarını koruyan bir sözleşmenin 20 Mart 2021 tarihinde AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından feshedilmesine karar verildi.
Kadınların bu ülkede rahat nefes alabilmesi, okuması, çalışması, kendini güvende hissetmesi, her şeyden önemlisi, hayatta kalması için gerekli şartların sağlanması kadınlara sunulan bir lütuf değil, devletin asli göreviyken, iktidar mensupları tarafından yapılan bu "düzenlemeyle" son 4 senedir Türkiye'de yaşayan her kadın için sokaklar artık daha da tekinsiz ve oldukça karanlık.
Her gün evinde, iş yerinde, aile içinde, tanıdığı ya da tanımadığı birileri tarafından erkek şiddetine maruz kalan, hakkı olan güvenli yaşam olanağına ulaşamayan onlarca kadının bir gün seslerini duyurabilmesi umuduyla;
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.
Editör: Betül Gafa