Adalet Bakanlığı Destek Hizmetleri Dairesi, bu yılın Eylül ayının başında hâkim ve savcılara ithal silah kampanyası başlattı.
Piyasanın dörtte biri fiyatına ithal silah alan bazı hâkim ve savcılar, normal şartlarda sadece bedelsiz hibe edebilecekleri silahları, internette satışa çıkarttı.
Silah alım satımı yapılan bazı internet sitelerinde, “yargı mensubundan” denilerek satışa çıkarılan silahların ücretinin 12 bin dolara kadar çıktığı görüldü.
Kendilerine Tanınan Hakkı Ticarete Çevirdiler
2008 yılında yapılan düzenlemeyle hâkim ve savcılara görev süreleri boyunca biri yerli, biri ithal olmak üzere iki silah alabilme hakkı tanındı.
Düzenleme kapsamında silahlar, fon, vergi, resim, harç ve resmi kuruluşlara ait ardiye ücretinden muaf tutuldu, hâkim ve savcılar daha ucuz fiyata silah sahibi oldu.
Adalet Bakanlığı’ndan İthal Silah Kampanyası
2024 yılının Eylül ayının başında, Adalet Bakanlığı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca hâkim ve savcılar için ithal silah alımı ilanı yapıldı.
2012 yılında da benzeri yapılan kampanyaya ilişkin AKP'li Adalet Bakanlığı’nın 27 Ağustos’taki yazısında, kampanyanın hâkim ve savcıların güvenliklerini artırmak amacıyla yapıldığı ve Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) tarafından ithal silahların tedarik edileceği belirtildi.
Yazıda silahların alımının euro veya dolar ile yapılması, ücretin Adalet Bakanlığı’nın banka hesabına yatırılması gerektiği belirtildi. Hâkim ve savcılar için başlatılan kampanya 30 Eylül’de sona erdi.
Silahlar "Yargı Mensubundan Satılık" Denilerek İlana Konuldu
Hâkim ve savcılar bu silahları normal şartlarda bedelsiz şekilde hibe edebiliyor. Ancak kampanya ile birlikte birçok yargı mensubu, uygun fiyata aldığı silahları internet üzerinden satışa çıkardı.
"Yargı mensubundan satılık" diye ilana konulan silahların fiyatının 12 bin dolara kadar çıktığı görüldü.
Örneğin, Wilson EDC XP L 2.0 model silah yargı mensuplarına 4 bin 173 dolara satılırken, internet üzerinden 12 bin dolara satışa konuldu.
Bununla birlikte, Springfield Armory 1911 Emissory 45 ACP marka silah, yargı mensuplarına 1791 dolara satılırken, ilanda 12 bin dolara satışa konuldu.
Ayrıca, 500 dolara satılan CZ P10 S marka silah da, internet üzerinde 4 bin 480 dolara ilana konuldu.
Adalet Bakanlığı'ndan İlanlarla İlgili Açıklama
AKP'li Adalet Bakanlığı yetkilileri, söz konusu ilanlarla ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:
"Silah satışı Türkiye’de yasaktır, kimse silahını satamaz. MKE haricinde silah satışı da yapılmıyor. Buradaki ilanlar yasal değil. Ayrıca kim tarafından konulduğu da bilinmiyor bu ilanların. Diğer husus, burada hakim ve savcılara vergiden muaf şekilde silah satışı yapılıyor. Kanunen uygun bir durum bu. Bununla ilgili bir kanun maddesi var. Her silah kişiye özeldir. Silahtan çıkan kurşunun balistik yapıldığında o silahı alan kişiye kayıtlı olduğu için kimse silahını o manada satamaz. Devredebilir ama bunun adı satış değildir. E-devlette herkesin silahının numarası mevcuttur. Devretme işi de yine valilik onayı ve oluruyla kanunda belirtilen şartlara haiz kişilere yapılabilir. Onun dışında burada da bir satış söz konusu değildir."
Ruhsatlı Silah Alımı Bu Kadar Zorlaştırılırken Azılı Suçlulara Peynir Ekmek Gibi Dağıtılan Silahlar, Temiz Türklerin Hayatta Kalma Mücadelesine Dönüştü
Türkiye'de son 20 yılda ülkeye doldurulan kaçak göçmenler vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye atarken, kadına yönelik şiddet ve taciz olayları "önlenemeyen" bir hal almışken, uyuşturucu kullanımı neredeyse ilkokul çağına kadar inmişken ve gençler hükümetin cezasızlık politikası sonucu zehirlenmeye terk edilmişken; kendi ülkesinde "normal" olmaya çalışan temiz Türk vatandaşları -AKP hükümeti, halkını korumaktan aciz olduğu için- kendi canlarını ve sevdiklerini koruyabilmek adına silah taşımaya mecbur bırakılıyor. Ancak normal bir Türk vatandaşı için silah ruhsatı alabilmek ve taşıyabilmek hükümet eliyle zorlaştırılıyor.
Bunun yanında türlü çeşit suçtan sabıkası olan potansiyel katil adayları ve azılı suçluların her birinin çok kolay bir şekilde "silahlanabiliyor" olması kendi canını korumak zorunda kalan vatandaşların hayatta kalma mücadelesine evrilen bir mesele olarak ortada çığ gibi büyüyen bir soruna dönüştü, AKP hükümetinin de, bu konuda ülkesinde güvenle yaşamak isteyen temiz Türk vatandaşları için somut herhangi bir adım atmaması, suçluları cesaretlendirmeye devam ederken kamuoyunun iktidara olan güvensizliğini daha da arttırdı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öve öve bitiremediği "Türkiye Yüzyılı" ise, şimdiden akıllarda her türlü ahlaksızlığın meşrulaştırıldığı ve toplumsal çürümenin hükümet eliyle açık elden desteklendiği bir dönem olarak tarihe geçti.
Editör: Betül Gafa
Kendilerine yakışanı yapmışlar.