İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Enes Kara'nın dini dayatmalara maruz kaldığı illegal cemaat yurdunda intiharı ardından Akşener "Cemaatlerin, tarikatların, vakıf ve derneklerin yurtlarını, başka 15 Temmuzlar olmasın diye kapatacaksın ve öğrencilerimize, hak ettikleri hizmeti, layıkıyla vereceksin" açıklamasını yaptı.
"Bu hafta da, üniversiteli gençlerimizin yurt problemine dair, çözümlerimizi açıklayacağız. Anayasamızın ikinci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sosyal bir hukuk devletidir. Bu ilke, devlete, vatandaşlarının refah ve mutluluğunu gözetmesi için, çeşitli sorumluluklar yükler. Ancak Ak Parti iktidarıyla birlikte neredeyse her alanda olduğu gibi, maalesef bu ilkede de, erozyon ve çürüme başladı. Üniversiteli öğrencilerimizin yaşadığı, barınma problemi, bunun en güncel örneklerinden biri.
Eylül 2021 Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre ülkemizde, Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı 773 yurt, yaklaşık 700 bin öğrencimize, barınma imkânı sunuyor. 2016 yılından beri, yurt sayısında anlamlı bir artış görülmemiş, hatta tam tersine, yalnızca geçtiğimiz yıl, tam 20 yurt kapatılmış. Artan yurt talebini, nedense görmezden gelen iktidar, diğer sosyal hizmet alanlarında olduğu gibi bu önemli alanda da, biliyorsunuz taşeronlaşmaya gitti.
Özel yurtların sayısı bile aslında iktidarın öğrencilerimizi nasıl da, bazı dernek ve vakıfların yurtlarında kalmaya zorladığını gösteriyor. Kalacak yer bulamayan öğrenciler sayıları son 15 yılda, iki katına çıkan, özel yurtlarda barınmak zorunda kalıyor. 2021 verilerine göre, Türkiye’de devlet yurdu sayısının 6 katı yani tam 4614 özel yurt bulunuyor. Bu özel yurtlar, devletin sunduğunun ancak yarısı kadar yani 440 bin öğrenciye, barınma hizmeti sunabiliyor. 2020 yılı itibariyle, Türkiye’deki toplam yurtların yüzde 35’i vakıf ve derneklere ait. Bu da, özellikle dar gelirli öğrencilerimizin, denetlenmeyen, ve birçok hizmeti hakkıyla vermekten çok uzak olan bu yurtlara, adeta muhtaç bırakıldığını gösteriyor.
Gelin, somut örnekler üzerinden gidelim. Türkiye’de en çok öğrenci, İstanbul’da yaşıyor. Ancak burada yaşayan öğrencilere yetecek kadar, devlet yurdu yok. İstanbul’da yaklaşık 1,2 milyon öğrenci bulunuyor. Devletin bu 1,2 milyon öğrenciye reva gördüğü devlet yurdu sayısı ise yalnızca 21. Yanlış duymadınız 1.2 milyon öğrencinin yaşadığı, koskoca İstanbul’da 21 devlet yurdu, ancak, 24 bin öğrenciye hizmet veriyor. Yani İstanbul’da yaşayan öğrencilerimizin, yalnızca yüzde 2’si, devlet yurdunda kalabiliyor.
İktidarın, gençlerimizi, bile bile mahrum bıraktığı, barınma hizmetini de derneklere ve vakıflara ait olan, özel yurtlar dolduruyor. Ayrıca devlet yurtlarının sayısının yetersizliğinin yanında mevcut yurtlarda da sorunlar var. Sayıştay raporlarına göre devlet yurdu olarak kiralanan çoğu bina deprem yönetmeliğine uygun değil. Yangın merdiveni ve yangın ihbar sistemleri yok. Birçok binada, ısıtma sistemleri çalışmıyor. Nitekim hem partimizin yaptığı çalışmalar hem de diğer saha çalışmaları gençlerimizin, KYK yurtlarından memnuniyetsizliğini, açıkça gösteriyor. Gençler, KYK yurtlarının kalitesinin düşük olduğunu, odaların hapishaneye benzediğini, çalışma salonlarının yetersiz olduğunu, öğrenci sayısının, odalara fazla geldiğini, internetin yavaş ve kotalı olduğunu, tuvalet ve duşların, yetersiz olduğunu, giriş-çıkış saatlerinin, kısıtlayıcı olduğunu, yurtlarda verilen yemeklerin, sağlıksız ve kalitesiz olduğunu ve yurt personellerinin, sorunlar ile, yeterince ilgilenmediğini söylüyor.
Bakın size, iki fotoğraf göstermek istiyorum. Fotoğrafların ilki, İstanbul Çemberlitaş KYK Kız Yurdu’ndan. İkincisi ise, İstanbul Fatih KYK Kız Yurdu’ndan. Gördüğünüz üzere, sanki bir hapishane koğuşuna bakıyormuşsunuz gibi. İşte size, iktidarın, gençlerimize, genç kızlarımıza, reva gördüğü yaşam alanları… Bunu kabul edemeyiz. Her sabah gözünü bu odada açan bir gençten ne yaratıcı olmasını, ne çalışkan olmasını, ne de üretken olmasını bekleyemezsiniz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, gencine reva gördüğü yaşam alanı, bu olamaz. Ve kimsenin şüphesi olmasın, İYİ Parti iktidarında olmayacak. Şimdi sormak istiyorum;
Bizim devletimiz, öğrencilere yurt yapmaktan aciz midir? Bizim devletimiz, geleceğin mühendisine, doktoruna, avukatına, barınabileceği bir çatı sunmaktan, yoksun mudur?Elbette değil. Gençlerimiz, gelişmiş ülkelerdeki akranlarıyla eşit, hatta onlardan daha iyi şartlarda yaşamayı hak ediyor. Devletimizin de, gençlere bu ortamı sağlayacak gücü var.
Bu yoksunluğun, bu acizliğin tek sebebi, iktidarın iş bilmezliğidir. Bu kadar basit.
Değerli dava arkadaşlarım; şimdi ben böyle söyleyince, Sayın Erdoğan’ın sinirleri bozulacak. Hemen 'Yurt sayısını, 20 yılda 190’dan 769’a çıkardık' diyecek. Biliyorsunuz, Türkiye’nin Şantiye Şefi Sayın Erdoğan, inşaatları konusunda çok hassastır. Çünkü malum, kendisinin en büyük meziyeti, önceki hükûmetlerden, daha fazla inşaat yapmış olmaktır. Sayın Erdoğan şimdiden söyleyeyim. İstatistiklerini kendine sakla. Hiç kendini yorma. Yurtlar yeterli mi değil mi, onun cevabını ver. Ama veremezsin. Çünkü cevabı ve yapılması gerekeni sen de biliyorsun ama kılını bile kıpırdatmıyorsun. Devlet yurtları neden var? Fırsat eşitliği için var. Parası olanla, parası olmayan, eşit şartlarda okuyabilsin diye var. Ama özellikle son 3 yılda, bu aziz millete, öyle bir yokluk yaşattın ki ailelerin artık özel yurtlara verecek paraları yok. Kiralar arttıkça arttı. Öğrencilerin kirada oturacak paraları yok.
Bugün yurt bulamadığı için üniversiteye gidemeyen öğrenci var mı? Var. Ev bulamayıp sokakta kalan var mı? O da oldu. 2 odalı evin kirasını, 8 kişi bölüşen gençler var mı? O da var. Devlet yurtlarında, 10 kişilik koğuşlarda kalanlar var mı? O da var. Hâl böyleyken, sen bu sorunu çözmüş gibi caka satamazsın. Sayın Erdoğan, biz ne diye, bu kadar çok vergi ödüyoruz? Ne diye, KDV ödüyoruz? Maaşlarımızdan, ne diye vergi kesiliyor? Bir araba satın alınca, 2 araba parası vergiyi ne diye ödüyoruz? Elektrik faturasında, 5 kalem vergiyi, ne diye ödüyoruz? Sen sarayda sefa sür diye değil. Danışmanlarına 5 maaş ver diye değil.
5’li çetenin borçlarını affet diye değil.Yandaşların, dolarlarını zarar etmeden bozsun diye de değil.
Biz o kadar vergiyi bir tane öğrencimiz bile, eğitimden mahrum kalmasın diye ödüyoruz. O zaman sen, bu çocuklara kalacak yer bulacaksın. 700 bin yatak kapasitesi yetmiyorsa, bunu 800 bine çıkaracaksın. 800 bin yetmiyorsa, 900 bine çıkaracaksın. Yani, işini yapacaksın. Bu kadar basit. Aziz milletim, Peki, neden biz ısrarla bu yurt hizmetlerini, devletin vermesi gerektiğini söylüyoruz? Neden geleceğin mühendislerinin, doktorlarının, bazı dernek ve vakıflara bırakılmaması gerektiğini söylüyoruz? Gelin yine, veriler ile konuşalım. Bahsettiğim gibi, Türkiye’de özel yurtların sayısı devlet yurtlarının 6 katı.
Peki, bu özel yurtların, en çok kapatıldığı yıl, sizce hangi yıl? Demokrasi tarihimize, kara bir leke olarak geçen, milletimizin devletini sokaktan toplamak zorunda kaldığı, 15 Temmuz, hain darbe teşebbüsünün olduğu yıl, yani 2016. 2016-2017 öğretim yılında, özel yurt sayısı, 4741’den 3900’lere kadar düşüyor. Yani 900’e yakın, birçoğu FETÖ terör örgütüne ait özel yurt, kapatılıyor. Sırf bu bile aslında, öğrencilerimizi, devlet yurtları yerine, bazı vakıf ve derneklerin yurtlarına terk etmenin, ne kadar yanlış olduğunun bir vesikası. Bu yurtlara izin verenler, barınma sorunu yaşayan, dar gelirli öğrencilerimizi, göz göre göre FETÖ’nün kucağına itenler, bunun da hesabını vermek zorunda. Bu konu sadece bizi değil, milletimizi de fazlasıyla rahatsız ediyor.
Metropoll Araştırma Şirketi’nin verilerine göre Vatandaşlarımızın, yüzde 63’ü, devlet yurtlarının yetersiz olduğunu; yüzde 80’i, cemaat, tarikat, dernek ve vakıfların, öğrenci yurdu işletmesini, doğru bulmadığını yüzde 81’i ise çocuğunu, bu tür yurtlara, vermek istemediğini söylüyor. Yani vatandaşlarımız, çocuklarının, ne olduğu belli olmayan yurtlarda kalmasını değil, devletin yurdunda, rahatça yaşamasını istiyor. Madem milletimiz istiyor, sen de bunu yapacaksın Sayın Erdoğan. Devlet yurtlarının sayısını artıracaksın, cemaatlerin, tarikatların, vakıf ve derneklerin yurtlarını, başka 15 Temmuzlar olmasın diye kapatacaksın ve öğrencilerimize, hak ettikleri hizmeti, layıkıyla vereceksin.
Eğer veremiyorsan da, paşa paşa o koltuktan kalkacaksın. Bunun başka yolu yok. Sevgili gençler İYİ Parti olarak biz, devletin, tüm öğrencilere barınma hizmeti sunmak için yeterli gücünün ve kaynağının olduğunu biliyoruz. Hiç üzülmeyin. İYİ Parti iktidarında, her bir vatandaşımız gibi gençlerimiz de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kapsayıcı gücünü hissedecek. Her öğrenci, arkasında, devletinin olduğunu bilecek, kendini güvende hissedecek.
Kalkınma Politikaları Başkanlığımız, hesabını kitabını yaptı. Buradan sözünü veriyorum: İYİ Parti iktidarında yurtlar ücretsiz olacak, böylece öğrenciler, almak zorunda oldukları kredileri yurt parası olarak, KYK’ya geri vermek zorunda kalmayacak. Yurt yemekleri, ücretsiz ve sağlıklı olacak. Yurt odalarını, gelişmiş ülkelerdeki konforu da geçecek şekilde, yeniden tasarlayacağız. Öğrencilerimiz, kendilerine en yüksek mahremiyetin sağlandığı,
iki kişilik yurt odalarında, rahatça vakitlerini geçirecekler. Yurtlarda her bir öğrencinin,
kendine özel bir yaşam alanı olmasına özen göstereceğiz.
Her yurtta, öğrenci kapasitesine göre çalışma ortamı, kütüphane, bilgisayar odası gibi, temel çalışma alanları yapılacak. Yurtlarda hızlı, kotasız ve ücretsiz internet hizmeti sunarak, öğrencilerimizin, akademik başarıları için, hayati öneme sahip olan, bilgiye erişimin önündeki engelleri kaldıracağız. Siyasi sebepler ile yurttan atılma, gibi tehditler son bulacak. Öğrencilerin sosyal medya hesaplarında ne yaptığı, neler paylaştığı, yurt görevlileri tarafından takip edilmeyecek.
Giriş-çıkış saatleri, gençlerimizin sosyal hayatlarını, etkilemeyecek düzeye çekilecek. Üniversite içinde bulunmayan devlet yurtlarını, imkân bulunduğu ölçüde, bir bina olarak değil, sinema-tiyatro salonlarının, spor merkezlerinin, öğrencilerin bir arada vakit geçirebilecekleri, kafe, yürüyüş yolları, ufak hobi bahçeleri gibi alanların olduğu, çok yönlü bir kampüsler olarak tasarlayacağız.Ayrıca öğrencilerin talepleri doğrultusunda yurtlarda düzenli olarak, kültür, sanat ve spor faaliyetleri düzenlenecek. Örneğin yurtlar arası spor müsabakaları, tiyatro festivalleri gerçekleştirilecek.
Böylece devlet yurtlarını öğrencilerimizin sadece barınmak için gitmeye mecbur olduğu bir yer değil, dostlarıyla rahat vakit geçirdiği, kültürel ve sportif faaliyetlerini, istediği gibi gerçekleştirdiği, gerçek birer yaşam alanı haline getireceğiz. Değerli genç kardeşlerim, bizler İYİ Parti olarak zor durumda olduğunuz, yoksun olduğunuzu düşündüğünüz, yalnız ve baskı altında hissettiğiniz her an, sizin yanınızdayız. Cumhuriyetimizin, bu salonu dolduran, biz büyüklerinize sunduğu fırsatları biz sizlere sağlayamadık. Bunun için, tüm samimiyetimle çok üzgünüm. Ama az kaldı. Hiç merak etmeyin. Türkiye’nin, kaynakları var. Türkiye’nin, size hak ettiğiniz şartları sağlayacak imkanları var. Biz yoksul bir ülke değiliz. Tek eksiğimiz, Türkiye’nin kaynaklarını sizin için değerlendirecek, sizi düşünen bir siyasi iradenin iktidarda olmaması. Bu siyasi irade iktidara geldiğinde, sorunların nasıl teker teker çözüleceğini göreceksiniz.Bundan emin olun."
"Bu hafta da, üniversiteli gençlerimizin yurt problemine dair, çözümlerimizi açıklayacağız. Anayasamızın ikinci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sosyal bir hukuk devletidir. Bu ilke, devlete, vatandaşlarının refah ve mutluluğunu gözetmesi için, çeşitli sorumluluklar yükler. Ancak Ak Parti iktidarıyla birlikte neredeyse her alanda olduğu gibi, maalesef bu ilkede de, erozyon ve çürüme başladı. Üniversiteli öğrencilerimizin yaşadığı, barınma problemi, bunun en güncel örneklerinden biri.
Eylül 2021 Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre ülkemizde, Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı 773 yurt, yaklaşık 700 bin öğrencimize, barınma imkânı sunuyor. 2016 yılından beri, yurt sayısında anlamlı bir artış görülmemiş, hatta tam tersine, yalnızca geçtiğimiz yıl, tam 20 yurt kapatılmış. Artan yurt talebini, nedense görmezden gelen iktidar, diğer sosyal hizmet alanlarında olduğu gibi bu önemli alanda da, biliyorsunuz taşeronlaşmaya gitti.
Özel yurtların sayısı bile aslında iktidarın öğrencilerimizi nasıl da, bazı dernek ve vakıfların yurtlarında kalmaya zorladığını gösteriyor. Kalacak yer bulamayan öğrenciler sayıları son 15 yılda, iki katına çıkan, özel yurtlarda barınmak zorunda kalıyor. 2021 verilerine göre, Türkiye’de devlet yurdu sayısının 6 katı yani tam 4614 özel yurt bulunuyor. Bu özel yurtlar, devletin sunduğunun ancak yarısı kadar yani 440 bin öğrenciye, barınma hizmeti sunabiliyor. 2020 yılı itibariyle, Türkiye’deki toplam yurtların yüzde 35’i vakıf ve derneklere ait. Bu da, özellikle dar gelirli öğrencilerimizin, denetlenmeyen, ve birçok hizmeti hakkıyla vermekten çok uzak olan bu yurtlara, adeta muhtaç bırakıldığını gösteriyor.
Gelin, somut örnekler üzerinden gidelim. Türkiye’de en çok öğrenci, İstanbul’da yaşıyor. Ancak burada yaşayan öğrencilere yetecek kadar, devlet yurdu yok. İstanbul’da yaklaşık 1,2 milyon öğrenci bulunuyor. Devletin bu 1,2 milyon öğrenciye reva gördüğü devlet yurdu sayısı ise yalnızca 21. Yanlış duymadınız 1.2 milyon öğrencinin yaşadığı, koskoca İstanbul’da 21 devlet yurdu, ancak, 24 bin öğrenciye hizmet veriyor. Yani İstanbul’da yaşayan öğrencilerimizin, yalnızca yüzde 2’si, devlet yurdunda kalabiliyor.
İktidarın, gençlerimizi, bile bile mahrum bıraktığı, barınma hizmetini de derneklere ve vakıflara ait olan, özel yurtlar dolduruyor. Ayrıca devlet yurtlarının sayısının yetersizliğinin yanında mevcut yurtlarda da sorunlar var. Sayıştay raporlarına göre devlet yurdu olarak kiralanan çoğu bina deprem yönetmeliğine uygun değil. Yangın merdiveni ve yangın ihbar sistemleri yok. Birçok binada, ısıtma sistemleri çalışmıyor. Nitekim hem partimizin yaptığı çalışmalar hem de diğer saha çalışmaları gençlerimizin, KYK yurtlarından memnuniyetsizliğini, açıkça gösteriyor. Gençler, KYK yurtlarının kalitesinin düşük olduğunu, odaların hapishaneye benzediğini, çalışma salonlarının yetersiz olduğunu, öğrenci sayısının, odalara fazla geldiğini, internetin yavaş ve kotalı olduğunu, tuvalet ve duşların, yetersiz olduğunu, giriş-çıkış saatlerinin, kısıtlayıcı olduğunu, yurtlarda verilen yemeklerin, sağlıksız ve kalitesiz olduğunu ve yurt personellerinin, sorunlar ile, yeterince ilgilenmediğini söylüyor.
Bakın size, iki fotoğraf göstermek istiyorum. Fotoğrafların ilki, İstanbul Çemberlitaş KYK Kız Yurdu’ndan. İkincisi ise, İstanbul Fatih KYK Kız Yurdu’ndan. Gördüğünüz üzere, sanki bir hapishane koğuşuna bakıyormuşsunuz gibi. İşte size, iktidarın, gençlerimize, genç kızlarımıza, reva gördüğü yaşam alanları… Bunu kabul edemeyiz. Her sabah gözünü bu odada açan bir gençten ne yaratıcı olmasını, ne çalışkan olmasını, ne de üretken olmasını bekleyemezsiniz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, gencine reva gördüğü yaşam alanı, bu olamaz. Ve kimsenin şüphesi olmasın, İYİ Parti iktidarında olmayacak. Şimdi sormak istiyorum;
Bizim devletimiz, öğrencilere yurt yapmaktan aciz midir? Bizim devletimiz, geleceğin mühendisine, doktoruna, avukatına, barınabileceği bir çatı sunmaktan, yoksun mudur?Elbette değil. Gençlerimiz, gelişmiş ülkelerdeki akranlarıyla eşit, hatta onlardan daha iyi şartlarda yaşamayı hak ediyor. Devletimizin de, gençlere bu ortamı sağlayacak gücü var.
Bu yoksunluğun, bu acizliğin tek sebebi, iktidarın iş bilmezliğidir. Bu kadar basit.
Değerli dava arkadaşlarım; şimdi ben böyle söyleyince, Sayın Erdoğan’ın sinirleri bozulacak. Hemen 'Yurt sayısını, 20 yılda 190’dan 769’a çıkardık' diyecek. Biliyorsunuz, Türkiye’nin Şantiye Şefi Sayın Erdoğan, inşaatları konusunda çok hassastır. Çünkü malum, kendisinin en büyük meziyeti, önceki hükûmetlerden, daha fazla inşaat yapmış olmaktır. Sayın Erdoğan şimdiden söyleyeyim. İstatistiklerini kendine sakla. Hiç kendini yorma. Yurtlar yeterli mi değil mi, onun cevabını ver. Ama veremezsin. Çünkü cevabı ve yapılması gerekeni sen de biliyorsun ama kılını bile kıpırdatmıyorsun. Devlet yurtları neden var? Fırsat eşitliği için var. Parası olanla, parası olmayan, eşit şartlarda okuyabilsin diye var. Ama özellikle son 3 yılda, bu aziz millete, öyle bir yokluk yaşattın ki ailelerin artık özel yurtlara verecek paraları yok. Kiralar arttıkça arttı. Öğrencilerin kirada oturacak paraları yok.
Bugün yurt bulamadığı için üniversiteye gidemeyen öğrenci var mı? Var. Ev bulamayıp sokakta kalan var mı? O da oldu. 2 odalı evin kirasını, 8 kişi bölüşen gençler var mı? O da var. Devlet yurtlarında, 10 kişilik koğuşlarda kalanlar var mı? O da var. Hâl böyleyken, sen bu sorunu çözmüş gibi caka satamazsın. Sayın Erdoğan, biz ne diye, bu kadar çok vergi ödüyoruz? Ne diye, KDV ödüyoruz? Maaşlarımızdan, ne diye vergi kesiliyor? Bir araba satın alınca, 2 araba parası vergiyi ne diye ödüyoruz? Elektrik faturasında, 5 kalem vergiyi, ne diye ödüyoruz? Sen sarayda sefa sür diye değil. Danışmanlarına 5 maaş ver diye değil.
5’li çetenin borçlarını affet diye değil.Yandaşların, dolarlarını zarar etmeden bozsun diye de değil.
Biz o kadar vergiyi bir tane öğrencimiz bile, eğitimden mahrum kalmasın diye ödüyoruz. O zaman sen, bu çocuklara kalacak yer bulacaksın. 700 bin yatak kapasitesi yetmiyorsa, bunu 800 bine çıkaracaksın. 800 bin yetmiyorsa, 900 bine çıkaracaksın. Yani, işini yapacaksın. Bu kadar basit. Aziz milletim, Peki, neden biz ısrarla bu yurt hizmetlerini, devletin vermesi gerektiğini söylüyoruz? Neden geleceğin mühendislerinin, doktorlarının, bazı dernek ve vakıflara bırakılmaması gerektiğini söylüyoruz? Gelin yine, veriler ile konuşalım. Bahsettiğim gibi, Türkiye’de özel yurtların sayısı devlet yurtlarının 6 katı.
Peki, bu özel yurtların, en çok kapatıldığı yıl, sizce hangi yıl? Demokrasi tarihimize, kara bir leke olarak geçen, milletimizin devletini sokaktan toplamak zorunda kaldığı, 15 Temmuz, hain darbe teşebbüsünün olduğu yıl, yani 2016. 2016-2017 öğretim yılında, özel yurt sayısı, 4741’den 3900’lere kadar düşüyor. Yani 900’e yakın, birçoğu FETÖ terör örgütüne ait özel yurt, kapatılıyor. Sırf bu bile aslında, öğrencilerimizi, devlet yurtları yerine, bazı vakıf ve derneklerin yurtlarına terk etmenin, ne kadar yanlış olduğunun bir vesikası. Bu yurtlara izin verenler, barınma sorunu yaşayan, dar gelirli öğrencilerimizi, göz göre göre FETÖ’nün kucağına itenler, bunun da hesabını vermek zorunda. Bu konu sadece bizi değil, milletimizi de fazlasıyla rahatsız ediyor.
Metropoll Araştırma Şirketi’nin verilerine göre Vatandaşlarımızın, yüzde 63’ü, devlet yurtlarının yetersiz olduğunu; yüzde 80’i, cemaat, tarikat, dernek ve vakıfların, öğrenci yurdu işletmesini, doğru bulmadığını yüzde 81’i ise çocuğunu, bu tür yurtlara, vermek istemediğini söylüyor. Yani vatandaşlarımız, çocuklarının, ne olduğu belli olmayan yurtlarda kalmasını değil, devletin yurdunda, rahatça yaşamasını istiyor. Madem milletimiz istiyor, sen de bunu yapacaksın Sayın Erdoğan. Devlet yurtlarının sayısını artıracaksın, cemaatlerin, tarikatların, vakıf ve derneklerin yurtlarını, başka 15 Temmuzlar olmasın diye kapatacaksın ve öğrencilerimize, hak ettikleri hizmeti, layıkıyla vereceksin.
Eğer veremiyorsan da, paşa paşa o koltuktan kalkacaksın. Bunun başka yolu yok. Sevgili gençler İYİ Parti olarak biz, devletin, tüm öğrencilere barınma hizmeti sunmak için yeterli gücünün ve kaynağının olduğunu biliyoruz. Hiç üzülmeyin. İYİ Parti iktidarında, her bir vatandaşımız gibi gençlerimiz de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kapsayıcı gücünü hissedecek. Her öğrenci, arkasında, devletinin olduğunu bilecek, kendini güvende hissedecek.
Kalkınma Politikaları Başkanlığımız, hesabını kitabını yaptı. Buradan sözünü veriyorum: İYİ Parti iktidarında yurtlar ücretsiz olacak, böylece öğrenciler, almak zorunda oldukları kredileri yurt parası olarak, KYK’ya geri vermek zorunda kalmayacak. Yurt yemekleri, ücretsiz ve sağlıklı olacak. Yurt odalarını, gelişmiş ülkelerdeki konforu da geçecek şekilde, yeniden tasarlayacağız. Öğrencilerimiz, kendilerine en yüksek mahremiyetin sağlandığı,
iki kişilik yurt odalarında, rahatça vakitlerini geçirecekler. Yurtlarda her bir öğrencinin,
kendine özel bir yaşam alanı olmasına özen göstereceğiz.
Her yurtta, öğrenci kapasitesine göre çalışma ortamı, kütüphane, bilgisayar odası gibi, temel çalışma alanları yapılacak. Yurtlarda hızlı, kotasız ve ücretsiz internet hizmeti sunarak, öğrencilerimizin, akademik başarıları için, hayati öneme sahip olan, bilgiye erişimin önündeki engelleri kaldıracağız. Siyasi sebepler ile yurttan atılma, gibi tehditler son bulacak. Öğrencilerin sosyal medya hesaplarında ne yaptığı, neler paylaştığı, yurt görevlileri tarafından takip edilmeyecek.
Giriş-çıkış saatleri, gençlerimizin sosyal hayatlarını, etkilemeyecek düzeye çekilecek. Üniversite içinde bulunmayan devlet yurtlarını, imkân bulunduğu ölçüde, bir bina olarak değil, sinema-tiyatro salonlarının, spor merkezlerinin, öğrencilerin bir arada vakit geçirebilecekleri, kafe, yürüyüş yolları, ufak hobi bahçeleri gibi alanların olduğu, çok yönlü bir kampüsler olarak tasarlayacağız.Ayrıca öğrencilerin talepleri doğrultusunda yurtlarda düzenli olarak, kültür, sanat ve spor faaliyetleri düzenlenecek. Örneğin yurtlar arası spor müsabakaları, tiyatro festivalleri gerçekleştirilecek.
Böylece devlet yurtlarını öğrencilerimizin sadece barınmak için gitmeye mecbur olduğu bir yer değil, dostlarıyla rahat vakit geçirdiği, kültürel ve sportif faaliyetlerini, istediği gibi gerçekleştirdiği, gerçek birer yaşam alanı haline getireceğiz. Değerli genç kardeşlerim, bizler İYİ Parti olarak zor durumda olduğunuz, yoksun olduğunuzu düşündüğünüz, yalnız ve baskı altında hissettiğiniz her an, sizin yanınızdayız. Cumhuriyetimizin, bu salonu dolduran, biz büyüklerinize sunduğu fırsatları biz sizlere sağlayamadık. Bunun için, tüm samimiyetimle çok üzgünüm. Ama az kaldı. Hiç merak etmeyin. Türkiye’nin, kaynakları var. Türkiye’nin, size hak ettiğiniz şartları sağlayacak imkanları var. Biz yoksul bir ülke değiliz. Tek eksiğimiz, Türkiye’nin kaynaklarını sizin için değerlendirecek, sizi düşünen bir siyasi iradenin iktidarda olmaması. Bu siyasi irade iktidara geldiğinde, sorunların nasıl teker teker çözüleceğini göreceksiniz.Bundan emin olun."