Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı Saray'da ziyaret etmiş, görüşmeye ilişkin açıklama yapan Karamollaoğlu, Erdoğan'ın "50+1'in mahsurlu olduğunu anladık" dediğini aktarmıştı.
Bunun ardından Cemil Çiçek, "Anayasa toplantısında 50 +1'in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye'yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yine söylüyorum" demiş, son olarak AKP Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, "50+1 suni ittifakların önünü açıyor" demişti.
İktidar Oyunun Mevcut Kurallarına Göre Seçilemeyeceğinin Farkına Varmış Olmalı
Partisinin genel merkezinde DSP Genel Başkanı Önder Aksakal'ı ağırlayan Babacan, düzenlenen ortak basın toplantısında "Şu andaki iktidar, oyunun mevcut kurallarına göre yeniden seçilemeyeceğinin farkına varmış olmalı ki kuralları değiştirerek ‘acaba tekrar seçilebilir miyimin’ hesabına girmiş durumda" dedi.
"Bunu, seçim yasasıyla ilgili yapılan pek çok hazırlıklar ve bu hazırlıklarla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerde görüyoruz. Bunu, en son tartışmaya açılan 50+1 meselesinde görüyoruz" diyen Babacan, "Şunu her halde iyi anlıyorlar ki mevcut kurallarla seçime girilse artık kazanamayacaklar. Bir hükümet, eğer oyunun kurallarını değiştirerek iktidara devam etme hesabına girmişse artık o hükümetin ayrılma zamanı gelmiştir diyoruz biz. 50+1 ile artık olmuyor, ne yapalım, 40+1 mi yapalım. 30+1’mi yapalım, ne yapalım ne istiyorlar yani. Bunu kendileri istedi, çok istedi. Kendileri çok istediği için bu anayasa değişikliği yapıldı. Ve ülkeyi uçuracak, kanatlandıracak ve Türkiye’nin tüm sorunlarını çözecek bir sistem olarak ortaya koydular. Topyekun bir iktidar değişikliği olmadan, topyekun bir zihniyet değişikliği olmadan bu ülkenin sorunları asla çözülemez diyoruz" ifadelerini kullandı.
Sıkıntı Yüzde 50+1 Değil, Kuvvetler Ayrılığının Ortadan Kaldırılmış Olması
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ise "Sıkıntının sadece yüzde 50+1 olmadığını ben belirtmek isterim. Ana sıkıntının, kuvvetler ayrılığı prensibinin ortadan kaldırılmış olması ve toplumun yönetimde hakimiyetini, yani Meclis’teki olması gereken etkisinin ortadan kaldırılması olduğunu düşünüyorum. Bütün siyasi aktörlerin, her türlü saplantılarından ve komplekslerinden arınarak demokratik Cumhuriyet’imizin Atatürk’ün kurduğu prensipler temelinde ve çerçevesinde bir yol alması yönünde çalışma yapmasının kıymetli olduğunu düşünüyorum" dedi.