Özel Haber | 2020 Belarus Seçimleri: Otokrasinin Medya Gücü

TAKİP ET

Beyaz Rusya diktatörü Aleksandr Lukaşenko, 2020 seçimlerinde birçok skandala yol açmış, elindeki devlet kaynakları ile seçim sonuçlarına şaibe karıştırmış ve kendisinin yüzde 80 oy ile yeniden başkan seçildiğini ilan etmişti.

Beyaz Rusya diktatörü Aleksandr Lukaşenko, 2020 seçimlerinde birçok skandala yol açmış, elindeki devlet kaynakları ile seçim sonuçlarına şaibe karıştırmış ve kendisinin yüzde 80 oy ile yeniden başkan seçildiğini ilan etmişti. Bunun üzerine halk protestoları başladı ancak nihayetinde bir değişiklik olmadı, şaibeli seçim sonuçlarıyla Lukaşenko yeniden ‘seçildi’. Peki, muhalif aday Svyatlana Tsihanouskaya’nın ilk turda yüzde 60’lık oyla kesin bir zafer elde ettiğini onlarca kez duyurmasına rağmen, diktatör Lukaşenko görevine nasıl devam edebildi?

Otokrasinin Medya Kontrolü  

Eski Sovyet ülkelerinin tamamında görülen otokrat yönetim, Belarus’ta da hakimiyetini sürdürüyor. Lukaşenko, Beyaz Rusya başkanlığına Belarus Yüksek Sovyeti Başkanı Myeçeyslav Hrib’in yerine 1994 yılında geldi ve şaibeli seçimler sonucu başkanlık görevine halen devam ediyor. Lukaşenko bu süre zarfında Moskova’nın kontrolü altında ülkenin her kademesinde yetki sahibi oldu. Belarus Devlet Televizyon ve Radyo Teşkilatı TVR, Belarus24 ve diğer özel televizyon kanallarını, ana akım gazetelerin tamamını tahakküm altına alan Lukaşenko ve onun diktası için ‘gerçek’, onlar ne isterse o oluyordu.

2020 yılının Ağustos ayındaki seçimlere yaklaşırken birçok muhalif aday Lukaşenko’nun karşısında yerini aldı. Bu adayların arasında en dikkat çekici isim Syarhey Tsihanouski’ydi. Kendisini blog yazarı, YouTuber ve politik aktivist olarak tanımlayan Tsihanouski, ana akım medyanın hiçbir noktasında kendisine yer bulamadığı için YouTube üzerinden ‘Country for Life’ (Страна для жизни) ismini verdiği bir dizi muhalif projeye başladı. Dikta muhalifi düşüncelerini kayda aldığı videoları milyonlarca kez izlendi. Mart 2020’de 150.000, Temmuz 2020’de 245.000 aboneye ulaşan kanal, seçim arifesinde Lukaşenko’nun bir numaralı propaganda aracı olan Belarus24 televizyon kanalından 12 kat fazla reyting yakaladı.

Tsihanouski mayıs ayında YouTube kanalı üzerinden başkan adayı olacağını açıkladı ve bunun için gereken evrakları Merkez Seçim Komisyonu’na sunduğunu belirtti. Bu bildiri Belarus halkında ciddi bir hareketlenmeye sebep oldu. Lukaşenko diktasının getirdiği Rus bağımlılığı, Avrupa izolasyonu ve düşük ekonomik seviye; Tsihanouski için ihtimalleri yükseltiyordu. Kısa zamanda Tsihanouski’nin ismi ülkenin her yerinde duyulmaya başladı.

Diktatörün Endişesi

Tsihanouski bir süredir yürüttüğü muhalif propaganda sebebiyle Lukaşenko ve ona bağlı BelayaRus komitesi tarafından fark ediliyordu. Adaylığını açıklamasından hemen sonra Tsihanouski’nin arkadaşları gözaltına alındı, YouTube ekibinin minibüsleri Belarus İçişleri Bakanlığına bağlı AMAP özel kuvvetleri tarafından bağlandı. Aynı günlerde Syarhey Tsihanouski özel kuvvetler tarafından yabancı devlet ajanı olduğu söylenerek gözaltına alındı, bu sırada Beyaz Rusya Merkez Seçim Komisyonu, Tsihanouski’nin adaylığını reddetti.

Seçime iki ay kala yapılan bu gözaltı ve muhalif adayın reddi, Belarus halkını ikiye böldü. Rus yanlısı Lukaşenko taraftarları Country for Life hareketini NATO’cu olarak tanımlıyor ve onları hainlikle suçluyordu. Öte yandan Country for Life cephesi ekonomik sıkıntılardan bahsediyor, Lukaşenko’yu diktatör olmakla itham ediyordu.

Tsihanouski’nin tutuklanmasından yalnızca 3 hafta sonra dönemin ana muhalefet lideri Viktar Babaryka, rüşvet ve yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandı. Artık Lukaşenko’nun karşısında kimse kalmamıştı. Seçim atmosferi sebebiyle fazlasıyla gerilen muhalif cephe, Babaryka’nın tutuklanmasıyla sokağa döküldü. Seçim haftasına kadar bu prostestolarda gözaltına alınan Lukaşenko muhalifi sayısı 1.500’e ulaştı. Lukaşenko her akşam onlarca ulusal kanal yayınıyla bu protestoculara ‘terörist’ diyordu.

Dip Dalga

Tsihanouski’nin ve Babaryka’nın aday olamayacağının netleşmesinden sonra Tsihanouski’nin eşi Svyatlana Tsihanouskaya, cesur bir hamle yaptı ve muhalefetsiz kalan seçimler için Country for Life hareketi adına muhalif aday olacağını açıkladı. Beyaz Rusya Merkez Seçim Komisyonu bu kez başvuruyu kabul etti ve Tsihanouskaya’nın ekibi muhalif propagandaya başladı. Country for Life hareketi partileşmek yerine, halk hareketi statüsünde seçime girmeyi tercih etti.

30 Temmuz 2020’de Svyatlana Tsihanouskaya, Minsk’te yaptığı miting ile 70.000 insanı topladı. Bu sayı 1991 yılından bu yana Belarus’ta görülmüş en büyük siyasi kitleyi ifade ediyordu. Birkaç gün sonra iyiden iyiye birleşen muhalif cephe Minsk’te sokak protestosu organize etti. Bu protesto 63.000 kişinin katılımıyla Beyaz Rusya tarihinin gördüğü en büyük barışçıl sokak protestosuydu. Svyatlana Tsihanouskaya bu noktadan sonra muhalefetin tek lideri haline geldi.

BelayaRus komitesi dahil tüm siyasi çevre Svyatlana Tsihanouskaya’nın ilk turda dahi kazanabileceğini fark etmişti. Bu sebeple Tsihanouskaya, tüm ulusal televizyon kanallarında inanılmaz bir sansüre uğruyordu. Buna rağmen muhalifler umutlanmıştı; ‘Country for Life’ adına binlerce gönüllü, hiçbir örgütlenme olmaksızın sokak ve caddeleri propaganda afişleriyle donatıyordu. Tsihanouskaya kendinden, herkes de ondan çok emindi.

Medya, Sansür ve Güç

Seçim sabahında, 9 Ağustos 2020’de, Minsk’e çıkan tüm yollar Beyaz Rusya ordusu tarafından kapatıldı. Saat 11.00’da Belarus genelinde internet erişimi ciddi seviyede kısıtlandı, haber kaynakları sıfıra indi; yalnızca Telegram üzerinden iletişim kurulabiliyordu.

Seçim akşamı tüm ulusal kanallar seçim sonuçlarını açıkladı, fark inanılmazdı: Lukaşenko yüzde 80 oy almıştı. Bu dakikadan itibaren Tsihanouskaya liderliğindeki muhalif kanat sokaklara döküldü, yeniden sayım ve adil seçim çağrısı yaptılar. Tsihanouskaya sonuçları asla tanımayacağını belirtti. Beyaz Rusya’nın tüm büyükşehirleri protestolar sebebiyle karışmıştı, polis çok sert müdahalede bulunuyordu.

9 Ağustos gecesi 3.000’e yakın protestocu gözaltına alındı, 50 protestocu ağır yaralandı, 1 protestocu hayatını kaybetti. 10 Ağustos'ta protestolar şiddetlenerek devam etti. Tsihanouskaya tutuklanma endişesiyle Belarus’tan ayrıldı. Seçim haftasındaki protestolar yarım milyon muhalifi aynı anda aynı caddeye dökmüştü. Bu muazzam kalabalık tüm Avrupa’yı sarsmıştı, art arda en üst diplomatik kanallardan kınamalar yayınlanıyordu. 14 Ağustos 2020’de Tsihanouskaya, net bir bilgiye dayanarak yüzde 60 oyla kazandığını açıkladı. Bu açıklamadan sonra protestolar engellenemez noktaya ulaştı.

Ulusal kanallar ve gazeteler sokaklardaki ‘teröristleri’ yayınlıyor, ‘vatan haini’ Tsihanouskaya’yı topa tutuyordu: Tsihanouskaya NATO’cu veya Ukrayna ajanı olmakla suçlanıyordu. Bir süre sonra Lukaşenko kontrolündeki televizyon kanalları bu tür haberler yapmayı bıraktı, protestolar artık Belarus televizyonunda yoktu. Seçim güvenliği hakkında tek cümle edilmedi, gazeteler normal haber akışına geri döndü. Böylece Lukaşenko yüzde 80 ile ‘kazandı’.

Toplamda 10 ay süren şiddetli protestolarda 5 kişi öldü, binlerce kişi gözaltına alındı, gözaltına alınanların 7000’i tutuklandı. Beyaz Rusya İçişleri bakanı ‘öldürmek amacıyla ateş emri’ iddiasını doğruladı. Hükümet kanadından yüzlerce kişi istifa etti.

Seçim gününde internetin kesildiği, sayım noktalarındaki muhaliflerin polis zoruyla uzaklaştırıldığı ‘seçimler’ sonucunda Belarus, tüm yayın kanallarının söylediği gibi yüzde 80 oy ile devlet başkanını ‘seçti’. Giderek zayıflayan protestolar Mayıs 2021’de tamamen son buldu, medya kontrolünün yanı sıra devlet kademelerine yerleşmesi sayesinde Beyaz Rusya diktatörü Aleksandr Lukaşenko devlet başkanlığı görevine fiilen devam ediyor.

belarus seçimleri lukaşenko putin beyaz rusya şaibeli seçim 2020 belarus seçimleri