Özel Haber | Giorgia Meloni, İtalyan Sağı ve Yüzüklerin Efendisi
İtalyan sağının J.R.R. Tolkien ve onun eserlerinin etrafında toplanması hakkında eylül ayında New York Times gazetesine verdiği bir röportajda Meloni, 'Tolkien'in eserleri, muhafazakarların değerlerini yansıtıyor. Yüzüklerin Efendisi'ni kutsal bir yazıt olarak görüyorum.' demişti.
İtalya’da yapılan parlamento seçimlerini İtalya’nın Kardeşleri Partisi - Fratelli d'Italia – FdI kazanırken partinin Genel Başkanı Giorgia Meloni, ll. Dünya Savaşı’ndan bu yana İtalya’daki ilk kadın başbakan oldu.
Göçmen akımının kontrol edilmesi yönündeki politik tavrıyla öne çıkan Meloni, halk arasında Yüzüklerin Efendisi hayranlığı ile bilinmektedir: Meloni sürekli olarak İtalya’daki Yüzüklerin Efendisi temalı organizasyonlara katılır, J.R.R. Tolkien hakkında röportajlar verir, Boromir’in Borusu etkinliğinde arkadaşlarıyla buluşur ve hatta bir Hobbit gibi giyinerek okulları ziyaret eder. İtalyan sağının yükselişiyle Yüzüklerin Efendisi’ni bağdaştıran Meloni’ye göre Yüzüklerin Efendisi bir ‘fantastik edebiyat’ örneği değil, başından sonuna şiar edinilmesi gereken bir ‘kutsal yazıt’ niteliğinde.
İtalyan sağının J.R.R. Tolkien ve onun eserlerinin etrafında toplanması hakkında eylül ayında New York Times gazetesine verdiği bir röportajda Meloni, "Tolkien’in eserleri, muhafazakarların değerlerini yansıtıyor. Yüzüklerin Efendisi’ni kutsal bir yazıt olarak görüyorum." demişti. Ayrıca Meloni, "Ben Giorgia: Köklerim ve Düşüncelerim" adlı otobiyografisinin büyük kısmında Yüzüklerin Efendisi’ne bağlılığından ve Orta Dünya’nın zihnini nasıl şekillendirdiğinden bahsetmektedir. Tabii, bunu söylerken işaret ettiği nokta 1970’lere dayanmaktadır.
En Başta Ne Oldu? İtalyan Sağı ve J.R.R. Tolkien
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Mussolini’den yana tavır alan İtalyanlar savaş sonrası sağın tasfiyesiyle kültürel iktidarı ele geçiren sol kanat akıma öfkeliydi. Kültürel odaktan ve toplumun dışında kalan grup, o dönem aşırı sağın sembol isimlerinden olan Elemire Zolla’nın önsözünü yazdığı Yüzüklerin Efendisi baskısı ile tanışıyor ve İtalyan sağı ile J.R.R. Tolkien arasındaki bağ kuruluyor:
"Bu kitabın anlattığı her şey, bizim her gün konuştuğumuz şeyler!"
ll. Dünya Savaşı sonrasında sol kanadın materyalist kültürel dominasyonundan bunalan sağcı İtalyan gençleri, İtalyan Sosyal Hareketi Partisine bağlı Gençlik Cephesi olarak bilinirler, nispeten maneviyatı da referans alan Yüzüklerin Efendisi etrafında düşünsel bir kale inşa etti. ‘Kendilerini dışsal kötülüklerden koruyan sistemli bir tarım toplumu’ ideasını benimseyen İtalyan gençleri ilk defa 1977 yılında ‘Hobbit Kampı’ etkinliğinde kapsamlı bir şekilde toplandı. ‘Hobbit Kampı’nın kurucularından Umberto Croppi, etkinlikte verdiği röportajda "Kamp hakkındaki isim seçimimiz gerçek bir stratejiden geliyor. Sembollerin ötesine geçeceğiz. Partinin izolasyonundan ve küçük görülmesinden doğan tüm sorunları tam tersine çevirmeliyiz; biz savaşçı Aragorn değil, zararsız Hobbitleriz” demiş; epik ve militarist çizgiyi aştıklarını, heyecandan beslenen bir ağ yerine daha sağlam bir kültürel temel inşa edeceklerini belirtmiştir.
Devam eden Hobbit Kampı toplantılarıyla birlikte İtalyan Sosyal Hareketi Gençlik Cephesi kendi kültürel setlerini oluşturmuştu. Tolkien’in çokça esinlendiği Kelt bayrakları festivalde dalgalanıyor, Yüzük Kardeşliği şarkılar söylüyor, ki bu şarkılardan biri olan ‘Yarınlar Bizimdir’ Gençlik Cephesinin ana temasına dönüşecekti, Gençlik Cephesi kendine Mussolini’nin hitabetleri dışında tutunacak birçok kaynak buluyordu. Hobbit Kampı etkinlikleri yıllarca devam etti; kamp, İtalyan gençlerini kendisine çekti ve Gençlik Cephesi J.R.R. Tolkien’in eserleri çevresinde büyüdü.
Semboller ve ortak değerlerin varlığıyla birbirine kenetlenebilen sağcı İtalyan gençleri bu politik toplaşmayı sistematik hale getirdi ve böylece J.R.R. Tolkien, her sağcı İtalyan gencinin vazgeçilmez unsuru, siyasi kılavuzu haline geldi.
J.R.R. Tolkien'in Siyasi Düşünceleri
Tolkien’in kendine has politik görüşlerini oğlu Christopher ve dostlarına yazdığı mektuplardan, verdiği röportajlardan anlayabiliriz. I. Dünya Savaşı, Somme Muharebesinde bizzat görev almış bir İngiliz askeri olmasının yanı sıra II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz istihbaratının ‘kod çözücüsü’ olarak iş görmesinin, Tolkien’in politik görüşlerini şekillendirdiği söylenebilir.
Komünist – Milliyetçi ayrışması ve ırk tartışmasının alevlendiği 1930’lu yıllarda İspanya İç Savaşı patlak vermişti. İç savaş sırasında komünist cumhuriyetçilerin kiliseleri yıktığını ve rahibeleri öldürdüğünü duyan Tolkien, Francisco Franco önderliğindeki İspanyol milliyetçilerine desteğini dile getirdi. II. Dünya Savaşı sırasında yazdığı bir mektupta Stalin’i ‘kana susamış yaşlı katil’ olarak tanımlıyordu.
1961 yılında İsviçreli bir yorumcunun Tolkien’in eserlerinin anti-komünist propagandaya benzediğini söylemesi sonrası Tolkien, "Bu yorumlar beni çok sinirlendiriyor. Yazıtlar, Rus devriminden çok önce yazılmıştı." demişti.
Profesör Christine Chism’e göre Tolkien’in eserlerindeki ırkçı elementler üç kategoriye ayrılıyor: kasten yapılanlar, bilinçsiz Avrupa referanslı önyargı ve ırkçılığın bilinçli bir şekilde reddedilmesine evrilen yazınsal çalışmalar. Profesör ünvanını aldıktan sonra, doğduğu yer olan Güney Afrika hakkında yazdığı mektupta Tolkien, “buradaki ayrımcılık her İngiliz’i dehşete düşürür.” demektedir.
1945 yılında Tolkien, oğlu Christopher Tolkien’e II. Dünya Savaşı hakkında yazdığı mektupta medeniyetin 100 yıl ileride olmamasının müsebbibini Nazi Almanyası ve Japon İmparatorluğu olarak gördüğünü söylemiştir. Buna karşın Tolkien, Alman karşıtı propagandadan nefret etmiş, bu düşüncesini yine oğlu Christopher’e yazdığı mektupta belirtmişti: "Yerel gazetede, askeri zaferden sonraki tek yolun tüm Alman ulusunun sistematik olarak yok edilmesini ciddi bir şekilde savunan bir makale vardı: kötü taraf olarak Almanları seçme hakkımız olduğu kadar, Polonyalıları ve Yahudileri yok edilebilir haşere, insanlık dışı ilan etmeye de Almanların hakkı var: başka bir deyişle, kimsenin böyle bir hakkı yok."
Giorgia Meloni ve Hobbit Kampı
1993 yılında düzenlenen Hobbit Kampı etkinliğine katılan Meloni, "Her şeyi okuduk. Kitapları tartıştık, ‘Yüzük Kardeşliği’ ile şarkılar söyledik." demişti.
Gençlik Cephesi’nin tercih ettiği kitapçı, Vatikan duvarlarının hemen ardındaki ‘Europa’ adlı dükkandı. 1990’larda dahi dükkanda Mussolini’nin Çocukları, Nazizmin Gizli Kökenleri adlı kitaplar raflarda sergileniyorken Adolf Hitler’in bir portresi de veznede duruyordu.
Meloni, tüm bunların yerine Yüzüklerin Efendisi’ni daha etkili buluyordu. Spesifik şeylerin değerini Yüzüklerin Efendisi ile öğrendiğini belirten Meloni’ye göre Orta Dünya Külliyatı, Avrupa’daki egemen kimliklerin nasıl korunacağı hakkında son derece derin bilgiler veriyordu.
Doksanlı yıllarda İtalyan Sosyal Hareketi’nin yerini alan Ulusal İttifak Partisi’nin gençlik yapılanmasını oluşturan teşkilatın başkanı olan Meloni, ‘Atreju’ ismini verdiği, Hobbit Kampı festivallerine benzeyen politik bir devamlı etkinlik düzenledi. Atreju, nihilizme karşı savaşan bir çocuğu sembolleştiriyor; böylece Meloni, Hobbit Kampı festivallerinde yaratılan kültürel - siyasi ağı tekrar canlandırıyordu.
Atreju istenilen hedefe ulaşmıştı. Toplantılarda konuşulanlar İtalya’nın gündemine giriyor, Atreju’da tartışılan ‘küreselleşmenin tehlikesi’ tüm İtalya tarafından konuşuluyordu.
Günümüzde Meloni’nin destekçilerinin önemli bir kısmı mitinglere Orta Dünya temalı tişörtlerle gidiyor, Hobbit Kampları sırasında söylenen şarkıları söylüyor, J.R.R. Tolkien’e bağlılıklarını belirtiyor.
İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin gençlik teşkilatının önde gelen isimlerinden Davide Anedda, FdI ve Yüzüklerin Efendisi hakkında geçtiğimiz eylül ayında düzenlenen bir miting sonrası verdiği ropörtajda “Tolkien bizim tarihimizin temellerini yazdı,” diyor ve ekliyor: “eğer bizim geldiğimiz yerden gelmediyseniz, bunu anlamanız kolay değil.”
Meloni, güç ve yozlaşma üzerine kurduğu temel düşüncesinin ‘Tolkien’i okumakla yakın bir bağı olduğunu’ söylüyor: “Gücü tehlikeli buluyorum; onu düşman olarak görüyorum.”
Yusuf Şahin