AKP istibdadının Türk sağlık sistemini çökertmesi faciaya neden oldu. Özel hastanelere verilen imtiyazlar, Türk vatandaşlarının sağlıklarına mal oldu.
Kamuoyunun gündemine oturan bebek katili çeteyle ilgili her gün bir başka skandal ortaya çıkıyor.
Skandala adı karışan hastanelerden birisi de MHP'li Celal Adan'ın dünürü Seçim Öztürk'ün hastanesi olan Özel Şafak Hastanesi.
Özel Şafak Hastanesi'nin Türk vatandaşlarının sağlığıyla oynadığı ilk vukuatı bu değil. 2021 yılında patlayan bir başka skandalda hastane başhekimi ve sahibinin de aralarında bulunduğu 13 kişinin, “Kampanya var” diyerek 291 hastanın sağlıklı gözlerine lazer tedavisi uyguladığı ve bu yolla SGK’yı 6 milyon lira dolandırdığı öğrenildi.
İlk Vukatı Değil
Özel Şafak Hastanesi'nin sahibi Seçim Öztürk'ün daha önce bir doktora sahte senet imzalattığı ortaya çıktı.
Sağlık Aktüel'in 7 Mayıs 2019'da Sabah gazetesine dayandırarak yaptığı haberde, İstanbul’da özel bir hastanede Kadın Doğum Uzmanı olarak çalışan Nadide Korkut'un, maddi haklarını alamadığı gerekçesiyle dava açıp 253 bin lira kazandığı Şafak Grubu Hastanelerinin sahibi Seçim Öztürk tarafından dolandırıldığı iddia edildi.
Korkut’un yeni çalıştığı hastaneye giderek borcunu veren Öztürk burada doktordan aldığı boş imzalı kağıdı sahte senet haline getirerek Korkut’a 753 bin lira değerinde icra başlattı. Doktorun şikâyetçi olması üzerine Seçim Öztürk ve birlikte hareket ettiği 4 kişiye dava açıldı.
Boş Senet İmzalattı
Haberde aktarılan iddiaya göre Kadın Doğum Uzmanı olan Nadide Korkut, 2001 ile 2010 yılları arasında görev yaptığı Bahçelievler'de ki özel bir hastaneye 6 ay boyunca haklarını alamadığı gerekçesiyle dava açtı. İş mahkemesi 2014 yılında hastanenin doktor Korkut'a 253 bin lira ödemesine hükmetti. Olayın devamı haberde şu şekilde anlatılıyor:
Doktor Nadide Korkut daha sonra başka bir hastanede çalışmaya başladı. 20 Şubat 2015 günü Korkut'un eski çalıştığı hastanenin sahiplerinden Seçim Öztürk hastanenin muhasebecisi ve hastane müdürünü yanına alarak Korkut'un çalıştığı hastaneye gitti. Burada Korkut'a ödemesi gereken 253 bin liranın 200 bin lirasını banka hesabına yatırdığını, 53 bin lirayı da elden verip borcu kapatmak istediğini söyledi. Bunun üzerine Korkut hesabını kontrol edince 200 bin liranın hesabına yatmış olduğunu gördü. Herhangi bir şüphe duymayan doktor 53 bin liranın da elden ödenmesi nedeniyle, şüpheliler tarafından ibraname diye kendisine uzatılan 2 kâğıdı imzaladı. Ancak Korkut'un imzaladığı belgelerden biri boş kâğıt çıktı.
Olaydan kısa bir süre sonra Nadide Korkut hakkında 753 bin TL değerinde senede imza attığı gerekçesiyle haciz olduğunu öğrendi. Avukatıyla durumu araştıran Korkut kendisine imzalatılan boş kâğıdın senet haline dönüştürüldüğünü anladı. Senet üzerinde esas alacaklı Mehmet Özçelik ve takip alacaklısı (ciro edilen) Şafak Okullarının sahibi İsmail Hakkı Şatıroğlu isimli kişiler olarak gözüküyordu. Bu kişilerin de hastane sahibi Seçim Öztürk ile arkadaşlık ve ticari ilişkileri olduğunu öğrendi. Daha sonra hesabına gönderilen 200 bin TL paranın makbuzunu inceleyince açıklama kısmında sanki kendisine borç olarak gönderilmiş gibi şerh düşüldüğünü gördü. Doktor Korkut bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Hastane sahibi Seçim Öztürk ifadesinde o dönem yanında çalışan hastane müdürü Pınar Bayramgürler ve muhasebecisi ile birlikte Doktor Korkut'un çalıştığı hastaneye giderek kendisine 253 bin TL ödediğini kabul etti. Öztürk ifadesinde olayın iftira olduğunu söyledi. Mehmet Özçelik ise ifadesinde Korkut'un mali yönden sıkışık olduğunu, kendisinden borç istediğini, bunun üzerine Korkut'a 2014 yılında 753 bin TL borç verdiğini, karşılığında senet aldığını söyledi. Korkut'un bir süre sonra ev alacağını söyleyerek kendisinden 200 bin Lira borç para istediğini belirten Özçelik bunun üzerine oğlunun hesabından Korkut'a 200 bin Lira borç gönderdiğini anlattı.
İddianamede savcı Seçim Öztürk, Pınar Bayramgürler ve Hafize Gökkaya'nın birlikte hareket ettiklerini belirterek para ödenirken ibraname alındığı inancı verilerek doktor Korkut'un bu şekilde aldatılıp, hastane ortamında, aynı zamanda hastaların bakıldığı muayene odasında kalabalık ve iş ortamının verdiği dikkat dağınıklığından istifade edilerek boş kağıda imza alındığını belirtti. Savcı gerçek ibraname yanında ayrıca alınmış boş imzalı kağıt kullanılarak tanzim edilen senedin Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi'nin raporuyla sahte olduğunun tespit edildiğini belirtti. 5 şüpheli hakkında "Resmi belgede sahtecilik", "Nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Sabah Gazetesi Haberi Kaldırdı
Ancak Sabah gazetesi daha sonra haberini kaldırdı ve davanın sonucu kamuoyuyla paylaşılmadı.
Editör: Semir Yapıcı