İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi (CTCA) ve Britanya Kıbrıslı Türkler Derneği’nin (BTCA) Türk Düşünce Kuruluşu Circle Foundation iş birliğinde düzenlediği etkinlikler serisinin üçüncüsü olan seminer, 24 Mart Çarşamba akşamı yayımlandı. Birleşik Krallık'ın eski bakanlarından Brooks Newmark’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinlikte, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Birleşik Krallık Parlamentosu ‘KKTC Partiler Üstü Grubu’ (APPG) Eş Başkanı Lord Northbook, Birleşik Krallık Milletvekili Sir David Amess ve Prof. Dr. Hasan Ünal da panelistler arasında yer aldı.
Seminer, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın neden iki devletli çözümü savunduğu sorusuyla başladı. Jack Straw iki bölgeli, iki toplumlu federal Kıbrıs artık mümkün olmadığı için Kıbrıs Türklerinin iki devletli bir çözümü tercih ettiğini düşündüğünü söyledi. Bu bakımdan Ada'da iki devletli bir çözümün mantıklı ve gerekli olduğunu vurguladı. ‘Berbat bir adam’ olarak tanımladığı Rum Yönetimi'nin eski lideri Tassos Papadopoulos’un 2004’te birleşmeye karşı çıkmasından dolayı durumun böyle olduğunu açıklayan Straw, Avrupa Birliği’nin (AB) bölünmüş bir Kıbrıs’ı tek bir ülke gibi kabul etmesinin ne kadar büyük bir hata olduğunu ve mevcut durumun yalnızca Kıbrıs Rumlarının lehine olduğunu da sözlerine ekledi.
Straw’a göre, iki devleti çözümün başarılı olması için bazı özel çıkar ilişkilerini aşmaya gerek var, özellikle de Rusya konusunda. Kültürel, dinî ve ekonomik bağları yüzünden “Rusya, bir tutkal gibi Kıbrıs Rumlarına yapışacak” diyen Straw, Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ndeki konumu yüzünden bunun bir sorun olduğunu belirtti. Zorluklara rağmen Straw, iki devletli çözümün tek yanıt olduğuna şüphesi olmadığını, çünkü Kıbrıs Rumlarının diğer bütün olasılıkları imkânsız kıldığını ve bu modelin Kıbrıs sorununu çözebileceğini söyledi.
Panelistler, yakında Cenevre'de yapılacak olan 5+1 Zirvesi’ni de ele aldı. Ergün Olgun BM Genel Sekreteri’nin hedeflerini anlattı ve “Bunun amacı ortak bir payda olup olmadığını görmeye çalışmak” dedi. İki tarafın konumlarının tamamen zıt olduğunu belirten Olgun, “Kıbrıs Rumları,, Kıbrıs Türklerinin gaspçı 'Kıbrıs Cumhuriyeti’nde azınlık statüsünde korunabileceğini düşünüyorlar” dedi. Bunun Kıbrıs Türkleri için kabul edilemez olduğunu söyleyen Olgun’a göre taraflar, Cenevre'de ortak paydada buluşamazsa bir ay sonra başka bir toplantı olabilir ve muhtemelen de böyle olacak.
Panelistler Kıbrıs Rumlarının, KKTC ve Kıbrıs'ın güneyindeki haydut oluşum arasındaki sınırı, AB vatandaşı olmayanlara kapatmasından da bahsetti. Lord Northbrook, bu sorunun üstesinden gelebilmek için yarı-doğrudan uçuş olarak da bilinen Türkiye aracılığıyla gerçekleştirilen “touchdown” uçuşlarının yeniden başlaması gerektiğini söyledi. Bu uçuşların askıya alınma sebeplerinden birisinin, Birleşik Krallık Ulaşım Bakanlığı’nın Pegasus’a uyguladığı baskı olduğunu belirtti.
Touchdown uçuşlarıyla beraber iki devletli çözüm modeli ve bu süreçte Britanya’nın rolü de konuşuldu. Straw, Britanya’nın isterse KKTC'deki Ercan Havalimanı’na doğrudan uçuş koyabileceğini, AB’nin sınırlı dış politika gücüyle ‘kendini kaplan olarak gören bir kedi’ olduğunu ve Birleşik Krallık'ı bu konuda durduramayacağını söyledi. Lord Northbrook da Birleşik Krallık’ın KKTC’ye ticarî temsilci gönderebileceğini ve doğrudan uçuş koyabileceğini, bu ilişkiyi yine tanımadığı bir ülke olan Tayvan ile kurduğunu dile getirdi. Olgun ise KKTC’nin devlet olmanın tüm koşullarını yerine getirdiğini, tanımanın siyasî bir seçim olduğunu belirtti ve “Britanya’nın KKTC’yi tanımasının önünde hiçbir engel yok” dedi.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab’a bu konuyla ilgili hangi tavsiyede bulunabileceği sorulunca Straw, “İki devletli çözüme doğru çalışmalıyız” dedi ve Britanya’nın garantör güç olarak Kıbrıs sorununun çözümünde nüfuzunu kullanması gerektiğini belirtti.