Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Emekli Amiral Yankı Bağcıoğlu, Türkiye'nin son 20 yılda savunma sanayisinde elde ettiği başarıların, ciddi proje yönetimi sorunları ve TSK'nın karşılanmayan acil ihtiyaçları nedeniyle gölgelendiğini vurguladı. Bağcıoğlu, Türk savunma sanayisinin geldiği noktayı ve karşı karşıya olduğu sorunları detaylı şekilde değerlendirdi.
Bağcıoğlu, Türkiye'nin insansız hava araçları (İHA) alanında dünya liderleri arasına girdiğini ve KAAN Milli Muharip Uçak Projesi'yle beşinci nesil savaş uçağı üretebilen ülkelerden biri olduğunu hatırlattı. Ancak proje yönetimindeki aksaklıklar ve gecikmelerin, bu başarılara gölge düşürdüğünü belirtti.
Altay Tankı 18 Yılda Hâlâ Teslim Edilemedi
Kara Kuvvetleri için 2007’de başlatılan Altay ana muharebe tankı projesinde gelinen noktanın, projedeki planlama hataları ve yetersiz yönetimin tipik bir örneği olduğunu söyleyen Bağcıoğlu, motor ve transmisyon gibi kritik parçalardaki dışa bağımlılığın hâlâ çözülemediğini ve ilk teslimatın ancak 2025 sonunda sınırlı sayıda gerçekleşmesinin hedeflendiğini belirtti.
"Hava Kuvvetleri 2013’ten Beri Yeni Muharip Uçak Almadı"
Bağcıoğlu, Hava Kuvvetleri’nin son 10 yılı aşkın süredir yeni bir muharip uçak alamadığını; mevcut F-16 ve F-4 filosunun ise yaşlanma ve modernizasyon sorunlarıyla boğuştuğunu ifade etti. F-16 Viper alımı sürecinin yavaş ilerlediğini, Eurofighter tedarikinde ise belirsizliklerin devam ettiğini belirten Bağcıoğlu, S-400 ve F-35 krizinin hâlâ çözülmediğini vurguladı.
Bağcıoğlu, Deniz Kuvvetleri için büyük öneme sahip TF-2000 Hava Savunma Muhribi projesinin ise 1990'lı yıllardan bu yana gündemde olmasına rağmen ancak 25 yıl sonra inşa aşamasına geldiğini kaydetti. Hava savunma harbi gemilerindeki eksikliğin donanma için ciddi bir zafiyet oluşturduğunu vurguladı.
"Akhisar’ın Satılması Stratejik Hata Olur"
Deniz Kuvvetleri için üretilen bazı gemilerin döviz kazancı uğruna yurt dışına satılma ihtimalini de eleştiren Bağcıoğlu, Akhisar açık deniz karakol gemisinin Romanya’ya satılacağına dair iddiaların ciddi bir stratejik planlama zaafına işaret ettiğini belirtti. Bağcıoğlu, "Çok değil 3-4 sene önce bu gemiler harekât ihtiyacına göre planlanmıştı. Ne değişti?" sorusunu yöneltti.
Deniz Kuvvetleri'nin artan gemi sayısına rağmen deniz helikopteri envanterinin güçlendirilemediğini söyleyen Bağcıoğlu, yaşlanan SH-70 Seahawk helikopterleriyle yapılan görevlerin artık risk taşımaya başladığını ve Deniz Hava Komutanlığı’nın kapasitesinin sınırlandığını ifade etti.
Bağcıoğlu ayrıca, kara ve deniz harekâtlarında önemli kuvvet çarpanı olacak Dikey İnsansız Hava Araçları (DİHA) konusunda da hâlâ yeterli ilerleme sağlanamadığını dile getirdi.
"Endonezya Anlaşması Önemli Ancak Riskler Barındırıyor"
Endonezya ile imzalanan KAAN üretim anlaşmasının da önemine dikkat çeken Bağcıoğlu, ancak teslimatların 2034 yılına kadar süreceğini, Endonezya’nın ödeme geçmişi ve teknoloji transferine ilişkin belirsizliklerin de ciddi riskler barındırdığını belirtti.
Bağcıoğlu açıklamasında son olarak, savunma sanayinde elde edilen başarıların, ancak kritik projelerin hedeflenen takvimlerde başarıyla tamamlanmasıyla taçlandırılabileceğini vurguladı.
"KAAN Milli Muharip Uçak Projesi'yle beşinci nesil savaş uçağı üretebilen ülkelerden biri olduğunu hatırlattı"... KAAN, şu anda savaşabilir durumda değilken nasıl beşinci nesil savaş uçağı olabilir? "Beşinci nesil savaş uçağı üretebiliyoruz" diyebilmemiz için KAAN'ın envantere girmesi gerekmez mi?