Mart 2022'de yayımlanan "Benim Kahramanım Türk Halkıdır" adlı kitabında anılarını anlatan Cüneyt Arkın, kitabını tanıtırken "Türk halkı adamı adam eder. Adamın içini temizler. Su katılmadık, duru, bilgedir. Yenilmeyi bilmez. Hürriyeti sever. Hürriyetsizlikten nefret eder. Türk halkı yüce bir halktır. Benim de kahramanımdır. Bu kitabı size emanet ediyorum. Sahip çıkın, hepinizi gözlerinden öperim" demişti.
Arkın kitabında yıllar önce İran Şahı'nın davetlisi olarak gittiği sarayda yaşadıklarını "Sanatçı Dediğin" başlıklı bölümde şu ifadelerle anlatmıştı:Cüneyt Arkın Bu Anıyı Kitabında Anlatmıştı
— TamgaTürk (@TamgaTurk) June 28, 2022
Arkın kitabını "Türk halkı adamı adam eder. Adamın içini temizler. Su katılmadık, duru, bilgedir. Yenilmeyi bilmez. Hürriyeti sever. Hürriyetsizlikten nefret eder" ifadeleriyle tanıtmıştı.https://t.co/Q6aZ3OZh3G pic.twitter.com/GeLnPzT4WP
"İran sineması, döneminde ülkenin büyük sektörlerinden biriydi. Sinema oyuncularına 'hünerpişe' deniyordu. Yani en iyi, en güzel hünere sahip insanlar...
Bir gün Şah'ın davetlisi olarak saraya gittik. Davet kalabalık. Şah ve kraliçe misafirlerini kabul etmeye başladı. Soylular, siyasetçiler, askerler, ünlü zenginler sırayla gelip şahın önünde diz çöküp ona bağlılıklarını sunuyorlar. En yüksek devlet erkanı bile yerlerere kadar eğilerek Şah'ın eteklerini öpüyorlardı. Bunda saygıdan çok Doğu despotluğunun cıvık, kayıtsız şartsız egemenlik kudretinden gelen bir aşağılama vardı. Sıra hünerpişelere geldi, ikişer adım atıp dimdik sıraya durdular. Şah onlara doğru yürüdü ve elini uzattı. Hiçbir hünerpişe eğilmedi, el etek öpmedi. Hepsi sanki lütfediyorlarmış gibi Şah'ın uzanan elini sıkarak tek tek kabul ettiler. Yüzlerinde hiçbir ifade yoktu.
Zengin sevgilime eğilerek alçak sesle, 'Bu ne biçim iştir?' diye sordum. Avrupa'da okumuş bir kadındı. Şöyle cevap verdi: 'Hünerpişeleleri, şahın, kralın, cumhurbaşkanının elini eteğini öpen halk, yerlerde sürünmeye mahkûmdur.'
Bu yazı Türkiye'de birinin peşine takılıp giden 'sanatçılara' ithaf edilmiştir."