Diyarbakır'da AKP istibdadının Kürtçülerin elinden alıp kayyım atadağı büyükşehir belediyesinin yapılacak yeni yola Şeyh Said Bulvarı adını vereceğini duyurmasının ardından gazeteci Fatih Altaylı duruma tepki gösterdi.
Altaylı, "Sözde yerli ve milli bir iktidarımız var. Türkiye’ye karşı İngilizlerle işbirliği yaparak daha Türkiye kuruluş aşamasındayken isyan etmiş, bu ülkeyi yıkmaya, bölmeye çalışmış bir haysiyetsiz, bir şerefsizin adını bir rezilin adını siz bir bulvara veriyorsunuz. Şeyh Sait İsyanı diye bir isyan var. Yani o zaman yarın bir bulvara Öcalan bulvarı adını verecek misiniz?" dedi.
Fatih Altaylı'nın bu sözleri üzerine Kürtçü Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren sessiz durmayacaklarını söyleyerek, "Şeyh Said’e yönelik çirkin saldırıya karşı sessiz kalmayacağız. Kendilerini ülkenin tek sahibi olarak gören bu anlayış içinde bulunduğumuz durumun da müsebbipleridir. Diyarbakır Barosu gerekli suç duyurularını yapacaktır. Kürtlere ait değerlere saldırı bu kadar kolay değil” ifadeleriyle Kürtçü-İslamcı ve feodal bir isyancı olan Şeyh Sait'i savundu.
Bunun ardından Diyarbakır Barosu Fatih Altylı hakkında suç duyurusunda bulundu. Duyuruda, "Şüpheli tarafından merhum Şeyh Said efendi hakkında, "haysiyetsiz", "şerefsiz" ve "rezil" gibi söylemlerde bulunduğu, merhum Şeyh Said efendinin anısına hakaret edildiği gözetilerek, şüphelinin cezalandırılması gerekir" denildi. Türk devletine isyan eden ve Türk askerlerini şehit eden Şeyh Sait adlı elebaşının ne gibi bir anısının olduğu ise bilinmiyor.
Kürtçülerin sözde suç duyurusunda şu ifadeler kullanıldı:
"Kürt toplumu için önemli bir lider olan Şeyh Said ve 46 arkadaşı, yeni kurulan cumhuriyet yönetimine isyan ettikleri gerekçesiyle 1925'te idam edilmiştir. Şeyh Said, Kürt milletinin saygın şahsiyetlerinden birisidir. Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına somut bir fiil ya da olgu isnat etmeden saldırmak, yani soyut olarak tahkir etmek, hakaret tanımı içerisinde yer almaktadır. Şüpheli tarafından twit içeriğiNe konu açıklama incelendiğinde, merhum Şeyh Said'in hem toplumsal saygınlığını hem de yakınlarının duygularını rencide ettiği, onur, şeref ve saygınlığını zedelemeyi amaçladığı görülmektedir. Cezayı artırıcı bir nitelikli hal olarak düzenlenen suçun alenen işlenmesi ise; hakaret suçunu oluşturan fiilin belirli olmayan sayıda kişilerce algılanabilecek bir şekilde ortaya çıkarılmasıdır.
Nitekim yayın yoluyla kişinin hatırasına hakaret suçunun işlenmesi de aleniyet kavramı içinde değerlendirilmektedir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 2009/18403 E. 2010/967 K. ve 01.02.2010 tarihli ilamı; "...Ölünün hatırasına hakaret suçunun cezaevi koğuşunda işlenmesi karşısında, eylemin gerçekleştiği koşullar itibariyle belirli olmayan birden fazla kişiler tarafından duyulup algılanmayacak olması nedeniyle aleniyet öğesinin gerçekleşmediği gözetilmeden (...) sanık hakkında verilen cezanın TCK'nın 130/1. Maddesinin ikinci cümlesiyle artırılması..." şeklindedir. Şüpheli tarafından, twitter isimli sosyal medya platformunda, aleniyet içerir şekilde atılan twit içeriğiyle kişi hatırasına hakaret suçunun işlendiği gözetildiğinde, nitelikli halin gerçekleştiği açıktır.
Netice itibariyle, şüphelinin twit içeriği gözetildiğinde basın yayın yoluyla işlenen kişi hatırasına hakaret suçundan şüphelinin cezalandırılması gerekir."