Özgür Asya Radyosu'nun haberine göre; Dünya Uygur Kurultayı, insan haklarına katkıları ve soykırımcı ÇKP’nin Uygur halkına yönelik baskısı konusundaki çalışmaları nedeniyle Kanada ve Norveçli parlamenterler tarafından 2023 Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.
Soykırımcı Pekin Rejimi, Uygur halkına yönelik muamele nedeniyle uluslararası eleştirilerle karşı karşıya kaldı. BM insan hakları ofisi Ağustos ayında yayınladığı raporda, Çin'in insanlığa karşı suç teşkil edebileceği söylediği yaygın keyfi gözaltıları ve diğer eylemleri vurguladı.
ÇKP, Uygur kültürünü ortadan kaldırmak ve Uygurları asimile etmek için adımlar attı. Birçok Batılı ülkenin yasama meclisleri, 1,8 milyon Uygur ve diğer Türki azınlığın keyfi olarak tutuklanmasının da dahil olduğu ihlallerin soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini ilan etti.
Dünya Uygur Kurultay'ının aday gösterilmesi, Çin Komünist Partisi’nin Uygur halkına yönelik fiziksel, dinsel, dilsel ve kültürel baskı kampanyasına uluslararası dikkatin çekilmesine önemli bir katkı sağladığı ifade edildi. Kanada milletvekili Alexis Brunelle-Duceppe, “Çin, birçok parlamenterin soykırım olarak tanımladığı bir kampanya yürütüyor” ifadelerini kullandı.
Brunelle-Duceppe'in yanı sıra Uluslararası İnsan Hakları Alt Komitesi başkanı Kanadalı milletvekili Sameer Zuberi ve Norveç Liberal Partisi lideri Ane Breivik, Dünya Uygur Kurultayı'nı Nobel Barış Ödülü için aday gösterdi.
Dolkun İsa: Büyük Bir Onur
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, aday gösterilmenin büyük bir onur olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Bu, Çin'in barışçıl uluslararası Uygur hakları savunuculuğumuzu terörizm ve ayrılıkçılıkla karıştırma yönündeki sürekli karalama kampanyasına rağmen gerçekleşti.
Dünya Uygur Kurultayı'nı şeytanlaştırmak için yıllar süren küresel çabalar boyunca, Çin hakkımızı savunmaya engel olmaya, dünya çapında sesimizi susturmaya ve böylece Uygur halkına yönelik devam eden suçları engellemeye çalıştı."
Bu adaylık, aynı zamanda Batılı demokrasilerin liderliğindeki uluslararası toplumun savunuculuk çalışmalarımızdan etkilendiğini gösteriyor
Gerçek şu ki, Çin ne kadar güçlü olursa olsun, adalet ve hakikat sonunda galip gelecektir."