UKOME, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 1000 yeni taksi plakası teklifini bir kez daha reddetti. İstanbullular sosyal medyada ve geleneksel medyada taksi bulamamaktan ve taksicilerin sorunlu davranışlarından şikayet ededursunlar, AKP kontrolünde olan UKOME vatandaşın taleplerine kulağını tıkayarak taksici lobisinin yanında durmaya devam ediyor.
Türkiye'de taksi plakalarının çok pahalı olmasının bir sebebi var. Geçen yıllar içinde kemikleşen plaka tahdidi uygulaması sebebiyle, taksici olmak isteyen herkes taksici olamıyor. Plaka sayıları sınırlı tutuluyor, bu yüzden İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde taksi plakaları milyonlarca liraya satılıyor. Bir taksi plakası, sahibine düzenli gelir getiren ve değerini kaybetmeyen ciddi ve uzun vadeli yatırım aracı olarak görülüyor. Yeni taksi plakalarının arz edilmesi halinde bu tuhaf pahalılık ortadan kalkacak ve milyonlarca lira vererek taksi plakası alanlar "mağdur" olmuş olacaklar. Kanunun saçmalığı sebebiyle oluşan ranttan para kazananların mağdur olmaması için, milyonlarca İstanbullu mağdur ediliyor.
Öte yandan TamgaTürk dünyadan üç örneği inceleyerek nasıl taksici olunduğunu araştırdı. Buna göre, İngiltere'de taksici olmanız için öncelikle bu işe dair bir eğitim almanız ve bunu belgelemeniz, yahut bir sınavı geçmeniz gerekiyor. Merkezi Londra'daki tarihi siyah taksiler için bu testlein içeriği ve şartlar biraz daha ağır. Testlerinizi tamamladıktan sonra yıllık 150-250 pound arasında değişen bir harç yatırmanız gerekiyor, yerel yönetimden aldığınız taksici ehliyetiyle taksi şöforü olabiliyorsunuz. Taksi "hattı"nın sahibi olmak içinse, bir tüzel kişilik oluşturup, taksicilerinizin eğitim aldığını, lisanslı olduğunu belgeleyerek araçlarınızı kaydettiriyorsunuz, şirketinizin büyüklüğüne göre ödemeniz gereken harç yıllık 130 pound ile 750 pound arasında değişiyor. Evet, yalnızca bu kadar.
Almanya'da da düzenlemeler İngiltere'ye benzerlik gösteriyor. Bir tüzel kişilik kuruyorsunuz ve taksicileriniz sınava girerek taksici lisansına hak kazanıyorlar. Sağlık ve sigorta şartlarını yerine getiriyorsunuz, araçlarınızın güvenli olduğunu ispat ediyorsunuz. Bütün bunların belgelerini topladığınız kurumlara 100 ila 250 euro arasında değişen harç ödemeleri yapıyorsunuz. Çalıştırdığınız ilk taksi için 2.250 euro, her bir ek taksi için 1.250 euro sermayenizin olması gerekiyor, ancak bu parayı devlete yahut yerel yönetime ödemiyorsunuz, bankalardaki zorunlu karşılık gibi, şirket hesabınızda tutmanız gereken para. Gerekli izinleri alıp trafik kurumuna kayıt yaptırdıktan sonra taksici oluyorsunuz. Evet, Almanya'da da yalnızca bu kadar.
Amerika'da Türkiye'ye benzer bir sistem var. Taksi "plakası" yerel yönetimler tarafından veriliyor, buna medallion deniyor. Yerel yönetimler Türkiye'ye benzer bir şekilde rant oluşturmak adına plaka sayısını kısıtlı tuttukları için özellikle büyük şehirlerde bu plakalar pahalı. Ancak Uber gibi taksi uygulamaları ortaya çıktıktan sonra bu plakalar birkaç yüzbin dolar değer kaybettiler ve kaybetmeye devam ediyorlar.
Görüldüğü üzere Türkiye'deki sistem ABD'deki modeli esas almış durumda. Ancak ABD taksi alternatiflerine serbest piyasa şartlarında izin verir ve yalnızca sağlık, güvenlik ve şehir planlaması açısından düzenlemeler getirirken, Türkiye Uber'i uzun bir süre boyunca düşman görerek taksi rantını korumaya aldı. Düzgün işleyen ve makul yatırım alanlarına yapılan yatırımı ödüllendiren bir ekonomi-finans sistemimiz olmadığı için ortaya çıkan absürt taksi rantını korumak için vatandaşa eziyet etmeye devam ediyoruz.
Sevgili okur,TamgaTürk desteğine ihtiyaç duyuyor. Patreon hesabımızdan bize bağışta bulunabilir, twitter ve facebook hesaplarımızı takipçilerinle paylaşabilirsin. TamgaTürk TV'deki yayınlarımızın devam etmesi için desteğini bekliyoruz.Nerede bir Türk varsa ona bakmaya, onun gözünden bakmaya devam edeceğiz!