Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Hatay'da meydana gelen depremler sonrasında şehrin demografik yapısının korunması gerektiğini belirtti. Konu hakkında Sözcü yazarı Uğur Dündar'a konuşan Başbuğ, yetersizliklerin ve eksikliklerin hızlı bir şekilde tespit edilmesi ve bu noksanlıkların giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Başbuğ ayrıca, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde de deprem tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekerek, felaketlere hazırlıklı olunmaması durumunda sonuçların daha ağır olabileceği uyarısında bulundu. Başbuğ, depremlerin yıkıma uğrattığı bölgedeki şehirlerin, sosyal, ekonomik, tarihsel, kültürel ve demografik yapıya zarar vermeden onarılarak yenilenmesi gerektiğini belirtti. Bu şehirlerin emsalsiz yöreler olduğunu vurgulayan Başbuğ, yapılacak çalışmaların bu yapıların değişimine neden olmaması gerektiğini ifade etti.
Başbuğ’un ifadeleri şu şekilde:
"6 Şubat 2023 günkü deprem felaketi karşısında yaşadığımız eksiklikleri ve yetersizlikleri süratle tespit etmek ve bu noksanlıkları giderici çareleri hemen almak zorundayız. Bilim insanlarımıza göre; maalesef başta İstanbul olmak üzere İzmir gibi büyük illerimizde de deprem tehlikesi vardır. Bu depremlere hazırlıklı olamazsak, karşılaşacağımız sonuçlar bugünkünden daha ağır olabilir. Felaketin yıkıma uğrattığı bölgede çok önemli şehirlerimiz var. Bu şehirlerimiz, ekonomik, sosyal, tarihsel ve kültürel açıdan emsalsiz yöreler. Bu şehirlerimizdeki; sosyal, ekonomik, tarihsel, kültürel ve demografik yapıya zarar vermeden, bu yapıların değişimine neden olmadan onarmalıyız, yenilemeliyiz.
Tarihsel, kültürel ve demografik yapısıyla Hatay, coğrafi konumuyla da stratejik bir önemdedir. Hatay, Türkiye'ye Doğu Akdeniz'de bir durum üstünlüğü sağlamaktadır. İskenderun Körfezini adeta bir Türk Körfezi haline getirmektedir. Diğer şehirlerimizde olduğu gibi bu güzel şehrimizden de göçler yaşanmaktadır. İnsanlar göç etmektedir. Ancak bu göç edenlerin uygun şartların oluşumu ile geriye dönüşleri sağlanmalıdır. Hatay'ın demografik yapısında değişime neden olabilecek sonuçlardan kaçınılması, zorunludur. Hayatidir. Bu bizim aynı zamanda Atatürk'e karşı olan bir borcumuzdur."