İstiklal Caddesi'nde düzenlenen bombalı saldırıda 6 yurttaşımız hayatını kaybetti, 81 yurttaşımız yaralandı.
Bombayı bırakan Kürtçü terörist Ahlam Albashir'in bir başka teröristle birlikte Suriye sınırından kaçak yollarla girerek aylarca İstanbul'da bir tekstil atölyesinde çalıştıkları ortaya çıktı.
Saldırının ardından bazı AKP'liler İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni İstiklal Caddesi'ndeki saksılar yüzünden eleştirdi ve saldırının ardından bu saksılar kaldırıldı.
"Ağaçların ve Bankların Kaldırılması İstiklal Caddesi'ni Daha Güvenli Yapmayacak"
HaberTürk'teki köşesinde kaleme aldığı yazıda "Ağaçların ve bankların kaldırılması İstiklal Caddesi’ni daha güvenli bir yer yapmayacak" diyen Fatih Altaylı, 19 Mart 2016 günü IŞİD tarafından düzenlenen bombalı saldırı sırasında İstiklal Caddesi'nde ne bir ağaç ne de bir bank olduğunu hatırlattı.
O saldırıda 5 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 36 vatandaşımız yaralanmıştı. "Bankları ve ağaçları kaldırarak bombalı saldırıları engelleyemezsiniz" diyen Altaylı, şu ifadeleri kullandı:
"Bombayı Engellemenin Yolu Sınırlara Sahip Çıkmaktır"
"Hatta muhtemelen tam aksine arkasına sığınacak bir şey kalmadığı için, bombanın parçalarının yayılmasını engelleyecek bir siper olmadığı için banksız ve ağaçsız bir ortamda bombanın vereceği zarar daha fazla olacaktır.
Bombayı engellemenin yolu ağaçları kaldırmak değil, sınırlara sahip çıkmaktır. Bombacı terörist kadın anlatıp duruyor. Kendisi de, kendisine eylemde yardımcı olan kişiler de, hepsi ama hepsi Suriye sınırından Türkiye’ye kaçak yollarla girmiş kişiler. Hem de defalarca.
"Daha Ne Bombacılar 'Ensar ve Muhacir' Denilerek Aramızda Dolaşıyor"
Hiçbir kayıt kuyut olmadan onlarca kez sınırı delip geçmişler, hiçbir kayıt kuyut olmadan gelip İstanbul’a yerleşmişler. Hiçbir kayıt kuyut olmadan işe girmişler, çalışmışlar. Sonra da canları çekince bir bomba patlatmışlar. Ve kim bilir daha ne bombacılar şimdi 'Ensar ve Muhacir' denilerek aramızda dolaşıyor, çalışıyor.
"Sınır Güvenliği Yoksa Güvenlik Yoktur"
Biz yıllardır bu tehlikeye dikkat çekerken kimse ne dediğimizi anlamadı. Bazı aptallar bizi ırkçılıkla suçladılar. Gördünüz mü neyi kastettiğimizi. Bu ülkede sınır güvenliği yoksa o ülkede güvenlik yoktur. Bir ülke tanımadığı bilmediği kayıt altına almadığı milyonlarca insanı, şehirlerine yığdıysa, yığılanların sayısını, kimliğini, geçmişini bilmiyorsa o ülkede güvenlik olmaması bir yana o ülkede büyük tehlike vardır. Eğer ülkenizin güvenli bir yer olmasını istiyorsanız yapılması gereken saksıları kaldırmak değil, saksıyı çalıştırmaktır."
Fatih Altaylı'nın yazısının tamamını okumak için tıklayınız.