Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişiminden bugüne kadar darbe girişimi veya münhasıran terör örgütü mensubiyeti nedeniyle haklarında işlem tesis edilmeyen diğer asker şahıs şüphelilerin belirlenmesi için, genişletilerek güncellenen "sabit hat veri havuzu"ndaki verilerin analiz edilmesi sonucu, örgütsel iletişim modeline uygun şekilde sabit hatlardan irtibat sağladıkları ve terör örgütü mensubu oldukları tespit edilen asker şahıs şüphelilerle ilgili iki ayrı soruşturma kapsamında eş zamanlı yakalama ve gözaltı kararı verildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 1'i Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 31'i Jandarma Genel Komutanlığı, 29'u Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 7'si Deniz Kuvvetleri Komutanlığına mensup, 2'si yarbay, 1'i binbaşı, 5'i yüzbaşı, 5'i teğmen ve 59'u astsubay uzman çavuş rütbelerindeki şüpheliler hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ise 16'sı Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 86'sı Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 6'sı Deniz Kuvvetleri Komutanlığına mensup 11'i albay, 16'sı yarbay, 46'sı binbaşı, 27'si yüzbaşı, 5'i teğmen, 1'i astsubay rütbelerinde ve 2'si kapatılan askeri okul öğrencisi hakkında gözaltı kararı alındı.
Böylelikle iki ayrı soruşturmada, 174'ü muvazzaf asker toplam 176 zanlı hakkında İstanbul, İzmir ile 41 farklı ilde gözaltı kararı verildi. Haklarında gözaltı kararı verilen şüphelilerden 158'i gözaltına alınırken, diğerlerinin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürdüğü aktarıldı.
FETÖ Hâlâ Neden Tam Olarak Temizlenemedi?
Konuyla ilgili olarak MarineDealNews'te önemli bir değerlendirmeye yer verildi. Türk Silâhlı Kuvvetleri’nde (TSK) FETÖ yapılanmasının hâlâ tam anlamıyla tasfiye edilemediğine dikkat çekilen değerlendirmede, açık kaynak verilerine göre; 2025 yılının Nisan ayında 23, Mayıs ayında 63, bugün yani 24 Haziran itibarıyla ise 174 muvazzaf personelin FETÖ üyeliği gerekçesiyle gözaltına alındığının tespit edildiği aktarıldı.
Söz konusu kişilerin neredeyse dokuz yıl boyunca TSK içinde aktif görevde kalmalarının, istihbarat ve iç denetim sistemlerinin işleyişine dair kuşkuları artırdığı belirtilirken, şu önemli sorulara yer verildi:
- TSK’dan ihraç edilen askerler hangi kriterlere göre belirlendi?
- Liyakatli olduğu bilinen bu personelin uzaklaştırılmasında hâlen görevde bulunan FETÖ mensuplarının etkisi var mıydı?
- Bu personelin neredeyse 9 yıl boyunca görevde kalmasına nasıl izin verildi?
- FETÖ üyelerinin tespiti için yapısal bir yöntem mi uygulanıyor, yoksa siyasi iradenin insafına mı bırakıldı?
Ayrıca kamuoyunda uzun süredir tartışma konusu olan sarıklı amiral ve takkeli general örneklerinin yargı sürecine taşınmaksızın emekli edildiği vurgulanırken, bu kişilerin TSK içindeki mevcudiyetine uzun yıllar boyunca göz yumulmasının, daha büyük bir yapısal sorunun varlığına işaret ettiği aktarıldı.
Değerlendirmede son olarak TSK’nın kurumsal liyakat anlayışına dönmesi gerekliliğinin altı çizilirken, dini cemaat ve gruplardan arındırılması ve yapısal bir iç denetim mekanizması kurulması, bu sürecin sağlıklı yürütülmesi için elzem olduğu vurgulandı.
Ne olacak fetöyle barışıp yeni bir ergenekon kumpası kuracaklar da ondan.