T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan şarkıcı Teoman, kaçak göçmen sevdalıları kervanına katıldı.
Teoman, İstanbul'un özellikle Beyoğlu bölgesinin Arap kültürüne uygun hale gelmesinden rahatsız olduğunu belirten insanları hedef alarak "Norveçli sarışın çocukları görseler 'harika olmuş' diyeceklerdi. Suriyeli kara kuruları görünce mahvoluyorlar" zırvalarını sıraladı.
Teoman, "Orada Norveçli sarışın çocukları görseler “harika olmuş” diyeceklerdi. Suriyeli kara kuruları görünce mahvoluyorlar. Ben hepsini tanıyorum, tam öyle demeseler bile içlerinden geçeni biliyorum. Benim için “Her yer Arap da oldu” demek ırkçılıktır. Türkiye'ye aşırı göçten tabii ki rahatsızım. Yanlış ve plansız biçimde yapıldı bu işler, hâlâ devam ediyor. Ve bunun çaresi de yok artık. Uzun zaman geçti, o çocuklar artık burada büyüdüler. Onları geri göndermek biraz vicdansızlık olacak. Bir de bu bizdeki Suriyelilerden rahatsız olanların hepsi İngiltere'ye gitmek istiyor, İngiltere'nin Suriyelisi olmak için. Kendine hak gördüğünü başkasına görmüyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'dan davet gelirse Beştepe'ye gideceğini söyleyip adeta Saray'a "sinyal" yollayan Teoman "Sana hiçbir davet geldi mi Beştepe’den?" sorusuna geçmişteki Kürtçülüklerini de ekleyerek "Gelmedi ama gelse giderim." dedi. Teoman zırvalarına şöyle devam etti:
Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı kim olursa olsun beni bir yere davet ederse, giderim. Ama ben hiçbir zaman siyasette hiçbir yerin adamı olmayacağım. Ben daha evvel cumartesi kahvaltılarına çağrıldım Kürt açılımı devam ederken. O tabii başka bir şeydi. Ben başörtüsü meselesinde de Kürt sorununda da fikirlerimi her zaman söylemiş biriyim zaten. O toplantıya da çağrıldığım için ve Kürt açılımını desteklediğim için gittim.
Bak sana başka bir şey söyleyeyim. Ahmet Kaya’ya o ödül gecesinde çatal bıçak fırlatıldığı zaman ben Radikal 2’ye bunun büyük bir ayıp olduğunu söylediğim için sonrasında basından ambargo yemiş bir kişiyim. Cumartesi Anneleri’nin şarkısını söylediğim için de bir sürü yerden fırça yemiş bir kişiyim zaten. Ama ben bunlardan etkilenmem. Ben doğru bildiğim, vicdanen doğru olduğunda emin olduğum yerlerde dururum. Her tarafta yer almıyorum. Her zaman yer almıyorum. Etkimin olduğunu bildiğim yerlerde fikrini söyleyen birisiyim. Ve bunu büyük bir siyasi kudretim olduğunu düşündüğüm için değil, beni seven 15-16 yaşındaki çocuk “Ya bu bizim Teoman ne yapıyor?” diye sorduğunda bunları okur ve üzerine düşünürse diye söylüyorum. Bu bana yeter. Kaç kişinin bunu yapacağı da önemli değil.
Zırvalarına Atatürk döneminde Türkiye'nin güçsüz olduğu iddiasını da ekleyen Teoman, "“Yurtta barış cihanda barış”la ülke yöntemezsin. Başka bir şey daha söyleyeyim. Eğer Türkiye, Atatürk zamanında güçsüz bir ülke olmasaydı o kadar da barışçı olmazdı Mustafa Kemal Atatürk. Bunu deyip, kapatayım. Söyleyeceğimi söyledim ben." dedi.
Teoman, "Eğer Türkiye, Atatürk zamanında ekonomik, siyasi, askeri alanda bu kadar güçsüz olmasaydı, benim tahminim belki de hırslı bir insan olan Atatürk o kadar da “Yurtta barış, cihanda barış” demezdi. Kendisi pragmatist bir politikacıydı. İsmet İnönü de onun için “politikacılığı askerliğinden çok daha iyidir” der zaten." dedi
Atatürk bir Türk'tü. Barışa layık olana barış, belaya layık olana bela getirmiştir. Tarihte de böyledir, bu gün de böyle olacaktır. Türkün getireceği belayı çağırmamak herkes için en akıllıca iştir.
Bu haberi siz yorum yapıp zırva dediğiniz için devamını sizden okumayacağım.Verdiğiniz haberin zırva mı doğru mu olduğuna okuyucu karar verir siz değil,sayı tamgaturk
Teoman'ın zırvalarının tamamını okumak için tıklamayınız. O.Ç. yayın organları ve şahıslar tık kazanmasın.