Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Sky News Arabia televizyon kanalına mülakat veren AKP'li Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türkiye’nin Suriye ve Irak ile ilişkilerinin yanı sıra, Orta Doğu’daki gelişmeler, İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve ateşkes müzakereleri hakkında önemli mesajlar verdi.
Arap ülkeleri ile ilişkilerin mükemmel bir düzeye ulaştığını kaydeden AKP'li Bakan Fidan, “Türkiye olarak hem ilişkilerimizi çok ileri düzeye taşımak hem de güvenlik krizleri başta olmak üzere başka türden krizler yaşamamak için çalışıyoruz çünkü yakın tarihten çıkan çok ders var. Bakın, Irak’ta işgal oldu, Suriye’de iç savaş çıktı. Yemen’de olan olayları biliyorsunuz. Şu anda Gazze ve bölgedeki bütün ülkeler diken üstünde. Herkesin bir güvenlik ihtiyacı var. Herkesin kalkınma yolunda attığı adımlar var. Bizim bu güvenlik ihtiyacına yönelik Türkiye olarak özellikle Arap ülkeleriyle ittifak kurarak bölgedeki güvenlik sorununu kökünden çözecek bir perspektifimiz var" ifadelerini kullandı.
"Suriyelilerin Güvenli Bir Şekilde Dönmeleri Gerekiyor"
Suriyelilerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönmesi gerektiğini belirten AKP'li Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanımız bu konuda en üst düzeyde zaten politika ilanını yaptı. Biz aramızdaki mevcut sorunları çözmek için her türlü diyaloğu, Cumhurbaşkanlığı dahil olmak üzere her türlü seviyede yapmaya hazırız. Bu, çok kıymetli ve önemli bir çağrıdır. Çünkü sorunları çözmek için bir araya gelmeye ve konuşmaya ihtiyaç var. Bizim 2017’den itibaren çeşitli kanallarla yürüttüğümüz görüşmeler oldu, çoklu ortamlar oldu ve bu ortamlarda yapılan tartışmalar var ve bunların faydasını da gördüğümüz anlar oldu. İlk olarak, şu anda bakın son 6-7 yıldır Suriye’de, Suriye muhalefetiyle rejimi arasında bir çatışma yok. İkincisi, Suriye’den daha fazla mülteci halihazırda bölge ülkelerine ve dünyaya gitmiyor. Suriye rejiminin bu süreç içerisinde altyapı sorunlarını, ekonomi sorunlarını gidermek için, bazı siyasi sorunlarını gidermek için bir imkânı oldu. Savaş yok çünkü ortalıkta. Tabii bu geçici durumu daha kalıcı bir hâle dönüştürmemiz lazım. Çünkü biliyorsunuz Suriye’den bölge ülkelerine gitmek zorunda kalmış hayatlarından endişe eden milyonlarca insan var. Ürdün’e gittiler, Lübnan’a gittiler, Körfez ülkelerine gittiler, 1 milyon mülteci Avrupa’ya gitti, birkaç milyonu Türkiye’ye geldi. Milyonlarca Suriyelinin yarıdan fazlası şu anda ülke dışında. Bunların güvenli bir şekilde ülkelerine dönmesi gerekiyor. İkincisi, terörizm konusunun Suriye’den temizlenmesi gerekiyor. Özellikle PKK’nın işgal ettiği Arap toprakları var büyük ölçüde, ele geçirdiği petrol tesisleri var. Suriye halkının kaynaklarını gasp eden bir örgüt var. Yani bununla savaşıp, bunun elindeki petrolü, enerji kaynaklarını alıp Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor. Çünkü bu insanlar kazandıkları parayla, çaldıkları servetle hem Suriye halkına karşı hem Türk devletine karşı muazzam bir savaş içerisinde.”
Fidan, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Esad’ın görüşmesine ilişkin, “Cumhurbaşkanımız böyle bir teklifte bulundu, yani bizler de bu konuyla ilgili çalışıyoruz. Şimdi bir şey söylemek için erken ama çalışıyorum” şeklinde konuştu.
"PKK, Irak'ın Milli Güvenlik Sorunu Oldu"
Ankara ve Bağdat’ın ortak perspektifinin terörü ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan AKP'li Bakan Fidan, “Türkiye olarak sürekli Irak’ta hem siyasal istikrarın hem can güvenliğinin sağlanması için yapıcı katkıda bulunduk. Şimdi PKK, 20 yıldır Irak’taki bu karışıklıktan istifade eden başlıca aktörlerden biri. PKK’nın amacı Irak’ta üslenerek Türkiye’deki istikrarı bozmak, Türkiye’yi işgal etmekti. Fakat ne oldu? Türkiye’de bir şey yapamadı, şimdi Irak’ı işgal ediyor. Irak’ta Kürt bölgesinde yaklaşık üçte birlik bir bölümü işgal etmiş durumda. Sincar’ı işgal etmiş durumda, Kerkük’te PKK varlığı var, Süleymaniye’de PKK varlığı var, Kandil’de PKK varlığı var. Şimdi PKK, Irak’ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor. Bu bizim sorunumuz olmaktan çıkıp Irak’ın bir milli güvenlik sorunu oldu. Biz Sudani’yle oturup konuştuğumuz zaman hep şunu diyoruz; biz Irak’ın kalkınmasına yönelik politikaları önceliyoruz ve Irak’ta özellikle Kalkınma Yolu’nu, ki çok önemli bir proje. Irak ilk defa pozitif ajandayla gündeme geliyor. Ve Sudani’yi de destekliyoruz, oradaki partileri de tebrik ediyoruz. Bu konuyu da sonuna kadar destekliyoruz. Cumhurbaşkanımız oraya gittiğinde 27 tane anlaşmaya imza attı. Biz Irak’ın pozitif gündemle bir araya gelmesini istiyoruz ama düşünün kalkınma projesini, Basra Körfezi’nden başlayacak Irak’ı geçecek, Türkiye’ye gelecek ve Avrupa’ya gidecek. Birleşik Arap Emirlikleri imza sahibi, Katar imza sahibi, başka ülkeler de düşünüyorlar. Türkiye imza sahibi, Irak imza sahibi. Şimdi bu bölgeye bizim yatırımcı getirmemiz için güvenliğin olması lazım. Şimdi kontrolsüz terörist gruplar olursa, PKK gibi silahlı unsurlar belli yerleri işgal etmiş, buraya yatırımcı getiremezsiniz. Irak hükümetiyle biz bu konuda perspektif birliği içerisindeyiz. Yani bölgenin silahtan arındırılmış, teröristlerden arındırılmış, çatışmadan arındırılmış bir yer olması lazım. DEAŞ de olsa bunlar yok edilmeli, PKK da olsa bunlar yok edilmelidir. Artık Irak halkının çektiği sıkıntılar yeter. Yani Irak yatırıma, temel hizmetlere büyük ihtiyacı var ve Sudani hükümeti bunu yapmaya çalışıyor. Biz de onlarla beraber bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bunun şartlarından biri de terörü ortadan kaldırmak” dedi.