27 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirilen Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı, binlerce hukuk mezunu için hayal kırıklığına dönüştü.
Sosyal medyada ve meslek grupları arasında yayılan tepkilerin ardından yapılan çeşitli anket çalışmaları da söz konusu durumu doğruladı. Katılımcıların yaklaşık yüzde 80’i sınavı, daha önceki yıllarda yapılan hakimlik sınavlarında daha zor olarak nitelendirdi.
Sınav sonrası pek çok avukat, baro temsilcisi ve akademisyen sınavın içeriği ve niteliğine dair ciddi eleştirilerde bulundu. Yapılan açıklamalarda ortak kanaat, sınavın bu haliyle hukuk fakültesi mezunlarını mesleğe erişimden alıkoyduğu ve mağduriyetlere yol açtığı yönünde oldu.
Eleştiriler ve öneriler şu şekilde toplandı:
- Yıllardır hukuk fakültesi kontenjanlarının düşürülmemesinin yükümlüsü hukuk mezunları olamaz
- Sınavın amacı, niteliği artırmak değil avukat sayısındaki artışı engellemek
- Bu sınavın muhakeme kabiliyetini geliştirmekten ziyade, mezunları mevzuat ezberlemeye yöneltmiş olduğu ve hukukta ezberciliğin yaygınlaştığı anlaşılıyor
- Ücretli kurslar açılmış ve hukuk ticarileşmiştir. Kurslar 30 bin - 40 bin liradan aşağı olmamak kaydıyla yüklü ücretler istemektediler.
Mezunlar, sınava giren öğrencilerin tamamına yakınıyla irtibata geçerek ortak çağrı ve bildiri yayımladılar ve bu hususu meclis gündemi ve kamuoyuna ileteceklerini söylediler.
“KAMUOYUNA
Son yıllarda uygulamaya konulan ve 29 Eylül 2024 ve 27 Nisan 2025 tarihlerinde uygulanan Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı, nitelik itibarıyla hukuk bilgisini ölçmekten ziyade, hukuk fakültesi mezunlarının çokluğundan kaynaklanan yoğunluğu azaltmaya yönelik bir eleme sınavı hüviyetine bürünmüştür. Bu durum, sınavın amacından sapmasına yol açmış ve hukuk mesleklerinin temel niteliğine aykırı sonuçlar doğurmuştur.
Özellikle akademik çevrelerde ve yargı camiasında bu hususta ortak bir endişe oluşmuş; birçok akademisyen ve yargı mensubu tarafından sınavın şekil ve içeriğine yönelik eleştiriler dile getirilmiştir. Sınavın, hukuk bilgisinin kalitesini artırmak yerine yalnızca sayısal bir eleme aracı haline gelmesi ciddi bir sorun teşkil etmektedir.
Bu çerçevede, yetkili birim ve baroların aşağıda belirtilen hususlarda kamu kurumları nezdinde girişimlerde bulunması ve mezunların mağduriyetinin giderilmesi için çalışma yapması gereği hasıl olmuştur:
- Kısa vadeli olarak; Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nda başarı barajının 70 puan yerine makul seviye olan 60 puana çekilerek düşürülmesi,
- Sınavın staja başlama aşamasında bir ön koşul olmaktan çıkarılarak staja tabi olduğumuz dönemde de sınava girebilerek yalnızca ruhsat aşamasında bir yeterlilik şartı haline getirilmesi,
- Sınavın konu kapsamı veya soru sayısında azaltmaya gidilerek, sınavın öğrencilerin bilgi birikimini ölçen daha makul ve adil bir yapıya kavuşturulması,
- Uzun vadeli olarak; hukuk mezunu sayısının artışından doğan avukat enflasyonunu, yeni mezunları mağdur etmek yerine hukuk fakültesi sayısının azaltılması, kontenjan sayısının düşürülmesi ve fakülteye girişteki baraj sınırı olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı başarı sıralamasının 100 bin yerine 50 bin olarak uygulanması gibi önlemlere yönelip Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın iptal edilmesidir.
“Avrupa Sosyal Şartı ile tanınan ve Anayasa ile güvence altına istihdam hakkının korunması ve uygulanması zaruridir.” Hukuk mesleklerinin itibarı, yalnızca niceliksel elemelerle değil, nitelikli eğitim ve adil değerlendirme yöntemleriyle korunabilecektir.İlgili hususlarda gereğenin yapılmasını talep ederiz.”
Mutlakiyetçi yönetim olduğu sürece avukata da ihtiyaç kalmıyor..Hukuk bölümünü de kaldırsınlar..Biz Allaha ve Resulüne havale ediyoruz haklarımızı..
Türkiyede adalete,avukata kimse güvenmiyor.Boşuna çalışmasınlar..olmasalar da olur..
Çalışan, emek veren, kendisine güvenen sonunda başarır. Hukuk meslekleri hafife alınamayacak toplumsal öneme haiz, katma değeri olan yüksek mesleklerdir. Bir diger ifade ile kritik önem arz eden meslekler olup, tatbikat neticeleri oldukça müessirdir. Zaafiyetin, temel bilgi ve perspektif, nosyo eksikliginin toplumsal, ekonomik ve sair zarar ve etkileri yüksektir. Sınavının zorlayıcı ve hem bilgi ve hem de bilgiyi kullanıp, problem çözebilme ,perpektif sahibi olma, analitik düşünebilme yeteneklerini ortalamanın üstünde aramasi şaşılacak bir şey değildir. Üstelik, imtihanı da merkezi sisteme dayalı, objektif ölçmeye dayalı olduğuna göre ( muhtevası elbette tartışılabilir, daha iyi ve kalite ölçütlı olması her zaman istenebilir; bu başka bir şey ), mülakat gibi subjektif olası yönleri de olmadığına gore sınavda başarıyı yakalamak üzere çalışıp, emek vermek gerekir. Meslekteki kişi sayısının enflasyona yol acmamasinin amaçlanmasi kötü degil iyidir.
Bu sınav giren hukuk fakültesi mezunu ögrenci lere bunlar yeterlimi değilim i diye sınav yapıyorsunuz o zaman diploma veren üniversite ler niçin yeterli diye bunlara diplama verdi. Bu kişiler üniversite ye girerken böyle bir sınav olmadığını nı bildikleri için bu bölümü yazdılar. Sonradan çıkan bu sınav sistemi bunları vurmaması lazım hak nerse adalet nerde