Ekrem İmamoğlu'nun iletişim ekibinden dün yapılan açıklamada, İBB Başkanı'nın "yaşanan hukuksuzluklara ilişkin kamuoyunun ilk kez duyacağı önemli ve çarpıcı bilgileri paylaşacağı" belirtilmişti.
Toplantıda CHP'li İstanbul belediye başkanları da bulunuyor.
İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Yarattıkları derin rejim sorunu, sistem sorunu her yetkiyi, izni ve talimatı merkeze devşirme çabası ortaya sorun çıktığında bunu hemen başka başka kurumlara pas etmeye, yetkiyi başkalarına yıkma çabası tam da bugün ülkemizde yaratılmış olan sistemin milletimizi getirdiği acı durumdur. Bir yanda yangın faciasının acılarını yaşarken öyle yandan siyasallaşmış yargı eliyle siyasete şekil verme çabasını da yaşadık. Ümit Özdağ her nedense gözaltına alındı. Gözaltına alınma gerekçesinin dışında bir iddia ile de tutuklandı. Darbeden bu yana iki genel başkan cezaevinde. Bir akıl tutulmasının yaşandığını görüyorum.
Bugün çok çarpıcı bir tezgahı sermek için sizi davet ettik. 31 Mart seçimlerinden milletimizin birinci partisi olarak çıkan CHP'ye ve belediyelerine yönelik hukuksuz operasyonlar devam ediyor. Türkiye'de bağımsız özerk kurum kaldı mı diye gidin sorun, vatandaşlarımız kalmadı diyecektir. Başkanı ve yardımcısı cumhurbaşkanı tarafından atanan kurum hakim ve savcıların geleceğine karar vermiyor mu? hal böyle olunca atananlar yüzünden kanundan gelen güç kişiselleştiriliyor. siyaset bugün hepimizin yaşadığın gündelik olaylarla görüyoruz ki siyaset köküne kadar yargıya karışıyor. Bu net! Vazgeçmeyecekler, Erdoğan diyor. 'Turbun büyüğü heybede' diyor. Dosya gizli deyip avukatlara dahi bilgi verilmiyor ama cumhurbaşkanı her detaya vakıf. Neredeyse sabahından akşamına bu işin içinde olan insanlarla irtibat kuracak kadar bu işlerin içinde mi diye düşünmeden insan edemiyor. Sayın Adalet Bakanı, yargı bağımsız öyle mi? Basın toplantımızın adı turbun büyüğü.
Yargılandığım bir dosya var. Danıştay karar verdi, buna rağmen bana dava açıldı. Danıştay'ın beş yüksek yargıcının benimle ilgili görüşünü yeterli bulmayan mahkeme konuyu bilirkişiye emanet etti. bilirkişi raporunu sundu, bu sıradışı bilirkişi Danıştay'ın beş yüksek yargıcının kararını yeterli bulmadı. bu ihalede sorumluluğum olduğunu iddia etti. Bu ifadeler iddianameye de girdi. İç denetçi raporlar hazırlamış, bana sunmuş ve ben de gereğini yapmamışım. yalnız ortada böyle bir rapor yok. olmayan bir rapor bana sunulamayacağı için de sorumluluk ihmali yapmam söz konusu değil. peki olmayan rapor savcı iddianamesine nasıl girdi? Bunu önce bir mülkiye müfettişi yazdı. bugün tek bir isme odaklanacağımız için başka isim vermeye gerek yok. O da meşhur bir mülkiye müfettişi, her yerden çıkan... Avukatlarımız böyle bir rapor olmadığını mahkemede kanıtladı ve buna rağmen mahkeme kabul etti. Bu sıradışı kişinin adı Satılmış Büyükcanayakın. Bu ismi aklınızda tutun. akılda kalıcı bir yanı var zaten. Olmayan raporu varmış gibi göstererek sunan kişiyle ilgili suç duyurumuzu mahkemeye ilettik, mahkeme cevap bile vermedi. korunaklı bir yerde bu kişi. Mahkeme yeni bir bilirkişi heyeti oluşturdu. Yeni rapor tümüyle benim ve arkadaşlarımın lehine çıktı. Üç emekli Sayıştay denetçisinden oluşan devlet ciddiyetini bilen kişiler hazırladı bu raporu. Mahkeme üçüncü bilirkişi raporu istedi. Yeni bilirkişi raporu geldi, rapor yine benim ve arkadaşlarımın lehine çıktı. İmamoğlu'nun ilahede bir sorumluluğu olmadığı gibi ihalede yanlış bir işlem yapılmamış ve kamuyu kara geçiren işlem yapılmıştır. Bir tek Satılmış Bey bizi haklı bulamadı. Adam mahkemeyi aldatacak kadar cesur. Bu cengaverliği nedeniyle de ödüllendirildi. Verilen görevler de ne büyük tesadüf ki hep bizimle ilgili. Varan biri anlattık, şimdi varan iki!
Bize karşı Satılmış Bey'in bariz artniyetli var. 2 Şubat 2024 İETT hakkında yürütülen soruşturmaya yine Satılmış Bey atandı. İETT avukatları itiraz etti. Savcı yanıt vermeden tam 6 ay bekledi. Beklendiği ve istendiği gibi Satılmış Bey İETT aleyhine rapor hazırladı. Savcı başka bilirkişi kabul etmeyince bilimsel uzman görüşü talep edildi. Satılmış Bey'in raporunun hukuki uygun olmadına dair rapor gönderildi. Bitmedi, varan üç var!
Resmen özel olarak bu bilirkişi bize özel konulara atandı. Asfalt firmamızla ilgili soruşturmaya da yine Satılmış Bey tercih edildi. Tahmin ettiğiniz gibi kısa sürede raporunu hazırladı, çok pratik! Şirketimiz ve çalışanları aleyhine rapor düzenledi. Emekli Sayıştay denetçilerinden bilimsel uzman görüşü talep ettik ve yine bu raporla Satılmış Bey'in raporu hukuksuz bulundu. Ne güzel operasyon, al gülüm ver gülüm! Bitmedi, varan dört geliyor.
Satılmış bey şaşıracaksınız bu kez İBB lehine rapor verdi. Ama ince detayı var, nasıl? Bu iktidar inatla yargı bağımsız diyor ya, gerçekten edep ve utanma duygularını kaybetmişler. Hikaye gibi anlatıyorum ama bunlar skandal. Bizim soruşturmalar ne tesadüfse Satılmış Bey'e denk geliyor. İstanbul'da sekiz bin 800 bilirkişi var. Ne hikmetse o bir kişi yani eşittir Satılmış bey hep bizim dosyalara bakıyor. bu tesadüf olabilir mi? Bu kez kurum lehine rapor verdi, şaşkınız. Göreve geldiğimizde geçmişte yapılan usulsüz iş ve işlemlerin tespiti için talimat verdim. Teftiş kurulumuz çok sayıda dosya buldu, suç duyurusunda bulundu. Bu dosyaların tamamına İçişleri el koydu. O günden bugüne buzdolabında İçişleri'nde. Biri de 2018'de İSPARK'ta yapılan bir ihale. Mahkemeye verdik, 2023'te ne tesadüf ki ünlü bilirkişi Satılmış Bey tercih edildi. Satılmış Bey usulsüzlük var dediğimiz dosyaya yok dedi. Satılmış Bey maşallah 2019'dan sonra cengaver oldu, şahin kesildi. Hani siyaset yargıya müdahale etmiyordu?
Nedir bu Satılmış Bey sevdası? Tabii ki durmadık araştırmaya başladık. Bu arkadaşa nedense hep CHP'li belediyelerin dosyaları düşüyor. İnsanların hayatını haysiyetini perişan edecek boyutta. Şimdi bu varan beş! bu maharetli kişi son olarak geçtiğimiz hafta yapılan Beşiktaş ve Esenyurt'ta karşımıza çıktı. Bir konu İBB ve İmamoğlu'nu ilgilendiriyorsa Satılmış Bey kesin dosyayla ilgileniyor. Beşiktaş ve Esenyurt operasyonları ile İBB şirketlerinin bağı şöyle; bu dosya bu arada gizli ama aynı zamanda İETT, İSPARK2ı da ilgilendiriyor. Düşünün savcı yeni bir soruşturma numarası bile almadı. bizim dosyamıza Beşiktaş ve Esenyurt'u dahil etti. Öğrendik ki bir bilirkişi ekibi kurulmuş. Bu kez heyet 3 kişi. Biri tanıdık tabii ki Satılmış Bey. Diğeri iki kişinin adını etik olmadığı için vermiyorum. Bu kez istediği gibi at koşturamaz diye insan seviniyor. Peki öyle oluyor mu? Sayın bakan iyi dinleyin çünkü sizden yanıt bekleyeceğim. Bakalım yargı ne kadar bağımsız... Bilirkişilerin kurul halinde görevlendirilmeleri durumunda bir araya gelerek müzakerede bulunmaları ve bilirkişi raporunu beraber, kurul halinde hazırlamaları gözardı edilmemeli. Karşı oy belirten kişi imza attıktan sonra ayrı bir rapor verebilir. Şimdi size 3 Ocak tarihli raporun mucizesini söyleyeyim mi? Diğer iki bilirkişinin imzası yok. Sadece Satılmış Bey'in var. Yazılı tüm yasalara aykırı bir durum var. Üçünün de imzası olmalı. Diğer iki bilirkişiye rapor gidiyor ama onlar imzalamıyor. Heyet olarak bilirkişi atayan savcılık ne yapıyor? Geçerliliği olmayan raporu baz alıp Beşiktaş ve Esenyurt'a rapor yapıyor. Hiçbir hükmü olmayan rapor Ahmet Özer'i şüpheli yapıyor. Diğer iki bilirkişi kendi raporlarını savcıya sunuyor. Sorumluluk sahibi iki bilirkişi hemen gidip raporu veriyor. İşte o raporun ilk sayfası burada. Şüpheliler arasında Ahmet Özer yok. Savcılık belediye başkanını itham etti ve bir kez daha tutuklama kararı verdi. Olacak iş değil! Sorun yok herkes ayrı rapor vermiş olabilir diyen savcı gerçeklerle hareket etmiyor. Bütün bu usulsüzlüklere ve hedef odaklı bilirkişi raporu üstünden çoklu bilirkişi raporu ya ortak çıkar ya da karşıt görüş gerekçesi yazılır detayını görmüyor. Savcılara 100 gün önce cezaevine attıkları belediye başkanımızı suçlamak için bir gerekçe lazımdı ve sahte raporla bu sağlandı. 65 yaşındaki profesörü bir gecede terörist deyip cezaevine attılar ya... Ellerine yüzlerine bulaştırdılar iddianame bile yazamıyorlar. Şimdi Ahmet Özer'e tutuklama talep eden savcı ve hakime soruyorum... İhalede sorumluluğu olmadığı iki bilirkişi imzasıyla belirtilen belediye başkanımızı yasal hiçbir hükmü olmayan bir rapora göre nasıl tutuklarsınız? Sayın Adalet Bakanı bunları duydun ya da duyacaksın, bunları kelime kelime incelet... Umarım bu yargı mensuplarının incelenmesinin sorumluluğu boyunuzu aşan bir sorumluluk değildir. Hızla HSK'yı harekete geçirmelisiniz. Sakın bana 'bağımsız yargı' diye tweet atmayın! Sizi görevinizi yapmaya çağırıyorum ama gücünüz yetmez. Sözünüz İstanbul'da geçmez. Çünkü milletin bağlı olduğu hukuk kuralları değil, hukukun yürütülmesiyle ilgili ülkemizin en üst yargısından en ücra köşesine kadar sistemli yürümesi gereken sistem değil farklı bir bağlılık var. Adliyede 'Bakan bize karışamaz' diyenlerin olduğu bir yerde siz sadece tweet atıyorsunuz. Onun da metni belli. Hukukun üstünlüğünü bu millet adına namus sayıp dert edinmek lazım. ne güzel söz değil mi? Sırtını ona yasla ve dünyanın en mutlu insanı ol. Devletin dini adalet! Keşke bütün bu sözlerimi yanıltsanız da ben de sizden özür dilesem.
Sayın cumhurbaşkanı... Sizde böyle maharetli bilirkişi Satılmış Bey oldukça, nokta atış bu kişiyi bulan yargı mensupları oldukça heybenizde büyük turplar taşıdığınızı düşünebilirsiniz. Sizin turp sandıklarınız bu milletin gönlünde zerre yer etmez. Yargıyı kumpaslarla siyasi emeller için kullanmak sizden önce ve döneminizde nasıl ayağına dolaştıysa yarın da emin olun sizin ayağınıza dolaşacak. Böyle yaparsanız millet size hakkım haram olsun der. Kul hakkı yemeyin, günahtır. Turbun büyüğü senin heybenden çıktı. Aslında işin çok kolay. Bu kadar heybeyi sırtında taşımana gerek yok. Bu kadar yük taşıyacağına kendini sadece milletin sandıktaki vicdanına emanet ettiğin an rahatlayacaksın. Ben geceleri Allah'ıma bin şükür huzurla uyuyorum. Bunu da huzurla uyuyamayan düşünsün. Allah size de nasip etsin."
Editör: Semir Yapıcı