İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasında basın açıklaması yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu özetle şu ifadeleri kullandı:
"Hepinizin geçmiş Kurban Bayramı'nı tebrik ederim. Umuyorum güzel bir bayram geçirmişsinizdir. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Tüm halkımıza da aynı duygularımı iletiyorum.
Öncelikle Datça ve Çeşme'ye geçmiş olsun. Şu anda yoğun bir mücadele içinde olunduğunu biliyoruz. Tüm kurumlarımız büyük bir çaba içinde yangının söndürülmesi için çalışıyor. Hepsine Allah kolaylık versin. Biz de her afet anında olduğu gibi Türkiye'nin neresinde olursa olsun desteğimizi veriyoruz. Şu an Datça'da 60 personel ve 12 aracımızla bulunuyoruz. Gerek olursa bu sayıyı artıracağız. Umut ederiz ki olmaz. Tabii bu müdahalelerin anlık tedbirler olduğunu, asıl tedbirlerin felaket öncesinde alınacak tedbirler olduğunu hatırlatmak isterim.
Yağış gece yarısından sonra şiddetini artırmıştı ve gelişmeleri ekiplerimizden bilgi alarak anbean takip ettim. Gece 03.30 itibarıyla konferans sistemiyle görüşerek gelişmeleri ekiplerimizle birlikte yönettik. Bir şeyin altını çizelim.
Ülkenin önemli makamlarında icra görevi yapanlar kendi inisiyatifleri ve kendi akıllarıyla değil, hep o tek adam ne dediyse onu yapıyorlar. Her konuda tek adam mutlaka vurgulanmalı, adı mutlaka geçirilmeli ve her şeyi yapan sadece o tek adam olmalı. Tüm icazet oradan gelmeli. Tek adam olmazsa hiçbir şey yürüyemez algısı yaratılmalı. Bu milim milim işlenen bir algı.
Milletimize bu asla yakışmaz ve yakıştırılamaz. Çok tehlikelidir. Her sorunda sahada o işin başındaki kişi olmazsa yapılan hiçbir şeyin anlamı yok. Sorunun çözümü için çalışan binlerce insanın emeğinin hiçbir değeri yok sanki. Böyle bir süreç. İBB 3 yıldır tek adam kafasıyla yönetilen bir kurum değildir. Türkiye'yi tek adam olarak yönetmeyi alışkanlık haline getirenler anlasın. Ben başkan olarak kaldığım sürece İBB'de tek adamlık asla olmayacak.
İBB, kurulları, kurumları, mekanizmaları ve kadroları olan Türkiye'nin en büyük kamu kurumlarından bir tanesidir. İBB'de hangi koşulda hangi birimlerin neyi, nasıl, ne zaman yapacağı çok net bellidir. Özellikle attığımız kurumsallık adımlarıyla bu çok değerli bir seviyeye ulaşmıştır.
Yaratılmaya çalışılan suni gündeme bakarsak 3 bin 200 çalışanımızın hiçbir emeği yok, sıfır. Öyle mi kabul edeceğiz? Bu nasıl akıldır? Anlamakta güçlük çekiyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde kahraman bir kişi değildir, Hiçbir zaman olmayacak. Kahraman İBB'de koca bir ekiptir. İBB'de daha da önemlisi kahraman, ortak akıldır. Kahraman, ortak emek ve güçlü bir dayanışmadır. İBB'nin kahramanları da benim tüm fedakar ve çalışkan yol arkadaşlarımdır.
Bu zihniyet sadece Esenyurt'ta değil, İstanbul'un birçok vadisine, birçok dere yatağına kötü yapılaşmayı soktu. Peki biz ne yaptık? Ne yapmaya devam ediyoruz. Bu rantçıların yarattıkları kaosu engellemek için çalışıyoruz. Pınar Mahallesi'nde bu süreci 5,5 kilometrelik dere yatağında yaptıkları yanlışlardan dolayı 800 milyon liranın üzerinde yatırım yapıyoruz. 3 yılda gördüğümüz bu eksiklikler nedeniyle 10,2 milyar liralık sadece İSKİ bu baskınlar engellensin diye yatırım yaptı, yapıyor. Biz bu yönetimiz.
"Hepinizin geçmiş Kurban Bayramı'nı tebrik ederim. Umuyorum güzel bir bayram geçirmişsinizdir. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Tüm halkımıza da aynı duygularımı iletiyorum.
Öncelikle Datça ve Çeşme'ye geçmiş olsun. Şu anda yoğun bir mücadele içinde olunduğunu biliyoruz. Tüm kurumlarımız büyük bir çaba içinde yangının söndürülmesi için çalışıyor. Hepsine Allah kolaylık versin. Biz de her afet anında olduğu gibi Türkiye'nin neresinde olursa olsun desteğimizi veriyoruz. Şu an Datça'da 60 personel ve 12 aracımızla bulunuyoruz. Gerek olursa bu sayıyı artıracağız. Umut ederiz ki olmaz. Tabii bu müdahalelerin anlık tedbirler olduğunu, asıl tedbirlerin felaket öncesinde alınacak tedbirler olduğunu hatırlatmak isterim.
Bayram Günü Esenyurt'ta Yaşanan Yağış
Bugün sizlerle beraber olma nedenim, bayram günü İstanbul'da Esenyurt ilçemizin bir mahallesinde ve hatta bir sokağında oldukça etkili olan bir yağışın ardından yaşananlar... Birkaç gün gözlem yaptım, yorumları dinledim, yazılanları okudum. Karşınızdayım.O Gün İstanbul'da Afet Benzeri Bir Olay Yaşanmadı
İşin adını hep birlikte koymamızda fayda var. Yaratılan algıları değil, yalın algıları konuşalım. O gün İstanbul genelinde afet benzeri bir olay yaşanmadı. Birkaç ilçede yaşanan su baskınları oldu. Sadece Esenyurt'ın Pınar mahallesinde sınırlı bir hatta hatta bir sokakta sorun yaşandı. Kaldı ki aynı yerde geçmiş yıllarda defalarca sorun yaşanmıştır. 2020 yılında yaşanan sorun sonrası bu bölgeye kalıcı çözüm için 800 milyon lirayı aşan yatırım kararı aldık ve süreci devam ediyor.Yağış gece yarısından sonra şiddetini artırmıştı ve gelişmeleri ekiplerimizden bilgi alarak anbean takip ettim. Gece 03.30 itibarıyla konferans sistemiyle görüşerek gelişmeleri ekiplerimizle birlikte yönettik. Bir şeyin altını çizelim.
Tek Adamlık Anlayışı Yaygın Hale Getirilmek İsteniyor
Son yıllarda Türkiye'de pek çok alanda işlerin normalinden saptığını görmekteyiz. Mevcut iktidarın uygulamaları nedeniyle dejenere bir olgu ortaya çıktı. Nedir? Tüm alanlarda tek adamlık anlayışı. Ve bu anlayış yaygın bir hale getirilmek isteniyor.Ülkenin önemli makamlarında icra görevi yapanlar kendi inisiyatifleri ve kendi akıllarıyla değil, hep o tek adam ne dediyse onu yapıyorlar. Her konuda tek adam mutlaka vurgulanmalı, adı mutlaka geçirilmeli ve her şeyi yapan sadece o tek adam olmalı. Tüm icazet oradan gelmeli. Tek adam olmazsa hiçbir şey yürüyemez algısı yaratılmalı. Bu milim milim işlenen bir algı.
Dejenere Bir İş Yapma Hali
Bu dejenere bir yönetim şekli ve iş yapma halidir. Tek adamlığın bu denli yüceltilmesi ve her alana yayılması çok tehlikeli bir durumdur.Milletimize bu asla yakışmaz ve yakıştırılamaz. Çok tehlikelidir. Her sorunda sahada o işin başındaki kişi olmazsa yapılan hiçbir şeyin anlamı yok. Sorunun çözümü için çalışan binlerce insanın emeğinin hiçbir değeri yok sanki. Böyle bir süreç. İBB 3 yıldır tek adam kafasıyla yönetilen bir kurum değildir. Türkiye'yi tek adam olarak yönetmeyi alışkanlık haline getirenler anlasın. Ben başkan olarak kaldığım sürece İBB'de tek adamlık asla olmayacak.
İBB, kurulları, kurumları, mekanizmaları ve kadroları olan Türkiye'nin en büyük kamu kurumlarından bir tanesidir. İBB'de hangi koşulda hangi birimlerin neyi, nasıl, ne zaman yapacağı çok net bellidir. Özellikle attığımız kurumsallık adımlarıyla bu çok değerli bir seviyeye ulaşmıştır.
İBB'nin 3 Bin 200 Çalışanı Sahadaydı
O gece sabaha kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 3 bin 200 çalışanı sahadaydı. Sabahın ilk ışıklarına kadar tüm süreci bu dev kadroyla birlikte yönettik. Şov yapmaya değil sorun çözmeye odaklandık ve gerçekten de sorunu çözdük.Yaratılmaya çalışılan suni gündeme bakarsak 3 bin 200 çalışanımızın hiçbir emeği yok, sıfır. Öyle mi kabul edeceğiz? Bu nasıl akıldır? Anlamakta güçlük çekiyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde kahraman bir kişi değildir, Hiçbir zaman olmayacak. Kahraman İBB'de koca bir ekiptir. İBB'de daha da önemlisi kahraman, ortak akıldır. Kahraman, ortak emek ve güçlü bir dayanışmadır. İBB'nin kahramanları da benim tüm fedakar ve çalışkan yol arkadaşlarımdır.
Çizme Giyip Şov Yapan Siyasetçiler
Keşke Ekrem İmamoğlu'nun elinde sihirli bir değnek olsa, olay yerine gelince Süperman gibi sorunu anında çözse... Ama böyle şeyler ancak Hollywood filmlerinde olur. Basına fotoğraf vermek için çizme giyerek tek adam anlayışına şov yapan bazı siyasetçilerin iş yapma biçimde olur. Başka bir yerde göremezsiniz. Bizim anlayışımız bu arkadaşlardan farklı. Bizim için sihirli değnek bilim ve teknik destekli ortak akıl, kurum ve kuralların etkin biçimde çalıştırılmasıdır. Biz koskoca ülkeyi tek adam aklının kısıtlarıyla değil ortak akıl ve kurumsal kabiliyetle yönetmeyi tercih ediyoruz.Ben Çizme Giyip Fotoğraf Versem Kendimden Utanırım
Ben afete neden olacak bir siyaset uygulayıp sonra da afet sahasında çizmelerle fotoğraf çektirsem kendimden utanırım, yüzüm kızarır. Pınar Mahallesi'ndeki zarar, ben ailemle il dışında olduğum için yaşanmadı. İçinde ciddi ihmaller var.Esenyurt'ta Dere Yatağını Ben Daraltmadım
Esenyurt'ta dere yatağını ben başka bir yere kaydırmadım. Esenyurt'ta dere yatağını ben daraltmadım. Ben 33 senedir orada yaşıyorum. Esenyurt'u vahşi yapılaşmaya ben açmadım. Altyapı olmadan onlarca beton gökdeleni oraya ben dikmedim. Geçmiş dönemin Esenyurt Belediyesi, İBB yönetimi, dünyanın en çirkin şehrini var eden zihniyet yaptı bunları.Bu zihniyet sadece Esenyurt'ta değil, İstanbul'un birçok vadisine, birçok dere yatağına kötü yapılaşmayı soktu. Peki biz ne yaptık? Ne yapmaya devam ediyoruz. Bu rantçıların yarattıkları kaosu engellemek için çalışıyoruz. Pınar Mahallesi'nde bu süreci 5,5 kilometrelik dere yatağında yaptıkları yanlışlardan dolayı 800 milyon liranın üzerinde yatırım yapıyoruz. 3 yılda gördüğümüz bu eksiklikler nedeniyle 10,2 milyar liralık sadece İSKİ bu baskınlar engellensin diye yatırım yaptı, yapıyor. Biz bu yönetimiz.