I. Dünya Savaşı'nda mağlup olan Osmanlı toprakları galipler tarafından bölüşülmek istenmiş, işgalciler ve azınlıkların türlü aşağılamalarıyla karşı karşıya kalan Türk milleti, Büyük Türk Başbuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde giriştiği İstiklal Savaşı ile doğuda Ermenileri, güneyde Fransızları, batıda Yunanlıları kahrederek Anadolu toprağını terk etmeye mecbur etmiş, Büyük Gazi'nin siyasi dehasıyla İngilizlerin elinden aziz İstanbul kurtarılmıştı.
(Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet ve Alparslan; Gazi Mustafa Kemal Paşa, Mustafa İsmet Paşa ve Mustafa Fevzi Paşa'yı İstanbul'da karşılıyor. Sevr adlı paçavra, Büyük Türklerin mübarek ayakları altında.)
Büyük zaferin ardından Türk Cumhuriyeti'ni kuran Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün gerçekleştirdiği inkılaplarla Türkiye, Osmanlı döneminde boğuştuğu pek çok yapısal sorunu büyük ölçüde çözdü. Türk inkılabının Batılılaşma gayreti, ilk günden itibaren mürteci İslamcıların direnişiyle karşı karşıya kaldı. MTTB Başkanlığı döneminden itibaren bu gerici zihnin temsilcisi olarak faaliyetlerde bulunan İsmail Kahraman, aynı anlayış doğrultusunda açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Rize'nin fetninin 561. yıl dönümü dolayısıyla Rize Valiliği, Rize Belediyesi ve Rize Dernekler ve Vakıflar Birliği Vakfı (RİDEVA) tarafından düzenlenen programda konuşan eski TBMM Başkanı AKP'li İsmail Kahraman, İstiklal Savaşı'nın değerini hiçe sayan sözler sarf etti.
"Kurtuluş Yıl Dönümlerinin Kutlanmasına Kesinlikle Karşıyım"
Kahraman şu ifadeleri kullandı:
"Şehirlerin kurtuluş yıl dönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım. 2 Mart’ta Rize kurtulmuş, kim diyor? Yok Erzurum şu Mart’ta. Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz. ‘Ben esirdim, esaretim bitti, ben köleydim’ diye ikrarda bulunulmaz. Bu küçüklük kompleksi verir, bu yanlıştır, böyle şey olmaz. Fetihler kutlanır.
Tarihi zengin ve engin bir milletiz biz. Biz köklü bir devletiz. Zaferlerle dolu bizim tarihimiz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet?
"Şehirlerin kurtuluş yıl dönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım. 2 Mart’ta Rize kurtulmuş, kim diyor? Yok Erzurum şu Mart’ta. Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz. ‘Ben esirdim, esaretim bitti, ben köleydim’ diye ikrarda bulunulmaz. Bu küçüklük kompleksi verir, bu yanlıştır, böyle şey olmaz. Fetihler kutlanır.
Tarihi zengin ve engin bir milletiz biz. Biz köklü bir devletiz. Zaferlerle dolu bizim tarihimiz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet?
"Kurşun Sıkmadık ki"
Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart’ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz? Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz."
"Kurtuluş Savaşı" tabirine, "Biz kurtulmaya muhtaç değildik, kurtarıcıya da gerek yoktu" mantığıyla karşılık veren, akıl bacası farklı yönde tüten kimseler de vardır. Ne kadar anlamsız ve temelsiz bir yorum yapılmış.
senin atan deden samanlıkta saklanırken benim dedem kütahya'da şehit oldu davar, kurşun atmamışmış. ee tabii nerden bilecek senin gibi samanlık bebesi vatansız tırsaklar kurtuluşun ne olduğunu. bi de bu herif milli meclisin başkanlığını yaptı, bu utanç bize bi yüzyıl yeter.
küçüklük kompleksi verir diyor. yahu iki gram aklınız yok mu anadolu zaten bitmiş durumda zaten düşman karşısında küçüktük. bunu kübul etmemek için kırk yalan söylüyorsunuz aşağılık kompleksini iliklerinize kadar yaşıyorsunuz