İstanbul Üniversitesi'nin akademisinde yer alan 11 doktor ve akademisyen tarafından Mart ayında yayımlanan “Cinsiyet Disforisi Olan Ergenlere Endokrinolojik Yaklaşım: Türkiye'de Üçüncü Basamak Bir Merkezde Pediatrik Endokrinoloji Bölümü Deneyimi” isimli makalede, reşit olmayan 22 çocuğa yapılan ergenlik durdurucu hormon tedavisi ve ameliyat ile cinsiyetlerinin nasıl değiştirildiği anlatıldı.
Tedavi Edilemez
Makalede imzası olan psikiyatrist Seven Kaptan, cinsiyetiyle ilgili ikilemde kalan çocukların tedavi edilemeyeceğini savunuyor. Ayrıca Kaptan, daha önce vermiş olduğu bir röportajda çocukların ilkokulda birbirlerinin eteğini ve kemerini çekiştirmesini eşcinsel eğilimin aşaması olarak teşhis ettiğini söylediği gibi ebeveynlere de şu sözler ile tedavinin mümkün olmadığını anlatıyor:
“Çocuğunu psikiyatriste götürebiliyor ama önüne geçebilecekleri bir süreç değil bu.”
Prof. Dr. Zeki Bayraktar'dan Suç Duyurusu ve Çağrı
Prof. Dr. Zeki Bayraktar, ilgili makelede yer alan ve reşit olmayan çocuklara uygulanan işlemler sebebiyle suç duyursunda ve çağrıda bulundu.
'TBMM'ye Çağrı'
Not-1: Bu TBMM’ye bir çağrıdır, çünkü yasalara aykırı bir şekilde yapılan bu işlemler, muhtelif TCK maddelerine göre suç ise de bu fiilin/suçun TCK’da müstakil olarak tanımlanması da gerekmektedir [ki uygulamada daha net sonuçlar alınabilsin]. Bu bağlamda –yukarıda naklettiğim tıbbi gerekçelere dayanarak- mevcut yasal düzenlemeler de yeniden düzenlenebilir[örneğin günümüzde ergenlik yaşının özellikle ruhsal açıdan birkaç yıl ötelendiğini bildiren bilimsel verilere dayanarak mevcut, yasal yaş sınırı aynı oranda yükseltilebilir, takip ve onay süreçleri daha somut ilkelere bağlanabilir vs].
Not-2: Ergenliği durduran ilaçlar maalesef reçetesiz olarak da alınabiliyor, cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan bazı çocuklar/ergenler bunu internetten öğreniyor ve bunları alıp kullanabiliyorlar, bu çok vahim bir durumdur, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda acil bir düzenleme/uygulama yapması gerekir.
Not-3: Ben burada [kanıta değil ideolojik dayatmalara göre davranan ve böylece hem etik ilkeleri hem yasaları ihlal eden, suç işleyen] bazı meslektaşlarımı ihbar etmiş oldum, bundan elbette ki hoşnut değilim, ancak ben dahil hiçbir meslektaşımın şahsi konumu ve menfaati, mensubu bulunduğum tıp mesleğinin yüce konumundan üstün değildir, ben öncelikle mesleğimin/tababetin izzet ve onurunu korumakla mükellefim, vicdani sorumluluğum da okuduğumuz hekimlik andı da bunu gerektirir, zira bu ihtarım aynı zamanda ilgili yasalardan haberi olmadığı için bu suçu işleme olasılığı bulunan başka meslektaşlarımı da uyarmış ve korumuş olabilir.''
Makalede İmzası Bulunan Doktor ve Akademisyenler
Esin Karakılıç Özturan İstanbul Üniversitesi’nde araştırma görevlisi, Ayşe Pınar Öztürk İstanbul Üniversitesi’nde araştırma görevlisi, Doç. Dr. Ayşe Burcu Erdoğdu İstanbul Üniversitesi’nde akademisyen, LGBT aktivisti psikiyatrist Seven Kaptan, Aslı Derya Kardelen Al İstanbul Üniversitesi’nde araştırma görevlisi, Prof. Dr. Şükran Poyrazoğlu İstanbul Tıp Fakültesi’nde akademisyen, Dr. Melek Yıldız İstanbul Tıp Fakültesi’nde akademisyen, Doç Dr. Neşe Direk İstanbul Üniversitesi’nde akademisyen, Prof. Dr. Şahika Yüksel, Prof. Dr. Feyza Darendeliler İstanbul Üniversitesi’nde akademisyen, Prof. Dr. Firdevs Baş İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi.