Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı topyekun işgal girişimiyle 2014'teki Kırım'ın işgalinden sonra yeniden alevlenen Rusya-Ukrayna Savaşı, beraberinde Avrupa için birçok güvenlik tartışması da yarattı. Savaştan önce Avrupa içerisinde gerekliliği sorgulanan NATO, savaşın başlamasından bu yana Avrupalı devletler için tekrar bir şemsiye oldu.
Savaş öncesinde NATO bütçelerini kısan ve kendi içlerinde "daha özgür" bir ordu kurmanın altyapısını hazırlayan AB ülkeleri savaşın patlak vermesiyle bu planları rafa kaldırdı. Öyle ki uzun yıllardır bloklaşma ve askeri kamplaşma karşıtı olan İskandinavya'nın zengin ülkeleri Finlandiya ve İsveç, yapılan halk oylamalarında çıkan NATO üyeliğine yüksek desteğin ardından NATO'ya katılmak için neredeyse her şeyi yapmaya hazır devletler haline geldiler. İşte bu noktada NATO'nun en büyük ikinci ordusuna ve her üye devlet gibi veto hakkına sahip olan Türkiye'nin tutumu büyük önem kazandı.
İsveç ve PKK
Türkiye ise Finlandiya'nın üyeliğini kısa bir süre sonra onaylasa da İsveç'in üyeliğini henüz onaylamadı.
Zira İsveç; uzun yıllardır kendi topraklarında PKK terör örgütüne verdiği siyasi ve ekonomik geniş imkanlar, uluslararası meselelerde takındığı Türk karşıtı tutum ve Türkiye'nin savunma sanayisine koymaya çalıştığı ambargolar ile Türk kamuoyunda resmen "deccal" konumundaydı. Artık İsveç için Rus tehdidine karşı NATO üyeliği yolunda Türkiye'nin onayını alma vaktiydi.
Bu süreçte PKK provokasyonları devam ederken terör örgütü, İsveç sınırları içerisinde rahatça kaynak toplama, militan devşirme ve propaganda eylemlerini devam ettirdi.
Türkiye'nin Finlandiya'nın üyeliğini onaylamasıyla ise farklı bir süreç başladı. Türkiye, İsveç'in PKK'ya karşı sıkı önlemler almasını, Suriye kolu YPG'ye desteğin kesilmesini ve PKK üyelerinin Türk mahkemelerine iade edilmesini istiyor. İsveç ise bunu bir yandan kendi iç işlerine müdahale olarak yorumlarken bir yandan fikir özgürlüğü adı altında terör propagandasının devam edeceğinin sinyallerini veriyor. Öte yandan İsveç, Türkiye'den üyelik kabulunu alabilmek için PKK'ya karşı bir takım yasal düzenlemeler yapıyor. Daha önce örgüte çalışan PKK üyelerine verilmeyen cezalar artık verilebilirken bu teröristlerin Türkiye'ye iadesi ise henüz uzak bir ihtimal.
Öte yandan Kürtçü terör örgütü PKK da İsveç'in farklı noktalarında NATO üyeliğine karşı eylemler düzenliyor. PKK, İsveç'in NATO üyeliği için Türkiye'ye boyun eğeceği iddiasıyla bu sürece en başından beri karşı çıkıyor. Yapılan eylemler ile hem İsveç'in terörle mücadelesi sınanıyor hem de üyelik sürecinde Türk kamuoyunun İsveç karşıtlığını sürdürmesi sağlanıyor. İsveç için ise gri alanlar yok olup elinde bu tutarsızlığı yenebilmek için iki ihtimal kalıyor: Ya PKK'ya boyun eğecekler ya da PKK terörü ile mücadele edecekler.
İsveç'in Üyelik Sürecinde ABD'nin Rolü ve Türkiye'nin Tavrı
İsveç, Türkiye'nin teröre karşı taleplerini ve "müttefik olabilme" şartlarını eğip bükmeye çalışırken uluslararası alanda da Türkiye'ye baskı yapıyor. ABD'nin İsveç'in üyeliğini her ne olursa olsun direkt olarak desteklemesi İsveç'e açık çek sağlıyor. ABD, Türkiye'nin İsveç'e karşı olan kaygılarına değil kendisiyle olan ikili ilişkisine odaklanıyor. Bu sebeple F16 anlaşması başta olmak üzere askeri satışların onaylanması karşılığında Türkiye'nin İsveç üyeliğini kabul etmesi bekleniyor.
Türkiye'nin mevcut şartlarda İsveç'in üyeliğini, üçüncü taraflarla yürüttüğü ve olağan görülmesi gereken askeri satış anlaşmaları karşılığında onaylaması ise Türkiye'nin milli çıkarları için büyük bir kayıp olabilir. Türkiye'nin daha önce ortak olduğu F35 projesinden çıkarılıp parası ödenen jetleri de alamadığı göz önünde bulundurulduğunda sadece F16 anlaşmasıyla İsveç'i onaylamak Türkiye dışında herkesin kazandığı bir senaryo oluyor. Bu yolda Türkiye'nin AB üyelik süreci de müzakerelere eklenmeye çalışılmış fakat AB net bir şekilde bu duruma karşı çıkmıştı. Bununla beraber AKP hükümeti, İsveç'in üyeliğini en yüksek makamın ağzından onaylarken konunun mecliste de tartışılacağını ekliyor. Meclis çoğunluğunun ve karar iradesinin büyük oranda Cumhur İttifakı'na ait olduğu düşünüldüğünde bu "meclis kararının" sadece bir erteleme ve koz tutma olduğu anlaşılıyor.
İsveç'teki Çete Savaşları ve Kürt Çetesi Kurdish Fox
İsveç, NATO üyeliği yolunda Türkiye'yi ikna etmek için isteksiz bir şekilde ve çok küçük yaptırımlarla terörle mücadeleyi hatırlarken bir yandan da kendi iç güvenliğiyle ilgili sorunlar yaşıyor. İsveç'te son dönemde silahlı suç örgütleri ülke güvenliğini tehdit ediyor. Daha önce gerçekleşmemiş bir şekilde sık periyotlar halinde şiddet eylemleri gerçekleşiyor. Silahlı ve bombalı saldırılar, adam kaçırma, kaybolma, hırsızlık ve gasp İsveç'in büyük kentlerinin normali haline geliyor. Bu normali yaratan suç örgütleri içerisinde ise en büyük pay göçmen çetelerine ait. İsveç'te bu göçmen çeteleri arasında en ünlüsü ise Kurdish Fox (Türkçe: Kürt Tilkisi, İsveççe: Kurdiska räven) lakaplı Rawa Majid'in Kürt uyuşturucu çetesi.
Daha önce TamgaTürk'ün gündeme getirdiği çetenin eylemleri bütün bir ülkeyi esir almış durumda. Rakip çetelere düzenlenen bombalı ve silahlı saldırılarda sadece 2023'ün eylül ayında 11 kişi öldü. Bu 11 kişinin içinde çeteye çalışırken verilen işi yapamayan çocuklar, rastgele ölenler, çetenin büyüğü sayılan kadınlar da var.
Başkent Stockholm ve yakın Uppsala kentinde yoğunlaşan çatışmalar İsveç'te bütün devleti harekete geçirmiş durumda. Son olarak Başbakan Kristersson, Adalet ve İçişleri Bakanı ile Sivil Savunma Bakanı'yla olağanüstü toplanarak alınabilecek güvenlik önlemlerini görüştü. Görüşmede, yaşanan saldırıların çeteler sebebiyle patlak verdiği kabullenildi. Bununla beraber Kurdish Fox lakaplı Irak Kürdü Rawa Majid'in vatandaşlık satın alarak Türkiye'ye kaçtığı Adalet Bakanı Gunnar Strömmer tarafından tekrar vurgulandı. Strömmer, Türkiye'nin Rawa Majid'i İsveç'e iade etmeyi reddettiğini de ekledi.
Kürt Tilkisi Rawa Majid, Marmaris'te bir belediye işçisinin parkta bulduğu para dolu çantayı polise teslim etmesi ve polisin şüpheli davranan çanta sahibinin Interpol tarafından aranan Rawa Majid olduğunu fark etmesiyle yakalanmıştı.
Göçmen Çeteleri Tehlikesi
Kurdish Fox lakaplı Irak Kürdü uyuşturucu çetesi lideri Rawa Majid'in vatandaşlık satın alarak Türkiye'ye sığınması ve İsveç'e iade edilmemesi büyük bir güvenlik tehlikesi olarak yorumlanıyor. Bu noktada Türkiye'de AKP hükümeti tarafından yürütülen akıl dışı sığınmacı ve göçmen politikasının ne kadar tehlikeli olduğu örnek kazanıyor.
Türkiye, sınırlarından 10 milyondan fazla yabancıyı ülkeye sokmuş durumda. Bunların 5 milyona yakını kayıtlı göçmen iken 5 milyonunun kayıt dışı göçmen olduğu iddia ediliyor. Kayıtlı göçmenlerin çoğu geçici koruma statüsündeki Suriyeli sığınmacılardan oluşuyor. Afrikalı, Afgan, Pakistanlı ve diğer milletten kayıtsız kaçak göçmenlerin sayıları ise milyonları buluyor. Bununla beraber Türkiye için bir diğer tehlikeyi de AKP tarafından vatandaş yapılan yabancılar oluşturuyor. Çoğunluğu Ortadoğulu olmak üzere para karşılığı vatandaşlık satın alan yüzbinlerce yabancı olduğu biliniyor. Yine aynı şekilde Suriyeli sığınmacılar arasında vatandaş yapılanların da sayıları yüzbinleri buluyor.
Kurdish Fox Çetesi ve PKK İlişkisi
İsveç'te her gün düzenlenen saldırı eylemleri uyuşturucu ticareti ve dağıtımını kontrol altında tutmak için gerçekleşiyor. Çete terörü genel olarak Irak Kürdü Rawa Majid'in Kurdish Fox ismi ile anılıyor. Türkiye'de bulunan Kurdish Fox'un İsveç'teki eylemleri ile terör örgütü PKK'ya kaynak sağladığı İsveç'in yetkili ağızlarından dillendiriliyor. İsveç'in NATO Üyeliğinden Sorumlu Başmüzakereci Oscar Stenström, başta Kurdish Fox olmak üzere organize suç çetelerinin PKK'ya çalıştığını ifade etti. Stenström, çetelerin örgüte kaynak sağladığını ve örgüt adına saldırı eylemleri gerçekleştirdiğini de ekledi.
Değerlendirme
Bu olaylar ışığında bazı tutarsız sonuçlar ortaya çıkıyor:
- İsveç, Rus tehdidi sebebiyle tekrar büyük önem kazanan NATO'ya üye olmak istiyor.
- Türkiye, İsveç'in PKK/YPG'ye desteğinden dolayı üyeliği onaylamıyor veya geciktiriyor.
- İsveç, PKK ile mücadele etmek yerine ABD gibi aktörleri devreye sokuyor.
- ABD ve İsveç, PKK/YPG'ye desteklerini çekmemekle beraber Türkiye'yi askeri satış anlaşmaları üzerinden ikna etmeye çalışıyor.
- AKP, Türkiye için PKK'ya karşı mücadelede tarihi bir fırsat olan bu süreci İsveç'in PKK karşıtı mücadelesi noktasından uzaklaştırıyor.
- İsveç, iç güvenliğinde başta yabancı çetelerin bombalı ve silahları olmak üzere büyük sorunlar yaşıyor.
- Irak Kürdü çete lideri "Kürt Tilkisi (Kurdiska räven)" Rawa Majid vatandaşlık satın alarak Türkiye'ye kaçıyor.
- İsveç, Kurdish Fox'un ve diğer yasa dışı organize örgütlerin PKK'ya çalıştığını söylüyor ve yargılamak üzere Rawa Majid'in iadesini istiyor.
- AKP hükümeti, Türk vatandaşlığı aldığı gerekçesiyle Rawa Majid'in iadesini reddediyor.