İYİ Parti'nin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak vefat yıl dönümünde anıldı.
Kurtuluş Savaşımızın büyük komutanlarından, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal #FevziÇakmak Paşa'yı vefatının yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz. pic.twitter.com/5XYGqvwoAc
— İYİ Parti (@iyiparti) April 10, 2025
Cumhuriyetin Sadık Kumandanı: Son Mareşal Fevzi Çakmak
1876 yılında Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım'ın oğlu olarak dünyaya gelen Fevzi Çakmak, ilk ve orta öğrenimini Kuleli Askerî Lisesi'nde tamamladıktan sonra 29 Nisan 1893'te Harbiye'ye kaydolarak 28 Ocak 1896'da piyade teğmen rütbesiyle mezun oldu.
Akabinde Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'ye girerek 25 Aralık 1898'de kurmay yüzbaşı rütbesiyle bitirdi. Balkanlar'daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907'de miralaylığa (albay) yükseldi. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde 35. Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı.
1914 yılında tümgeneralliğe yükseldi. Çeşitli birliklerde Kolordu Komutanlığı, Anafartalar Grup Komutanlığı ve Ordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. 6 Ocak 1918 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'na atandı. 28 Temmuz 1918 tarihinde korgeneralliğe yükseldi. 27 Mayıs 1919 tarihine kadar bu görevi yürüttü.
Birinci Ordu Müfettişliği'nden sonraki Harbiye Nazırlığı görevinden 21 Nisan 1920 tarihinde istifa ederek Anadolu'ya geçti. Milli Müdafaa Vekili ve Heyeti Vekile Reisliği görevine atandı. 3 Nisan 1921 tarihinde orgeneral, 31 Ağustos 1922 tarihinde de Büyük Zafer'in kazanılmasındaki yüksek hizmetlerini takdiren mareşalliğe terfi ettirildi. 12 Temmuz 1922 - 3 Mart 1924 tarihleri arasında Genelkurmay Başkanlığı Vekilliği, 3 Mart 1924 tarihinden 12 Ocak 1944 tarihine kadar Genelkurmay Başkanlığı yaptı. 12 Ocak 1944 tarihinde yaş haddinden emekli oldu.
1950 seçimde Millet Partisi'nin adayı oldu ama seçimden birkaç gün evvel 10 Nisan tarihinde İstanbul'daki Teşvikiye Sağlık Yurdu'nda vefat etti. Vefatının ertesi günü gazeteler kara başlıkla çıktı ama radyoda müzik yayınının devam etmesi üzerine radyolar şiddetle protesto edildi.
Türk milleti, bilhassa Irak ve Suriye radyoları matem marşları çalarak, acılarını paylaştıkları halde devlet radyosunun ilgisiz kalmasına kızıyordu. Radyoevinin önünde gençlerle polis arasında çarpışmalar oldu, jandarmalar havaya yıldırma ateşi açtı. Taksim Gazinosu ve birçok sinemaların camları kırıldı. Şehir Tiyatrosu zorla kapatıldı. Müzikli yayına karşı çıkan; Millî Türk Talebe Birliği, Türk Gençlik Teşkilatı ve Türk Kültür Ocağı, Basın ve Yayın Genel Müdürlüğüne telgraf çekerek olayı protesto etti.