İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, sığınmacı ve kaçaklarla ilgili haber yaptıkları gerekçesi ile gözaltına alındıktan sonra tutuklanan gazetecilerle ilgili raporda 'Gönderilerinde milliyetçi paylaşımlarda bulundukları tespit edilmiştir' ifadesinin yer aldığını söyledi. Ergun, “Türk milliyetçiliğini suç olarak gösterenlere sesleniyorum; eğer Türk milliyetçiliği suç ise biz bu suçun gönüllü cürüm ortağıyız.” dedi.
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, sığınmacı sorunuyla ilgili paylaşımları sebebiyle tutuklanan gazetecilere dair TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
2011 yılından bu yana uygulanan açık kapı politikası neticesinde sayıları giderek artan sığınmacı ve kaçakların; iktidarın bilgisi, onayı ve teşvikiyle Türkiye'ye akın ettiğini savunan Ergun, "Ülkemiz son 12 yıldır sığınmacı ve kaçak işgali altında. Buna işgal diyorum çünkü, ülkemizde resmi rakamlara göre 3 milyon 264 bin 248 sığınmacı bulunuyor. Yine resmi rakamlara göre, yaklaşık 1 milyon bebek doğmasına rağmen, sığınmacı sayısının her yıl belirli oranda düşmesi ise oldukça dikkat çekici. Bu hususta resmi rakamların güvenirliliği şüphe yaratıyor. Kaçaklar, vatandaş olanlar bu rakama dahil edildiğinde Türkiye'deki yabancı sayısının 10 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor." dedi.
Kontrolsüz göç hareketi sonucu, Türkiye'deki toplam sığınmacı ve kaçak sayısının hiçbir kurum ve kuruluş tarafından belirlenemediği kaydeden Ergun, "Ama bir gerçek var ki; Türkiye, dünyada en fazla sığınmacı ve kaçağın olduğu ülke haline gelmiş durumda. Türkiye'yi adeta istila eden milyonlarca sığınmacı ve kaçak, ülkemizin hemen her bölgesinde çok çeşitli sorunlara sebebiyet veriyor. Vatandaşların endişeleri had safhada. Kamuoyu araştırmalarında da sığınmacı problemi, Türkiye'nin en önemli sorunu olarak görülüyor. Sığınmacıların belirli bölgelerde gettolaşmaları, karıştıkları terör eylemleri ve adli olayların sayısının sürekli artması toplumsal huzuru ve asayişi bozan başlıca faktör haline geldi" şeklinde konuştu.
Güvenlik sorunları, ekonomik kaygılar ve kimlik kaybı endişeleri başta olmak üzere, sığınmacıların kalıcı olmasından vatandaşların endişe duyduğunu aktaran Ergun, "Yapılan araştırmalara göre, sığınmacıların ülkemizde yerleşik olarak kalma eğilimleri giderek artmaktadır. Bu tespit milletimizin endişesini daha da arttırmaktadır. Hükümet ise bilinçli politik tercihlerle Türkiye'yi hendek haline getirmiştir. Anlaşılıyor ki, bu göçü sürdürmek isteyen bir iktidar iradesi ile karşı karşıyayız. Nitekim 2024 - 2028 Kalkınma Planı'nda, 'Türkiye'de bulunan yabancıların sosyal, ekonomik ve kültürel hayata uyumları desteklenecek' ifadeleri kullanıldı. Hükümetin 5 yıllık kalkınma planında bu ifadelere yer vermesi, Türkiye'de bulunan sığınmacıların önümüzdeki süreçte de Türkiye'den gönderilmeyeceğinin açık bir göstergesi." ifadesini kullandı.
"Gönüllü geri dönüş" ifadesinin bir başka dikkat çekici unsur olduğunu belirten Ergun, "Son yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların yüzde 94'ünün ülkesine dönmeyi düşünmediği ortaya çıkmıştır. Problemimiz şudur; araştırmalara göre ülkelerine dönmeyi düşünmeyen sığınmacıların, ülkelerine gönüllü olarak nasıl gönderilecekleridir. Türk kamuoyu bir göz boyama ile karşı karşıya kaldığını bilmelidir. Hükümetin 5 yıllık kalkınma planından da görüldüğü üzere, sığınmacıların geri gönderilmesi değil entegre edilmesi düşünülüyor. Buradan iktidara ve sığınmacıların kalmasını savunanlara sesleniyorum; Türkiye'nin göçe değil geri dönüşe ihtiyacı var." değerlendirmesini yaptı.
'Hudut namustur' diyen gazetecilerin ve Türk milliyetçilerinin "Bilinçli istila" planına susmayacağını kaydeden Ergun, "Bu demografik istilaya itiraz edenlere karşı iktidarın yaptığı ise onları özgürlüklerinden mahrum bırakmak oldu. Sığınmacı ve kaçaklarla ilgili haber yaptıkları gerekçesi ile bazı gazeteciler ve sosyal medyada paylaşım yapan kişiler hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında özellikle Türk milliyetçisi kimliği ile öne çıkan gazetecilerin tutuklanmasına karar verildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün hazırladığı raporda milletimizin vicdanını yaralayan 'Gönderilerinde milliyetçi paylaşımlarda bulundukları tespit edilmiştir' ifadesi kullandı. 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' sözü ise suç delili sayıldı. Devletimizin kurucu fikri olan Türk milliyetçiliği, suç olarak gösterildi." dedi.
Ergun şöyle devam etti:
"Buradan soruyorum; Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi olan Türk milliyetçiliği suç mudur? Eğer Türk milliyetçiliği suç ise hangi Anayasa maddesine ve hangi kanuna göre suçtur? Türkiye'de sığınmacı ve kaçak göçmenler sorunu yok mudur? Bu sorunu dile getiren her bir vatandaşımızı hapse mi atacaksınız? Türk devletinde, Türk Cumhuriyeti'nde; Türklüğe karşı bir cephe mi oluşturuluyor? Türk milliyetçiliğini suç olarak gösterenlere sesleniyorum; eğer Türk milliyetçiliği suç ise biz bu suçun gönüllü cürüm ortağıyız. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Yusuf Akçuralar, Ziya Gökalpler, Erol Güngörler ve Alparslan Türkeşler yol göstericimizdir. Türk milliyetçiliğini suç olarak gösterenlere diyorum ki, milliyetçilik ve vatanseverlik ancak ve ancak işgal dönemlerinde suç olur. İYİ Parti olarak milliyetçiliği suç olarak gören bu anlayışı lanetliyoruz."