AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski doktoru ve İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Turhan Çömez, Erdoğan’ın kendisine yönelik hakaret içeren sözlerine sert tepki gösterdi.
Erdoğan, Çömez’in Hatay’daki devlet hastanesi temel atma törenine ilişkin eleştirilerine karşılık olarak “Çıkmış bir tanesi, doktor müsveddesi, kalkmış konuşuyor. Hayatında acaba senin inşaatla alakan olmuş mu” demişti.
Çömez, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın sözlerini kabul etmediğini ve hekimlik kariyerinin tartışılamayacağını belirtti. Çömez, “Bugün iki tane hekimlik lisansım var ve dünyanın her yerinde hekimlik yapabiliyorum. Doktorluk kalitemi, kariyerimi ve kapasitemi hiç kimsenin tartışmaya hakkı yok. Hele hele diplomasını göğsünü gere gere toplumla paylaşacak cesareti olmayan hiç kimsenin, benim diplomamı ve kariyerimi aşağılamaya, örselemeye ve bana ‘doktor müsveddesi’ demeye hakkı yok” dedi.
Çömez şu şekilde konuştu:
'Beni Direkt Hedef Alarak ‘Doktor Müsveddesi Bir Açıklama Yaptı’ Dedi'
“Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Hatay Defne’de bir hastanenin temel atma törenine katıldı. Aslında bu, temel atma töreninden ziyade bir şovdu. Çünkü ortada gerçek bir temel yoktu. Bir miktar beton bırakılmıştı toprağa ve üzerine birkaç parça demir çubuğu eklenmişti. Gerçeği ben belgeleriyle, fotoğraflarıyla toplumla paylaşınca AKP cephesinde bir panik başladı ve bu sözde temel yerinden kaldırıldı, başka bir yere nakledildi. Erdoğan, dün akşam çıktığı bir televizyon programında, bu ifşa, açıklamaya tepki gösterdi ve beni direkt hedef alarak ‘Doktor müsveddesi bir açıklama yaptı’ dedi.
'Ne Zaman Başın Dara Düşse, Ne Zaman Sağlıkla Bir Sıkıntın Olsa ‘Çabuk Bana Turhan’ı Bulun’ Derdin. O Zaman Makbul Doktordum, Bugün Doktor Müsveddesi Oldum, Öyle Mi'
Sayın Erdoğan’a açıkça sesleniyorum; ne zaman başın dara düşse, ne zaman sağlıkla bir sıkıntın olsa ‘Çabuk bana Turhan’ı bulun’ derdin. O zaman makbul bir doktordum. İki defa ameliyatına katıldım, o zaman güvenli ve kıymetli bir doktordum. Seni aldım, Amerikalara götürdüm, tedavi ettirdim. O zaman da çok değerli bir doktordum ve bugün bir doktor müsveddesi oldum, öyle mi? Ben, İstanbul Tıp Fakültesi’ni çok yüksek bir puanla bitirdim. Arkasında göz nuru, alın teri, büyük bir emek var benim diplomamım. Ardından genel cerrahi uzmanı oldum. Milletvekilliği dönemimim sonunda, yine o dönemde de senin yanlışlarını, hatalarını toplumla paylaştım diye bir kumpas davasına beni konu ettin ve ardından tam 12 yıl sürgünde yaşadım.
'Diplomasını Göğsünü Gere Gere Toplumla Paylaşacak Cesareti Olmayan Hiç Kimsenin, Benim Diplomamı ve Kariyerimi Aşağılamaya ve Bana ‘Doktor Müsveddesi’ Demeye Hakkı Yok'
Sürgün yıllarımda da boş durmadım. Gittiğim ülkede dil öğrendim, tıp fakültesinin bütün yazılı, sözlü sınavlarını verdim ve yeniden diploma aldım. Bugün iki tane hekimlik lisansım var ve dünyanın her yerinde hekimlik yapabiliyorum. Doktorluk kalitemi, kariyerimi ve kapasitemi hiç kimsenin tartışmaya hakkı yok. Hele hele diplomasını göğsünü gere gere toplumla paylaşacak cesareti olmayan hiç kimsenin, benim diplomamı ve kariyerimi aşağılamaya, örselemeye ve bana ‘doktor müsveddesi’ demeye hakkı yok.
'Sen Orada Bir Sahra Hastanesi Bile Açmayı Becerememişken Fedakar Arkadaşlarımızla Tam Bir Hafta İçerisinde Bir Sahra Hastanesi Kurdum'
Yine aynı televizyon konuşmasında bana diyorsun ki ‘Acaba senin hayatında hiç inşaatla alakan olmuş mu?’ Doğru, benim hayatımda inşaatla alakam olmadı. İçinde rant, yolsuzluk, hukuksuzluk ve ahlaksızlık olan, içinde talan olan hiçbir işle, inşaatla benim işim olmadı. Ama şunun altının çizeyim; Hatay, depremde yerle bir oldu. Devlet hastanelerinin hiçbirisi çalışamaz halde ve sen, bir devlet olarak, Sağlık Bakanlığı olarak orada bir sahra hastanesi bile açmayı becerememişken ben, Sayın Akşener’in himayesinde oraya gittim, gönüllü arkadaşlarımızla, yurtsever, fedakar arkadaşlarımızla tam bir hafta içerisinde bir sahra hastanesi kurdum, binlerce hastayı tedavi ettim. Doğru, benim inşaatla işim yok, ama benim bu millete hizmetkar olmak gibi samimi bir arzum, sevdam ve tutkum var, Sayın Erdoğan.
‘Her Akşam Papatya Çayı İç Seçime Kadar, İyi Gelecektir. 14 Mayıs Akşamı Sandıklar Açıldığında Diyeceğim Ki Ne İçersen İç’
Seni bu ülkede en iyi tanıyan benim, Sayın Erdoğan. Şu anda korkuyorsun, kaygı içerisindesin ve o tutkun olduğun, aşığı olduğun koltuk, altından kayıp gidiyor. Son 45 gün, seçim yaklaştı. İşte ondan dolayı telaşlısın, endişe içerisindesin, kaygı duyuyorsun. Sayın Akşener, çok yerinde bir tavsiyede bulundu, ‘Papatya çayı iç’ dedi. Hekim olarak katılıyorum. Her akşam papatya çayı iç seçime kadar, iyi gelecektir. 14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında diyeceğim ki ne içersen iç. Bir hikayenin sonuna gelindi ve 45 gün sonra tekrar karşılaşacağız ve devir teslim töreninde görüşmek üzere diyorum, Sayın Erdoğan.”