CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
"Yarın 10 Kasım. Büyük bir liderin, devlet adamının, dünya çapında, bütün dünyanın saygı duyduğu bir liderin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 83. ölüm yıl dönümü. O bize dedi ki, Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Her Cumhuriyet Halk Partili, kimsesiz hissedenlerin yanında olacağız. Herhangi bir vatandaşımız 'Ben kimsesizim' diyorsa onun yanında biz olacağız. Gazi Mustafa Kemal savaş meydanlarından geldi ama barıştan yanaydı. Bize düşen, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bizlere bıraktığı cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız.
Milletvekili arkadaşlarım Türkiye'nin bütün illeri ve ilçelerine gidiyorlar, vatandaşların sorunlarını dinliyorlar, sonra ben gidiyorum, sonra tekrar arkadaşlarımız gidiyor. Bir hareketin arkasını bırakmıyoruz. Yani bunu sürdürülebilir tutuyoruz. Vatandaş kendisini çok yalnız hissediyor, derdini anlatacak kişiler arıyor, çözüm bekliyor. Gittiğimiz her yerde çözümün adresinin CHP olduğunu arkadaşlarımız anlatıyorlar. Bu nedenle giden, emek harcayan bütün arkadaşlarıma hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ederim. Erzincan'a 21'i milletvekili 44 arkadaşımız gitti. Herkesin derdini bir şekliyle rapor haline getirdiler. Arkadaşlarımızın Türkiye genelinde hazırladıkları raporlar bir akademik çalışmaya değen türden raporlardır.
Türkiye'nin bugün yaşadığı sorunlar akademik dünya tarafından kavranmalıdır. Buradan akademik kadrolara da çağrıda bulunuyorum. Arzu ederlerse CHP vekilleri her bir il itibariyle düzenledikleri raporları kendilerine ulaştırabiliriz."
Vatandaşlardan dinledikleri dertleri ve sorunları paylaşan Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
"Çiftçinin nefes alacak hali kalmadı. Çiftçi kardeşlerime sesleneyim: Sorunlarınızı çözeceğiz. Bilgiyle birikimle, vatan sevgisiyle çözeceğiz. Bunlar vadettikleri 30 lirayı bile ödeyemezken biz dedik ki iktidar olduğumuzda ilk bir hafta içinde aldığın kredilerin faizlerini sileceğiz dedik. Tarım Kanunu 21. Madde, her yıl bütçenin yüzde 1'i oranında pay verilir. Ziraat Odaları Birliği Başkanı'nı çağıracağız: 'Gel kardeşim, bütçeyi yapıyoruz. Milli gelir şu, yüzde 1 şu ve ben bunu bütçeye koyuyorum. Şimdi git Ziraat Odası Başkanlarına 'Evet bütçeye yüzde 1 çiftçi için teşvik getiriliyor' anlat' diyeceğim. Çiftçinin ne traktörü, ne hayvanları haczedilmeyecek.
Çiftçilerin toprak analizlerine ihtiyacı var. Her köye ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni, hayvancılıkla uğraşan köye veteriner atayacağız. Orman yangınlarından sonra fidan dikimi başladı. Fidan dikimini daha çok köylü kadınlar yapıyor. Bu kadınlar vahidi fiyat deniyor. Bunu değiştireceğiz, bu kadınların tamamı sigortalı olacak. Balıkçılar sahipsiziz diyorlar, onlar da sahipsiz değil. İlgileneceğiz. İkidarın en temel sorunu ne? Varolan iktidarın en temel sorunu halkın iktidara güven duymaması. Nereden biliyorum? Şu anda bankalardaki mevduatın yüzde 56,9'u döviz. Güvenseler herkes Türk Lirası mevduatı açar.
Son 6 ayda gübre fiyatlarına 31 kez arka arkaya zam yapıldı. KOBİ'lerin kullandığı doğal gaza yüzde 115, elektrik santrallerindeki doğal gaza yüzde 148, kömüre yüzde 72, oduna yüzde 33 zam geldi. Nasıl geçinecek bu insanlar? 10 milyon civarında asgari ücretli var. Bunların tamamı açlık sınırının altında maaş alıyor. Asgari ücret 385 dolardan 291 dolara düştü. 94 dolar asgari ücretlinin kaybı var.
Saray porsiyonları küçültün diyor. Birisi 'Peygamber de 'mideyi boş bırakın' der' diyor. Sen her şeyi yiyorsun ama? Yandaş gazete 'Alışverişe tok karınla çıkın. Küçük market arabası kullanın. Raftaki ürüne aman dokunmayın. Sahiplik duygusu gelir, sizi ürün almaya zorlar' diyor. En sonunda bakan 'Evi daha az ısıtın. Faturaları düşürün. Tasarruf edin' diyor. Bu millet siyasi tasarrufu yapacak, ampulü söndürerek tasarrufu yapacak. Bu millet ampulü söndürerek bu işi bitirecek. Az kaldı.
Kanal İstanbul projesini hiç kimse alamayacak dedim. Alan olursa ağır bedeller ödeyecektir.İster içeriden ister dışarıdan bu coğrafyaya ihanet etmek üzere açılan ihaleyi birisi alıyorsa, iklim krizinin bu kadar yaygın olarak konuşulduğu bir dünyada siz hâlâ İstanbul'a ihanet etmeye devam edeceksiniz, bunun ihalesi açılacaksa, o ihaleye girenler ağır bedeller ödeyecektir.Bunun herkesin bilmesini isterim dedim. İhaleye dışarıdan da gelebilirler. İstanbul'un talan edilmesini istemiyoruz. Büyükelçiliklere de yazı yazdım. O da ağır bedeller ödeyecektir dedim.
Ülkenin çıkarlarını korumak, İstanbul'u korumak ne zamandan beri yabancılara ihbar oldu? Bunu söyleyenler bizim milliyetçilerimizi asla sorgulayamazlar. Zaten bunların, yani Cumhur İttifakı'nın en temel sorunu şu birisi diyor ki ben milliyetçiyim, öbürü diyor ki ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım. Bunlar koalisyon kurmuşlar. Hiç kimse merak etmesin, bu ülkenin çıkarlarını, İstanbul'a ihanet edilmesine asla izin vermeyeğiz. Yine herkese söylüyorum Kanal İstanbul ihalesine kim girerse ağır bedeller ödeyecektir."