Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ön plana çıkmak isteyen ve ekseriyeti Kürtçü olan isimler tarafından adaylığı sık sık dillendirilen Kemal Kılıçdaroğlu, Said Nursi'nin kitaplarının yasaklanmasına karşı AYM'ye başvurup bu kararı iptal ettirdiklerini anlattı.
Hür Düşünce Hareketi Genel Kurulu'nda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, altılı masa toplantılarıyla ilgili her partinin genel başkan yardımcılarının sürekli toplantı halinde olduklarını söyledi.
Şehir Üniversitesi'nin kapatılması ve Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan gelişmelere değinen Kılıçdaroğlu, "Biz artık kavga etmek istemiyoruz. Bayrağımızın altında özgürce yaşamak zorundayız ve biz bunu sağlayacağız. Bir ülkeyi ileriye taşıyan temel faktör bilgidir, birikimdir değerli arkadaşlar. Üniversiteleri bilgi üretmeyen toplumun ileriye gitme şansı yoktur. Eğer bizde üniversitelere değer verilmiyorsa, üniversitelerde sorunlarla karşı karşıyaysak sizlerden destek isteriz. Şehir üniversitemiz vardı. Kapatıldı. Bizim Cumhuriyet tarihinde bir ilk galiba bir üniversiteyi kapatmak. İntikam duygusuyla bir üniversiteyi kapatıyorsunuz. Boğaziçi Üniversitesi var. 'İlla benim dediğim olacak' anlayışıyla bu üniversite kan kaybediyor. Bilimden, aykırı düşünceden korkulmaz. En değerli şey aykırı düşüncedir. Benim gibi düşünmeyen insanın düşüncesi değerlidir. Katılmayabilirsiniz ama farklı düşüncelere saygı duyacaksınız." dedi.
Konuşmasının devamında mürteci meczup Said Nursi'nin kitaplarının yasaklanmasını kendilerinin engellediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Artık Cumhuriyetimizi aydınlık, güzel bir demokrasi ile taçlandırmak istiyoruz. Bir anekdot paylaşayım: Said-i Nursi'nin kitapları yasaklandı. AYM'ye başvurduk. AYM iptal etti. Neden kamuoyuyla paylaşmadın dediler. Dedim ki kamuoyuyla paylaşırsak sanki biz oy için bunu yapıyoruz algısı çıkar. Biz oy için değil bunu demokrasi için yapıyoruz. Kitap yasaklanmaz değerli arkadaşlar. 21. yüzyıldayız. İnsanların inançlarına müdahale edilir mi? Allah'la kul arasına girmeye kimin hakkı var. Kime bu yetki verildi? İnsanların kimlikleri kendi onurudur. İnançları kendi değeridir. Yaşam tarzlarını özel olarak eleştirmeyeceğimiz bir alandır. Bizim görevimiz insanların huzur içinde yaşamasıdır. İnanç mı? İsteyen istediğine inanır. Belediye başkanları arkadaşlarıma şu talimatı verdim. Kişiler nerede ibadet etmek istiyorsa oraları tertemiz edeceksiniz. Tertemiz mekan yaratmak bizim görevimizdir." şeklinde konuştu.
Her kuşu şeettin bir tek leylek mi kaldı. Sen önce biz inanmayanların vergileriyle diyanetin bütçesinin belirlenmesine laf et. Madem isteyen istediğine inansın, bu diyanet kapatılmalıdır, ama yook sen hala bizim vergilerle başka ibadethaneler açma derdindesin.
İsterse en meczup bir adamın yazdığı bir kitap olsun, kitap yasaklamak Orta Çağ zihniyetidir. Doğrudan toplumsal şiddeti körüklemediği sürece hiçbir kitap yasaklanmamalı. Keza Hitler'in "Kavgam" kitabı bile verdiği bunca zarardan sonra 70 yıl aradan sonra, kitaptaki argümanların ve verilen bilgilerin yanlışlığını içeren eklerle birlikte yayımlanmaya başladı. Bir kitabın toplumda şiddet doğuracağını düşünüyorsanız, kitabı yasaklamazsınız; bu şekilde eleştirel ekler ekleyerek yayımlarsınız.