2 Temmuz 1993 günü Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için Sivas'a giden aydın ve sanatçılardan 33'ü ile iki otel görevlisi otelin mürteciler yakılması sonucu hayatını kaybetti. Olaylarda iki saldırgan da öldü.
1 Temmuz'da şenliğin açılışında konuşanlardan biri de yazar Aziz Nesin'di. Behçet Aysan, Metin Altıok, Uğur Kaynar, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci de kente gidenler arasındaydı.
33 kişinin en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en genci ise folklor gösterisi için Sivas'a giden 12 yaşındaki Koray Kaya'ydı. Hollanda vatandaşı Carina Cuanna Thedora Thuys katliamın yabancı kurbanıydı.
Katliamdan iki gün önce mürtecilerin kentte dağıttığı bildiride Aziz Nesin'in o sırada başyazarı olduğu Aydınlık gazetesinde yayımlanan Salman Rüşdi'nin "Şeytan Ayetleri" kitabından bahsedilmiş, Nesin hedef gösterilmişti.
1 Temmuz'da şenliğin açılışında konuşanlardan biri de yazar Aziz Nesin'di. Behçet Aysan, Metin Altıok, Uğur Kaynar, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci de kente gidenler arasındaydı.
İLGİLİ HABER
Madımak Canisi Özel Af İle Serbest Kaldı33 kişinin en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en genci ise folklor gösterisi için Sivas'a giden 12 yaşındaki Koray Kaya'ydı. Hollanda vatandaşı Carina Cuanna Thedora Thuys katliamın yabancı kurbanıydı.
Katliamdan iki gün önce mürtecilerin kentte dağıttığı bildiride Aziz Nesin'in o sırada başyazarı olduğu Aydınlık gazetesinde yayımlanan Salman Rüşdi'nin "Şeytan Ayetleri" kitabından bahsedilmiş, Nesin hedef gösterilmişti.
"Müslümanlarla Alay Edercesine Gezebilmektedir"
Bildiride dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin'in şenliklere ev sahipliği yapması eleştirilmiş, Nesin için "Şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir" ifadesi kullanılmıştı.
2 Temmuz günü Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne mürteciler bir yürüyüş başlattı. "Sivas laiklere mezar olacak" atılan sloganlardan biriydi. Mürtecilerin bir kısmı yeni dikilen "Halk Ozanları" heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı Valilik önünde Ahmet Karabilgin'i protesto etti.
Valinin katliam sonrası İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği rapora göre, mürteci saldırganların sayısı her saat artıyordu. Yine aynı rapora göre, akşam saat 18.00'de Madımak Oteli'nin önünde o ana kadar hiçbir aşamada dağıtılmamış 15 bin kişi vardı.
"Cehennem Ateşi"
Otel önündeki araçlar ve sürüklenen heykel mürteci grup tarafından ateşe verildi, otelin camları kırıldı.
Yaklaşık 2 saat sonra otel ateşe verildi, mürteci kalabalık sloganlarına devam etti.
Madımak Oteli'nin önünden çekim yapan İhlas Haber Ajansı'nın görüntülerinde otelin etrafını kuşatanların sloganları yanında sözleri de duyuluyordu. Biri otelin birinci katına çıkan mürteciye "Lan yakın" diye seslenirken, bir diğer mürteci ilk alevin görünmesiyle "Cehennem ateşi işte" diye sesleniyordu.
"Çok Şükür, Otel Dışındaki Halkımız Bir Zarar Görmemiştir"
Dönemin Başbakanı Çiller'in Madımak Oteli'nde yaşananların ardından "Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir." demesi büyük tartışma yaratmıştı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise olayın münferit olduğunu ve "Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmemiş olmasını" vurguladı:
"Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır."
İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise Aziz Nesin'i "Aziz Nesin'in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir" sözleriyle hedef gösterdi.
Aziz Nesin, ilerleyen günlerde Gazioğlu'nun "yalancılıkla" suçladı.
Koalisyon ortağı SHP'nin eski genel başkanı, dönemin başbakan yardımcısı Erdal İnönü, olaylar sırasında Aziz Nesin'le telefonla görüşerek "en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağını" söyledi. İnönü, katliam ardından SHP'ye ve kendisine yönelik eleştirilere, "Ne yapayım, yetkim yoktu" cevabını verdi.
Olayların Nedeni "Şenliklere Katılanlar"
Ankara 1 Nolu DGM'ye sunulan iddianamede olayların nedeni, "şenliklere katılanlar" olarak gösterildi, Aziz Nesin'in varlığı "eylemin hazırlayıcı sebepleri" arasında sayıldı.
İddianamede şu ifadeler yer alıyordu:
"Hele hele Aziz Nesin'in İslam Dini'ne karşı tutum ve davranışları ve açıklamaları, kapalı bir salonda düzenlenen toplantıda terör örgütü militanları için saygı duruşunda bulunulması, eylemin hazırlayıcı nedenleri arasında sayılabilir."
"Hedefte Sapma"
DGM Başsavcısı Nusret Demiral dava henüz sonuçlanmadan, "Olayda örgüt yok, tahrik var" açıklaması yaptı. Görülen davanın karar metninde de buna paralel bir yaklaşım gözlendi. Gerekçeli kararda mürtecilerin Aziz Nesin'in varlığından tahrik olduğu vurgusu yer aldı:
"...Sivas olaylarının devlete ve laik düzene yönelik olmadığı, Aziz Nesin'in Şeytan Ayetleri kitabını yayınlamasına duyulan öfke, kin ve nefretin oluşturduğu tahrik sonucu ve Aziz Nesin'e yönelik bir eylem olduğu, kast edilen Aziz Nesin olmasına rağmen hedefte sapma sonucu 37 masum insanın ölümü ile sonuçlanan bu olayların…"
Kararla birlikte 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında 10'ar yıl, 54 sanık hakkında 3'er yıl, 6 sanık hakkında 2'şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Ancak bu karar temyiz edildi.
Dava Zamanaşımına Uğradı
Uzun süren hukuk süreci 2001 yılında sonuçlandı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin onadığı karar uyarınca, Cumhuriyete karşı örgütlü kalkışma girişiminde bulunan sanıklardan 33'ü ölüm cezası aldı; dördü 20 yıl, biri 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Süren davalar, temyizler, müdahil avukatların talepleri yıllarca devam etti. Sivas Katliamı davası 20 yılın ardından geçen yıl zaman aşımı gerekçesiyle kapatıldı.
Aralarında katliamda yakınlarını kaybedenlerin aileleri başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve partiler "insanlık suçlarında zaman aşımının kaldırılmasını" talep etti ancak talepleri bir karşılık bulmadı.
