Milliyetçi Kongre Derneği Genel Başkanı Bahadırhan Dinçaslan, KRT''nin canlı yayın programında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve muhalefet tabanının seçmen profili ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bahadırhan Dinçaslan, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da muhalefet tabanını konsolide etmek için neler yapacağına ilişkin soruyu, "2019'daki İmamoğlu ile şimdiki İmamoğlu aynı değil" diye cevapladı. Dinçaslan, muhalefet seçmenini de analiz ettiği açıklamalarına şöyle devam etti:
"Aradan belli bir süre geçti, Belediye Başkanlığı hikayesi doğdu. Üstelik seçmen de aynı değil. Şartlar ve parametreler değiştiği için, 2019'da farklı seçmenleri bir araya getiren sa'iklerle, bugün o seçmenleri ayrıştıran sa'iklerin değişmesinin neticelerini görüyoruz. Seçmenin yaşına, maddi gelirine göre alt kırılımları var ve bu seçmenin aynı olaylara tepkisi farklı oluyor.
Muhalif kesimde, özellikle Y ve Z neslinde, çok ciddi bir tepkisellik var. Bence bu siyaseten çok tehlikelidir; mesela, hatırlayın, Cem Uzan neredeyse hiç siyaset yapmayarak yüzde 7 civarında oy almıştı. 'Siyaset hiç yapmayarak''tan kastım, bir pop kültür ikonu gibi davranarak, ideolojik ve siyasi vaat vermeyerek böyle bir oy almış olması. Birçok parti baraj altında kalmıştı. Çok ciddi bir kriz yaşanmıştı, insanlar o zamanki hayal kırıklıklarını Cem Uzan'ın yaygın tabirle 'troll' kampanyasına destek vererek göstermiş ve nihayetinde bütün partileri cezalandırmış oldular. Mecliste yalnızca AKP ve CHP vardı. Çok küçük bir seçmen grubunun oyu mecliste temsil edilmiş oldu.
Ben tepkisel sosyolojinin çok arttığını görüyorum. Özellikle Zafer Partisi bu tepki sosyolojisinin üzerine oturan bir parti. Bunun etkisi mutlaka olacaktır.
Üstelik İmamoğlu, kriz anlarında süreci yanlış yöneten bir lider. Daha önce Nagehan Alçı'yı uçağına aldığı için tartışma olmuştu. CHP seçmeninden ona birtakım tepkiler gelmişti ve kizin ilk anlarında verdiği tepkiler çok olumsuzdu, hanesine eksi yazan ve uzun bir süre o dönem verdiği yanlış kararların yarattığı kötü imajı temizleyebilmek için başka kampanyalar yürütmesine sebep olan tepkilerdi. İYİ Parti'yle çıkan pankart krizi gibi meselelerde siyasal iletişim açısından süreci yönetemeyen tavır takındığını ve bunun o tepkisel seçmeni kaşımaya, tepki iradelerini pekiştirmeye hizmet ettiğini düşünüyorum. O yüzden ortada doğal olarak oluşmuş bir İstanbul ittifakı görmekte şüpheci bakıyorum."