Cumhurbaşkanı olarak Rus yanlısı İgor Dodon yerine Demokrasi yanlısı Maia Sandu'nun seçilmesinin Moldova için köklü bir değişim işareti olduğu ifade ediliyor.
Moldova'nın Sovyet sonrası tarihinde ilk kez Batı eğitimli, İngilizce konuşan bir teknokrat başkanın olduğu söyleniyor.
Sandu'nun doğrudan ve eşit düzeyde Avrupalı liderlerle ve genel olarak uluslararası liderlerle iletişim kurabileceği ifade ediliyor.
48 yaşındaki eski Dünya Bankası ekonomisti ve başbakanı Sandu, seçim kampanyası sırasında jeopolitikten kaçınarak yolsuzlukla mücadele, Moldova'nın yönetim kurumlarını güçlendirme ve ülkenin Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşması üzerine yaptığı taahhütlere odaklandı.
Sandu Moldova'nın ulusal çıkarlarına Ukrayna, Romanya, Avrupa ülkeleri, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri ile diyaloğu kapsayacak 'pragmatik bir yaklaşım' kampanyası yürütüyor.
Eski Cumhurbaşkanı Dodon ise görevde bulunduğu dört yıl boyunca Moskova'ya 30'dan fazla kez seyahat etmişti. Romanya'nın Moldova'nın en büyük ticaret ortağı olmasına rağmen komşu Ukrayna veya Romanya'yı ise hiç ziyaret etmemişti.
Washington'daki Jamestown Vakfı'nda analist olan Vladimir Socor da Sandu'nun seçilmesiyle alakalı, "Başkanlık seçimlerinde mağlup olan Dodon değildi. Aslında Sovyetler Birliği Moldova'da yenildi. Sovyetler Birliği'nin kalıntıları Moldova Cumhuriyeti'nde yenildi" ifadelerini kullandı.