Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bir yıl içinde en hoşunuza giden neydi derseniz; bütün herkese en keyif veren şey şuydu; büyük bir başarının geldiğini gördük. Değişim ile beraber seçmen toparlandı, sandığa yüzünü döndü. Sandıktan umutlandı, başarıya inandı ve o inanmayla bu sefer biz de üç altın kuralı uyguladık. Gençlere güvendik, kadınlara güvendik, bilime güvendik. Doğru yöntemle doğru adaylar belirledik. Biraz seçmenin gönlünde artık istirahat etmesi istenen arkadaşlarımıza istirahat verdik. Beklemesi gerekenleri beklemeye aldık. Ama seçmenin memnun olduklarına da başımız gözümüz üstünde büyük bir memnuniyetle adaylaştırdık. Bu birlik ve bütünlük halinde yürüdük.
'Hatay'ı Süreci Doğru Yönetemediğimiz için Kaybettik'
Seneye buraya geldiğimde girdiğimiz ilk seçimden de 1'inci çıkmış bir genel başkan olarak gelmeyi umuyorum, sözünü veriyorum. Elbette eksiklikler, hatalar olmaması mümkün değil. Siyaset söz ile yapılan bir iş, insan ile yapılan bir iş. İnsan varsa ve söz varsa elbette hata olur, olmaması mümkün değil. Pişmanlıklar, hatalar var. Hatay'ı süreci yeterince doğru yönetemediğimiz için kaybettik.
Dilruba Kayserilioğlu
Dilruba kardeşimiz yaptığı bir sokak röportajından içeri girdi. Ben kendisini cezaevinde ziyaret ettim. Onan dedim ki "Çok yakında serbest kalırsın". Dilruba'ya çıktığında sözlerimin arkasındayım ama sözlerimi öyle çarpıttılar ve öyle bir yerlere gitti ki, AKP'li seçmenlerin kalbinin kırıldığını görüyorum, onlar hakkını helal etsinler diye başla dedim. O da çok uygun karşılamıştı. O aslında Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir şeydi. Gencecik bir kadını şeytanlaştırdılar. Saatler sonra serbest kaldı. Yatırı olamayan bir suç, ana muhalefet lideri de gidince serbest bırakıldı. Bu işin doğru tarafı. O gün fuar açılışı var konuşma yapacağım. Bir baktım yanımda boş bir koltuk, size bir sürpriz var dediler. Dilruba, geldi ve oturdu. AKP'ye hareket ettiği düşünülen birisinin protokole oturması ve sözlerini düzeltmeden oturması yanlış oldu. Gönül kırdı."
Editör: Semir Yapıcı