CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Bolu'da Grand Kartalkaya Otel'de 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin olarak; "Algı operasyonu yapmaya çalışanlar yangından 36 saat sonra 2007'de AKP tarafından verilen bir belgeyi servis ettiler. Yangına dayanıklıdır, yangın tedbirleri alınmıştır raporunu veren Bolu Belediyesi diye bizim belediyemizi zan altında bırakmak içni servis ettiler. Bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu AA'yı yangınla alakası olmayan bölgeyi yangının çıktığı bölge ve sorumlusu Bolu Belediyesi diye algı operasyonu yaptılar. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın. Gerçek Bolu Belediyesi'nin bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir" ifadelerini kullandı.
Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un her zaman açtığı telefonunu yangının yaşandığı gün açmadığını belirtti ve Tunç'a "korsan" dediği bilirkişi raporu üstünden seslenerek; "Telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Yetkilendirilmemiş birisi korsan rapor olur. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar!" dedi.
CHP Grup toplantısı başlamadan önce Kartalkaya yangınında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Özel, DEVA Partisi’nden istifa ederek CHP'ye katılan Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf'a rozetini taktı.
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Acıların içinde her tülü kötülüğün muhattabı ve her an gelebilecek yeni kötü haberlerin arifesinde bu ülkenin direncini kırmak isteyenlere, bizi susturmaya sindirmeye çalışanlara inat CHP, kararlılıkla yürüyor. Yargı tacizlerine karşı dimdik bir duruşu göstermek üzere geçen hafta bu saatlerde grup toplantımızı İstanbul'a taşıyarak bir yeni başlangıca hep birlikte motiveydik. Ancak o sabah yüreğimizi dağlayan önce 3 kayıpla başlayan daha sonra 10 ile devam eden ve sayının 70'e çıktığını öğrendiğimiz süreçte ne katılım ne grup toplantısı ne de yeni bir başlangıcı anlatmayı düşünebilirdik. Grubumuzu uzmanlıklarına göre hızlı bir şekilde Kartalkaya'ya gönderdik. Bizler de hızla Bolu'ya doğru hareket ettik. Rakamın 70'in üzerinde olduğunu biliyorduk ama bilenlere dedik ki 'Yetkililer açıklasın, spekülasyon olmasın' 6 saat sonra gerçek rakam açıklandı. Acaba neyi bekliyorlar diyorduk.
Oysaki maalesef hep birlikte öğrendik ki rakam 78, beklediğimiz bir partinin il kongresi. En sert eleştirdiği partinin saflarına katılan birinin rozet partisi. Bir partinin kongresinin bir memleketin yasının önüne geçebildiğini kimimiz kızarak kimimiz ağlayarak öğrendik. Saatler sonra vardığım Kartalkaya'da güneş batarken bir başka otelin içinde göz gözü görmezken bakanlara geçmiş olsun dedik ve bilgi aldık. Millet canıyla uğraşırken, canlarını emanet ettiği karne hediye diye götürdüğü evlatlarının bedenlerini insanlar teslim almaya uğraşırken suçluluk telaşıyla bir bakanın çıkıp yalan ile hedef göstermesini doğru bulmadığımı, acı ve yandın başka hesap sormanın başka olduğunu orada da söyledik. bir telaş vardı. Ellerindeki kiri başkalarına bulaştırmaya çalışanların telaşı vardı. Hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma ile sorumluluların cezalandırmasına taraftık ve hala da tarafız. Bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar yangından 36 saat sonra 2007'de AKP tarafından verilen bir belgeyi servis ettiler. Yangına dayanıklıdır, yangın tedbirleri alınmıştır raporunu veren Bolu Belediyesi diye bizim belediyemizi zan altında bırakmak içni servis ettiler. Bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu AA'yı yangınla alakası olmayan bölgeyi yangının çıktığı bölge ve sorumlusu Bolu Belediyesi diye algı operasyonu yaptılar. Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın. Gerçek Bolu Belediyesi'nin bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir. Gerçek alanın milli park olması nedeniyle yangın söndürmenin bile izne tabi olmasıdır. Sorumluluk bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığıdır.
Bizlere telefon yağdı. Bilirkişiler ve yakınları dedi ki 'Raporu hazırladık, teslim almıyorlar.' Belediyeyi yazmamışsınız, Bolu Belediyesi'ni ilave edin. Bakanlığı çıkarın. Yangının lokantadan çıktığını yazmışsınız; dördüncü kat detayını çıkarın. Biz buna imza atmayız dedik. O raporu aldık ve ilgili sayfalarını sosyal medyada paylaştım. Kendi şahsi onurlarına sahip çıkan 7 bilirkişi imzayı dedikleri gibi atmadığı için el çektiririz dediler. Ardından iki bakanı hızla aradım. İçişleri Bakanı için 'Malatya'da saha çalışması yapıyor, aradığınızı ileteceğiz' dediler. Adalet Bakanı her aradığımda açtığı o telefonu açamadı.
Cumhurbaşkanı yardımcısına ulaşıp her şeyi anlattım. Ucu bakana gitti diye durduruyorlar. Suçlu olmayana suç atmaya çalışıyorlar. O bilgiyi cumhurbaşkanı yardımsıcısının bilgisine, insafına emanet ettim. O sırada gördük ki telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Yetkilendirilmemiş birisi korsan rapor olur. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar! Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.
'Bakan Ersoy, Sağlık Bakanı'na istifa ettirdi de bana mı ettirecek? Hani ne oldu Yenidoğan Çetesi?' diyormuş. Bugün kendisini görevden alırsam yangının benim atadığım bakanın sorumlu olduğunu kabul etmiş olurum. Kabine revizyonunda değiştirelim. Sonra da gazetelerde yangından değiştirildi dersiniz, partinin sırtına yük vurmamış oluruz. Lanet olsun partinizin çıkarına da, sarayınıza da!
Böyle günlerden geçiyoruz. Herkes tedirginlik yaşıyor. Partimiz, vatandaşları teba olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlar haline getiren partidir. Çok partili rejimin uygulayıcısıdır. Bu parti 47 yıl ikinci parti olarak da kalmıştır. AK Parti, 23 yıldır milleti yönetmektedir. 31 Mart 2024 seçimlerinde, 47 yıl sonra partimizi 1. parti, AK Parti'yi de 2. parti yaptı. 7 bölgede belediyesi olan tek partiyiz. Ayıptır söylemesi; Ege Bölgesi'ndeki 9 ilin 9'una da sahibiz.
CHP'nin bu başarısı bizim 1. parti olduğumuzu tastiklerken, 'gelin Anayasa'yı değiştirelim, İsrail bize saldıracak, Suriye'ye girdim zafere sevin, TRT sen de bunu köpürtmelisin' dediler. Dün Türkiye'de yapılan tüm anketleri bir bütün olarak değerlendiren ortalamada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi CHP, yine Türkiye'nin 1. partisi olarak çıktı. Tuzak kuran, silkele diyen, yürüyen işe çomak sokan bir anlayış söz konusudur. Silkelemeye çalıştığı doğalgaz desteğidir, süt desteğidir, yeni doğan paketimizdir. AKP milletin iradesinin yok saydı. Anketlerde hala birinciyiz. Bu saldırılar o yüzden."
Gezi'de kahramanlık hikayeleri anlatan Tamer Karadağlı, Devlet Tiyatroları Müdürü oldu. O gün Gezi'de olan ama bugün Saray'a yanlayan kimseden hesap sorulmuyor. Tamer Karadağlı'ya, Yavuz Bingöl'e kimse hesap sormuyor. Gezi'ye gidenlerin o günkü tavrı değil bugünkü tavrı sorgulanıyor. Bunlar ortada dururken diğer taraftan Gezi'de bulunanlara siz devleti yıkmaya kalktınız diyenlere açıkça hatırlatıyorum; Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Can da Sayın Kavala da hepimizin yerine yatmaktadır.
Bugün bu gözü dönmüş adalete karşı yeni yürüyüşün ilk günüdür.
Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme sürecimizin ilk günündeyiz.
Bugün başlıyoruz. Adayı ben değil, PM değil; üyelerimizle hepimiz belirleyeceğiz.”
Editör: Semir Yapıcı