2 yıl önce Muğla'nın Menteşe ilçesinde Cemal Metin Avcı, Pınar Gültekin'i öldürmüş, davada Avcı'ya haksız tahrik indirimi uygulanarak 23 yıl hapis cezası verilmişti.
Cezanın ardından kamuoyunda mahkeme kararına tepkiler yükselmiş, siyasilerden açıklamalar gelmişti.
Cemal Metin Avcı'nın avukatı Ali Abdullah Erinan, dava süreci boyunca yargılamaya halel gelmemesi için açıklama yapmadıklarını, fakat açıklama yapılmadıkça yalan haberler ve yönlendirmeler yapıldığını gördüklerini kaydetti.
Cezanın ardından kamuoyunda mahkeme kararına tepkiler yükselmiş, siyasilerden açıklamalar gelmişti.
Cemal Metin Avcı'nın avukatı Ali Abdullah Erinan, dava süreci boyunca yargılamaya halel gelmemesi için açıklama yapmadıklarını, fakat açıklama yapılmadıkça yalan haberler ve yönlendirmeler yapıldığını gördüklerini kaydetti.
Avukat Erinan'dan Açıklama
"Pınar Gültekin dosyası Özgecan Aslan dosyası ile kıyas edilmemelidir" diyen Erinan, "Yaşanan her olayı ayrı ayrı değerlendirmek zorundayız. Elbette ki biz eylemin neticesini tasvip etmiyoruz. Ancak şu algının değiştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz; ölümün dili, dini ve ırkı olmaz. Ölümün kadını ve erkeği de olmaz. Ölüm tüm kimliklerden aridir. Bu nedenle kadın veya erkek şeklinde nitelendirmemeliyiz. Bu konuda yargının üzerinde ne kamu ne de basın yönünden bir etki olmaması gerekir ki adalet doğru tecelli edebilsin. Halkımızın doğru bilgilendirilmesi, olayı doğru şekilde bilinmesinde fayda görmekteyiz" ifadelerini kullandı.
"Sosyal Medyada Olaylar Çarpıtıldı"
Sosyal medyada olayların çarpıtıldığını savunan Erinan, kulaktan dolma bilgilerle hareket edildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Pınar Gültekin Yanarak Ölmemiştir"
"Öncelikle Pınar GÜLTEKİN hayatta iken yanarak ölmemiştir. Bu husus 30.10.2020 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile sabittir. Yine 17.06.2022 tarihli Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilirkişi Kurulu Raporuna göre maktul Pınar GÜLTEKİN’in hayatta iken yangına maruz kalmadığı İLMEN tespit edilmiştir. Tüm bunlara ve dosyada bulunan başkaca delillere dayanılarak Mahkemece Pınar Gültekin’in yakılarak öldürülmediğine, olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek ölüm olayının GERÇEKLEŞMEDİĞİNE kanaat getirilmiştir. Ancak yanlış yönlendirme ile bu husus basın önünde maktulün kesin bir şekilde yanarak öldürüldüğü şeklinde yalan bilgi ile servis edilmiştir.
"Pınar Gültekin, Cemal Metin Avcı'yı Şantaj ve Tehditle Sürekli Sömürmüştür"
Müvekkil Cemal Metin AVCI’nın maktulün peşini bırakmadığı iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Tam aksine maktul, Cemal Metin AVCI’nın peşini bırakmamış kendisini maddi ve manevi olarak şantaj ve tehditle sürekli sömürmüştür. Maktulün kardeşi S.G.’in kolluk huzurunda vermiş olduğu beyanında maktul Pınar Gültekin’in Cemal Metin AVCI’yı tehdit ettiğini açıkça beyan etmiştir. Hatta tehdit ve şantajla müvekkilden alınan paralar maktul tarafından maktulün kendi aile bireylerine dahi gönderilmiştir. BU HUSUS DOSYAYA GİREN MAKTULÜN HESAP HAREKETLERİ İLE MAHKEMECE DE TESPİT EDİLMİŞTİR.
"Maktulün Ev Arkadaşı C.T.'nin Beyanı"
Yine Maktulün ev arkadaşı olan C.T beyanında müvekkilim Cemal Metin Avcı’nın Maktul Pınar Gültekin tarafından sürekli olarak tehdit ve şantaja maruz bırakıldığı, haksız paralar alındığı mahkeme kayıtlarına şerh edilmiştir.
Cemal Metin AVCI, sürekli olarak maktul tarafından tehdide ve şantaja maruz kalmış ve son güne kadar maddi - manevi olarak ciddi bir şekilde sömürülmüştür. Artık sömürülecek ve maktulün menfaat temin edeceği bir şey kalmayınca müvekkilin bilinci kapatılmak suretiyle vücut bütünlüğüne, bedenine halel getirilerek (müvekkilin mahkeme huzurundaki beyanından da anlaşılacağı üzere) ne acıdır ki vekil eden iğfale maruz bırakılmıştır. Buna ilişkin fotoğraflar maktul tarafından sürekli olarak Cemal Metin AVCI’ya karşı tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanılmıştır. Maktul elinde olan bu kayıtlar ile daha büyük menfaatler elde etmek için bazı kişilerden akıl almaya çalışmıştır.
Cemal Metin AVCI, sürekli olarak maktul tarafından tehdide ve şantaja maruz kalmış ve son güne kadar maddi - manevi olarak ciddi bir şekilde sömürülmüştür. Artık sömürülecek ve maktulün menfaat temin edeceği bir şey kalmayınca müvekkilin bilinci kapatılmak suretiyle vücut bütünlüğüne, bedenine halel getirilerek (müvekkilin mahkeme huzurundaki beyanından da anlaşılacağı üzere) ne acıdır ki vekil eden iğfale maruz bırakılmıştır. Buna ilişkin fotoğraflar maktul tarafından sürekli olarak Cemal Metin AVCI’ya karşı tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanılmıştır. Maktul elinde olan bu kayıtlar ile daha büyük menfaatler elde etmek için bazı kişilerden akıl almaya çalışmıştır.
"Bu Görüntüleri Yayınlarsam Biter Bu"
Henüz maktul kayıp iken bir işletmeci ile kolluk görevlisi arasında 20.07.2020 tarihinde geçen konuşmada 'elinde Muğla’daki bir işletmeciye ait görüntülerin var olduğunu, bu görüntüleri yayınlarsam biter bu, para istesem demişti' şeklinde yazışmalar olduğu sabittir. Mahkeme dosyasında mübrez bulunan banka hesap hareketleri ile işbu görüntülere ilişkin yazışmalar, Maktulün kardeşi ve ev arkadaşının beyanları bir arada değerlendirdiğinde maktul, Cemal Metin AVCI’yı tuzağa çekerek kendisinden tehdit ve şantaj ile haksız olarak menfaat elde ettiği açıktır. Bu baskılar altında Cemal Metin AVCI, maktulün istediği paraları her defasında vermek zorunda kalmıştır. Bitmez tükenmez istekler karşısında maddi ve manevi olarak zora düşen Cemal Metin AVCI son olarak maktul ile konuşup elinde bulunan görüntüleri almak istemiş ancak maktulün devam eden haksız tahrikleri karşısında bir anda söz konusu eylem vuku bulmuştur.
"Müvekkil Yer Göstererek Olayın Açığa Çıkmasını Sağlamıştır"
Ortada cinayete ilişkin herhangi bir bulgu yokken müvekkil her şeyi itiraf ederek ve yer göstererek olayın açığa çıkmasını sağlamıştır. Eğer müvekkil itiraf etmeseydi bunca zaman sadece kayıp bir insandan bahsedilecekti ve bu şekilde de kalacaktı. Olayı itiraf eden yer gösteren vicdani sorumluluk hisseden bir kişinin canavarca hisle ve eziyet çektirerek bir insanı öldürmesi de mümkün değildir. Nitekim dosyada bulunan raporlar ve deliller doğrultusunda da canavarca his ve eziyet çektirmek suretiyle suçun işlenmediğine kanaat getirilmiştir. Müvekkil geçmişinde herhangi bir suça karışmamıştır. Suç işlemeyi kendisine alışkanlık haline getirmiş bir kişi olmadığı gibi suça yatkınlığı da yoktur. Kendisi ve aile yapısı itibari ile de yaşadıkları yerde örnek gösterilen kişidir.
"Algı İle Mahkemedeki Gerçekler Aynı Değildir"
Toplumun şunu bilmesini istiyoruz; kameralar önünde oluşturulmaya çalışılan algı ile duruşmalar esnasında ortaya çıkan gerçekler aynı değildir. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız ve Bakanımıza dosyaya müdahale etmesi hususunda çağrıda bulunmak BAĞIMSIZ VE ADİL YARGIYI etkileme, tahakküm altına alma ve sabote etme girişimidir. Türk Mahkemeleri ve Yargı Mensupları tüm otoritelerden bağımsız olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu konuda tüm kamuoyunu tarafsız bir şekilde olayın esasını öğrenmeye ve devam eden yargı sürecini sabır ve sükunetle beklemeye davet ediyoruz."