Rus diktatörü Vladimir Putin, Ukrayna’yı işgalinde 8-11 Mayıs tarihleri arasında geçerli olacak şekilde tek taraflı ateşkes ilan etti. Kremlin, kararın "insani gerekçelerle" alındığını duyururken, Ukrayna tarafını da aynı adımı atmaya çağırdı ve aksi halde "etkili bir karşılık" verileceğini belirtti.
Ateşkesin tarihi dikkat çekiyor: İkinci Dünya Savaşı'nın sona erişinin 80. yılı anmalarıyla çakışıyor. Ancak geçmiş deneyimler, Kremlin’in kısa süreli ateşkesleri propaganda amacıyla kullandığını gösteriyor.
Ukrayna, Putin’in yeni ateşkes teklifine temkinli yaklaştı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ile Papa Francesco'nun cenaze töreni öncesinde 26 Nisan tarihinde bir araya gelmişti.
Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, "Eğer Rusya gerçekten barış istiyorsa, neden hemen ateş etmeyi bırakmıyor da 8 Mayıs’a kadar bekliyor?" diyerek Kremlin’in samimiyetini sorguladı. Kiev, en az 30 günlük gerçek bir ateşkes çağrısında bulundu.
Washington yönetimi ise Putin'in hamlesine şüpheyle yaklaşıyor. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Donald Trump’ın öncelikli hedefinin "kalıcı bir ateşkes" olduğunu ve artan kan dökülmesinin acilen durdurulması gerektiğini vurguladı.
Trump, son açıklamalarında, Rusya’nın sivil hedeflere yönelik saldırılarını eleştirerek, "Putin’in savaşı bitirmek istemediği" izlenimi edindiğini belirtti. Kremlin’in iyi niyet gösterisi gibi sunduğu bu kısa ateşkes, şimdilik ABD yönetimini ikna etmekten uzak görünüyor.
Putin’in bu adımı, savaşın uzamasının sorumluluğunu Ukrayna'ya yıkmaya ve uluslararası kamuoyunda "barış isteyen taraf" imajı yaratmaya yönelik bir taktik olarak değerlendiriliyor.