19 Ocak gecesi Bakü'ye giren Rus tankları, 137 Azerbaycan Türkünü vahşice öldürdü, yüzlerce soydaşımızı yaraladı.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) dağılma sürecine girdiği 1980'li yıllarda Ermeniler, tarihi kinleriyle Türklere yönelik saldırganlıklarını artırdı. Gorbaçov'un Glasnost ve Perestroyka politikalarıyla SSCB'nin çöküşü hızlandı ve SSCB yönetimi Ermenileri teskin etmek yerine Karabağ gibi bölgelerde etnik çatışmaları kışkırttı. Gorbaçov'un ekonomi başdanışmanı olan Abel Aganbekyan, Karabağ'ın Ermenistan'a verilmesini doğrudan Gorbaçov'a teklif ettiğini bir Paris ziyaretinde söylemiş, sonrasında Ermenistan ve Karabağ'da Türklere karşı saldırılar başlamıştı.
Türkleri hedef alan saldırılar nedeniyle 1988 yılına gelindiğinde Ermenistan'da yaşayan Azerbaycan Türklerinin sayısı yüz binlere varırken Karabağ'da çeteleşmeye başlayan Ermeniler doğrudan Türk köylerini hedef almaya ve katliamlar yapmaaya başladı. Kanlı olaylar nedeniyle Azerbaycan halkı SSCB yönetimine seslerini duyurabilmek için protestolara başladı. SSCB yönetimi ise protestoculara şiddetle müdahale etti. Kanlı Yanvar'a (Ocak) gidilen süreçte Türk köylerine saldırılar artmış, birkaç yüz kişilik bir Ermeni grubu 12 Ocak 1990'da Hanlar ilinin Kuşçu köyüne saldırarak katliam yapmış, bir Ermeni Bakü'nün ortasında 2 Türk'ü öldürmüştü.
Cinayet sonrasında Bakü'de karşılıklı çatışmalar başladıysa da Sovyet güçleri duruma müdahale etmedi. 15 Ocak'a gelindiğinde SSCB yönetimi 50 bin kişiye ulaşan bir askeri gücü Bakü sınırlarına yığdı ve Karabağ bölgesinde OHAL kararı alındı. 17 Ocak'a gelindiğinde Bakü'de çok büyük bir protesto gösterisi düzenlendi ve halk söz konusu askeri birliklerin Ermenistan sınırına konuşlandırılarak Türk köylerine saldırıların durdurulmasını talep etti. Bu esnada Azerbaycan Sovyeti Moskova'dan protestoculara doğrudan askeri müdahalede bulunmasını istiyordu.
19 Ocak gece yarısında Bakü'da OHAL ilan edildi. Lakin OHAL kararından birkaç saat önce tüm Azerbaycan'a radyo ve TV yayınını yapan Büyük Kule'ye bombalı bir saldırı yapıldı. Yani OHAL'den hiçbir Azerbaycan Türkünün haberi olmamıştı. OHAL ilanından haberi olmayan soydaş Azerbaycan halkı, Türk başkentine 5 yönden giren Sovyet tanklarıyla yüz yüze geldi. Halk SSCB tanklarına direndi ve tanklar o 19 Ocak'ı 20 Ocak'a bağlayan gece 137 soydaşımızı vahşice katletti. 20 Ocak günü Lenkeran ve Neftçala illerinde de katliamı devam ettiren SSCB ordusu yaklaşık 150 silahsız soydaşımız katledildi.
Yaklaşık 750 soydaşımızın yaralandığı Qara Yanvar olaylarında 400'e yakın soydaşımız SSCB ordusu tarafından alıkonuldu.
Şehitleri toprağa vermek isteyen 1 milyon Azerbaycan Türkü, Azadlık Meydanı'nda bir araya gelerek şühedayı Şehitlik Hiyabanı'na getirdi ve şehitler burada defnedildi.
Qara Yanvar, SSCB zulmüne karşı Azerbaycan'ı ayağa kaldıran gün olarak tarihe geçti. SSCB ve Azerbaycan arasındaki tüm bağlar koptu, artık Azerbaycan halkının yüreğindeki tek ülkü, istiklaldi. 5 Şubat'ta "Sovyet Sosyalist" ismi kaldırılarak Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edildi. Mayıs ayına gelindiğinde Cumhurbaşkanlığı makamı oluşturuldu ve Azerbaycan Meclisi'ne 1918'de kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin üç renkli bayrağı asıldı.
Nerede bir Türk varsa ona bakmak, onun gözünden bakmak gayesiyle var olan TamgaTürk, Qara Yanvar'da şehitler kervanına katılan soydaşlarımızı hürmet ve minnetle yâd ediyoruz.
"Sən bizimsən, bizimsən durduqca bədəndə can,
Yaşa, yaşa çox yaşa, ey şanlı Azərbaycan"
Əmin Abid Gültəkin
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) dağılma sürecine girdiği 1980'li yıllarda Ermeniler, tarihi kinleriyle Türklere yönelik saldırganlıklarını artırdı. Gorbaçov'un Glasnost ve Perestroyka politikalarıyla SSCB'nin çöküşü hızlandı ve SSCB yönetimi Ermenileri teskin etmek yerine Karabağ gibi bölgelerde etnik çatışmaları kışkırttı. Gorbaçov'un ekonomi başdanışmanı olan Abel Aganbekyan, Karabağ'ın Ermenistan'a verilmesini doğrudan Gorbaçov'a teklif ettiğini bir Paris ziyaretinde söylemiş, sonrasında Ermenistan ve Karabağ'da Türklere karşı saldırılar başlamıştı.
Türkleri hedef alan saldırılar nedeniyle 1988 yılına gelindiğinde Ermenistan'da yaşayan Azerbaycan Türklerinin sayısı yüz binlere varırken Karabağ'da çeteleşmeye başlayan Ermeniler doğrudan Türk köylerini hedef almaya ve katliamlar yapmaaya başladı. Kanlı olaylar nedeniyle Azerbaycan halkı SSCB yönetimine seslerini duyurabilmek için protestolara başladı. SSCB yönetimi ise protestoculara şiddetle müdahale etti. Kanlı Yanvar'a (Ocak) gidilen süreçte Türk köylerine saldırılar artmış, birkaç yüz kişilik bir Ermeni grubu 12 Ocak 1990'da Hanlar ilinin Kuşçu köyüne saldırarak katliam yapmış, bir Ermeni Bakü'nün ortasında 2 Türk'ü öldürmüştü.
Cinayet sonrasında Bakü'de karşılıklı çatışmalar başladıysa da Sovyet güçleri duruma müdahale etmedi. 15 Ocak'a gelindiğinde SSCB yönetimi 50 bin kişiye ulaşan bir askeri gücü Bakü sınırlarına yığdı ve Karabağ bölgesinde OHAL kararı alındı. 17 Ocak'a gelindiğinde Bakü'de çok büyük bir protesto gösterisi düzenlendi ve halk söz konusu askeri birliklerin Ermenistan sınırına konuşlandırılarak Türk köylerine saldırıların durdurulmasını talep etti. Bu esnada Azerbaycan Sovyeti Moskova'dan protestoculara doğrudan askeri müdahalede bulunmasını istiyordu.
19 Ocak gece yarısında Bakü'da OHAL ilan edildi. Lakin OHAL kararından birkaç saat önce tüm Azerbaycan'a radyo ve TV yayınını yapan Büyük Kule'ye bombalı bir saldırı yapıldı. Yani OHAL'den hiçbir Azerbaycan Türkünün haberi olmamıştı. OHAL ilanından haberi olmayan soydaş Azerbaycan halkı, Türk başkentine 5 yönden giren Sovyet tanklarıyla yüz yüze geldi. Halk SSCB tanklarına direndi ve tanklar o 19 Ocak'ı 20 Ocak'a bağlayan gece 137 soydaşımızı vahşice katletti. 20 Ocak günü Lenkeran ve Neftçala illerinde de katliamı devam ettiren SSCB ordusu yaklaşık 150 silahsız soydaşımız katledildi.
Yaklaşık 750 soydaşımızın yaralandığı Qara Yanvar olaylarında 400'e yakın soydaşımız SSCB ordusu tarafından alıkonuldu.
Şehitleri toprağa vermek isteyen 1 milyon Azerbaycan Türkü, Azadlık Meydanı'nda bir araya gelerek şühedayı Şehitlik Hiyabanı'na getirdi ve şehitler burada defnedildi.
Qara Yanvar, SSCB zulmüne karşı Azerbaycan'ı ayağa kaldıran gün olarak tarihe geçti. SSCB ve Azerbaycan arasındaki tüm bağlar koptu, artık Azerbaycan halkının yüreğindeki tek ülkü, istiklaldi. 5 Şubat'ta "Sovyet Sosyalist" ismi kaldırılarak Azerbaycan Cumhuriyeti ilan edildi. Mayıs ayına gelindiğinde Cumhurbaşkanlığı makamı oluşturuldu ve Azerbaycan Meclisi'ne 1918'de kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin üç renkli bayrağı asıldı.
Nerede bir Türk varsa ona bakmak, onun gözünden bakmak gayesiyle var olan TamgaTürk, Qara Yanvar'da şehitler kervanına katılan soydaşlarımızı hürmet ve minnetle yâd ediyoruz.
"Sən bizimsən, bizimsən durduqca bədəndə can,
Yaşa, yaşa çox yaşa, ey şanlı Azərbaycan"
Əmin Abid Gültəkin