Saygı Öztürk, Sözcü'deki köşesinde yayımlanan yazısında Suriye Halk Meclisi'nin yayımladığı açıklamada "Hatay'ı, Suriye topraklarına katmak, geri almak için her şeyi yapacağız" ifadelerinin kullanıldığını hatırlatarak "Hatay'a yönelik bu söylemler ile sınırımız boyunca (Hatay-Osmaniye-Kilis-Şanlıurfa-Gaziantep) Suriyelilerin yarattığı demografik değişim ve Türkiye'nin halen Suriye'de kontrol ettiği alanlar arasındaki sosyo- kültürel bağ birlikte değerlendirilmeli" dedi.
Suriye, Hatay'la Birlikte Sınırımızda Oluşan Demografik Durumdan Cesaret Alıyor
Öztürk'ün aktardığına göre 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Kurmay Albay Ünal Atabay konuya ilişkin "Bölge ayrılıkçı zemin oluşturma potansiyeli bakımından stratejik bir hedef olma riski taşıyor. Suriye Halk Meclisi'nin, Hatay'la birlikte sınırımızda oluşan demografik durumdan cesaret aldığı söylenebilir. Halen Türkiye'nin kontrol ettiği Suriye tarafında, önümüzdeki dönemde eğer Sünni idari özerk bir yapı oluşturulur ve Suriye bir federasyona dönüşürse, Suriyelilerin yoğun yaşadığı sınır coğrafyamız o bölgeyle birlikte eklemlenmiş özerk coğrafi bir yapıya evrilme riski taşıyacak" ifadelerini kullandı.
Suriye'deki Çatışma Ortamı Sürdükçe Türkiye'nin Güneyindeki Sığınmacı Sosyolojisi Kökleşecek
Ayrıca Atabay, "Suriye'deki çatışma ortamı uzadıkça ya da uzatıldıkça Türkiye'nin güneyinde ki sığınmacı sosyolojisi şüphesiz kökleşecek ve erozyonlaşacaktır. Bu durum küresel odaklar için toplum mühendisliğine açık hale gelebilecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Saygı Öztürk'ün yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
Saygı Öztürk'ün yazısının tamamını okumak için tıklayınız.