Duvar yazarı Bahadır Özgür bugünkü yazısında Balıkesir ve Çanakkale'de yapılan maden talanını anlattı. Köylülerin feryadını köşesine taşıyan Özgür, "Nice savaşlar gördü, böyle düşmanlık görmedi!" dedi.
Balıkesir’in İvrindi ilçesine bağlı Sarıalan köyündeki altın madeninin dava aşaması bitmeden köylülerin tarlalarını çiğneyip yuttuğunu belirten Özgür "Nisan ayında bir gün maden sahasına giden köylüler ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyeleri dehşete kapılıyorlar. “Tarlam nerede?” diye çığlık atanlar var. Atalarından kalma topraklarının bir santimini bile tanıyamıyorlar. Ağaçlar köklenmiş. Yeşil bitki örtüsü bir bedenin derisini yüzer gibi sıyrılmış, koca bölge çırılçıplak kalmış. Tepeler yok olmuş. Ve onca feryadın arasında bir canavarın durmak bilmez hırıltısıyla çalışan iş makineleri sürekli kazıyor, çukur açıyor, tonlarca toprağı oradan oraya savuruyor." ifadelerini kullandı.
Yeşil Gazete'nin paylaştığı videoda konuşan kadınlar "20 yıl sonra Gökçeyazı Ovası'nda sulama geldi. Su işlerindeki mühendis dedi ki tarım çok önemli dedi. Sizin orada tarım yapılacak dedi. Tarım alanlarının üzerinde, meraların üzerinde bu şekilde siyanürle altın madenciliği insanları zehirlemektir. Türk milletini yok saymaktır. Bu köylüyü yok saymaktır. Buranın sahibi biziz, dedelerimiz bu topraklar için şehit oldu. Çanakkale'de dedemin babası şehit oldu. Dedem 6 yaşındaydı. Bu topraklar için şehit oldular. Bu madencilere buralar peşkeş çekilsin diye değil" dedi.
Bahadır Özgür'ün yazısı şöyle:
Tarih boyunca nice savaşlar görmüş Çanakkale ve Balıkesir coğrafyası, böyle bir düşmanlık görmüş müdür acaba?
Şu sıralar o coğrafyaya en azılı hücumları düzenleyen madencilik şirketini daha yakından tanıyalım. Zira öyle bir hızlandı ki, neredeyse tek başına dağları başımıza yıkacak!
Videoda gördüğünüz Sarılan Altın Madeni, CVK Madencilik’e ait. Türkmen Dağı bölgesindeki Gökçeyazı, Sarıalan, Çamköy, Sofular, Kiraz, Dallımadra, Ertuğrul, Meryemdere, Akçalören, Kutludüğün, Büyükfındık, Küçükyenice, Yaren, Kınık ve Gökköy’ü etkileyecek. Önceki gün CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, vahim bir olayı soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. CVK Madencilik, atık depolama tesisini devletin resmi fay haritasında bulunan, uzmanların 7 şiddetinde deprem üretme potansiyeli olduğu konusunda uyardığı Gökçeyazı fayının tam üzerine inşa ediliyor.
Yöre insanı bir araya gelip Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği’ni kurdu. 8 Haziran’daki açılışta da madenin nelere yol açacağı tek tek anlatıldı. Şirketin nasıl sinsi ve sabırlı hareket ettiğini, iktidarın tüm kurumları ile arkasında durduğunu şu kronoloji ortaya koyuyor:
* Projeye 16 hektar bir göstermelik alan için 2017’de “ÇED Gerekli Değildir Kararı” verildi. Daha sonra ocak kapasite artışı için pandemide ÇED süreci başlatıldı ve 2021’de “ÇED Olumlu” kararı aldı. Ardından projeye siyanürle zenginleştirme ile atık barajı da ilave etti ve yeni bir ÇED süreci başlattı. 2022’de “ÇED Olumlu” kararı çıktı.
* Özel mülkiyete konu olan çok sayıda tarla var. Büyük kısmı için özel mülkiyet izni, tarım dışı kullanma izni, kamulaştırma kararı alınmamış. Sağlık koruma bandında yasa ve yönetmeliklere aykırı bir şekilde yerleşim yerleri bulunuyor.
* Gökçeyazı Ovası’na DSİ tarafından ciddi alt yapı yatırımları yapılarak Ardıçtepe Barajı’ndan sulama suyu getirildi. Köylü daha yeni suya kavuştu ve yılda en az iki mahsul almaya başladı. Yem bitkilerinden her türlü tahıla, meyvesinden sebzesine çok çeşitli tarım ürünü yetiştiriliyor. İşte bu sulama kanalları da proje alanında kalıyor.
* Gökçeyazı Ovası’ndaki doğal göle Manyas Gölü’nden Kocaçay üzerinden gelen turna balıkları her sene milyonlarca yumurta bırakıp Manyas gölüne geri dönüyorlar. Bölge aynı zamanda Manyas Kuş Cenneti’nden kış aylarında gelen göçmen kuşların bahar sezonunda üreme alanı. Çok sayıda leyleğe de ev sahipliği yapıyor.
Balıkesir’de devasa bir alanı altüst edecek CVK Madencilik, diğer yandan da Çanakkale’de yine benzer çapta bir alana dalmaya hazırlanıyor. 86 kilometrekarelik alan el değmemiş, ormanlarla kaplı bir bölge. Büyük tepkiler sonucu kovulan Alamos Gold’un bıraktığı Kirazlı altın madeninin yanı başındaki bölgeye ne isim koymuşlar biliyor musunuz? TV Tower Projeckt (TV Kulesi Projesi)
TV Tower projesinin ilk sahibi Kanadalı altın tekeli Liberty Gold’un yatırımcılarına sunduğu raporda yer alan ifadeler, memleketin toprağına nasıl bakıldığını gözler önüne seriyor. Bakın şirket ne demiş:
“Yoldan erişilebilen proje, çok sayıda açık ocak kömürü, kuvars ve kil madenleri, seramik fabrikaları ve büyük bir enerji santrali içeren bir alan olan kuzeybatı Türkiye'nin Biga Yarımadası'nda yer almaktadır. Liman kenti Çanakkale, asfalt bir otoyol boyunca 37 km kuzeybatıdadır. Projenin kapsamlı bir yol ağı vardır. Alamos Gold'un Kirazlı altın projesinin bitişiğinde ve Halilağa altın-bakır projesinin 20 km kuzeybatısındadır. Sondaj hedeflerinin tümü Türkiye Orman Bakanlığı tarafından yönetilen arazide yer almaktadır.”
Son cümleye dikkat edin. İngilizce raporda bu bölümünün başlığı “Madencilik dostu yargı yetkisi” olarak konulmuş. Yani arazinin, aslında ormanlarımızı korumakla yükümlü Orman Bakanlığı’nın yetki alanında olmasını büyük avantaj olarak gösteriyor. Çünkü istenilen izin jet hızıyla alınabiliyor ve iktidar madene karşı tepkilerin önünde çekinmeden bariyer oluyor.