Barış Terkoğlu'nun aktardığı bilgilere göre Ahmet Emre Bilgili'nin görevden alınmasıyla göreve getirilen Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, 8 yıldır Din Öğretimi Genel Müdürlüğünde görev yapıyordı.
Ömrünü dini eğitim ile geçiren, imam hatip ve ilahiyat mezunu olan Nazif Yılmaz, Ensar Vakfı, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mesupları Derneği (ÖNDER) gibi kurumlara çalıştı.
Ömrünü dini eğitim ile geçiren, imam hatip ve ilahiyat mezunu olan Nazif Yılmaz, Ensar Vakfı, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mesupları Derneği (ÖNDER) gibi kurumlara çalıştı.
Dinci Vakıfların Talebi Üzerine Atandı
Terkoğlu'nun Mili Eğitim Bakanlığı kulislerinden aktardığına göre doktora tezi "İmam Hatip Liselerinde Kur'an-ı Kerim Öğretiminde Yeni Yöntemler ve Materyal Kullanımı" olan Yılmaz'ın ataması Bilal Erdoğan bağlatılı TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İlim Yayma Cemiyeti ve Cihannüma gibi derneklerin isteği üzerine yapıldı.
Söz konusu derneklerin temsilcilerinin Bilal Erdoğan ve Mahmut Özer gibi isimlerin ardından AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı da ikna ederek Nazif Yılmaz'ın Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevine getirilmesini sağladıklarını belirten Terkoğlu, 13 Eylül 2017'de Bakanlığa şu ifadeler geçen bir yazı yazdığını aktardı:
"Eğitim sistemi içerisinde faaliyetlerini sürdüren imam hatip ortaokullarına halkımızın ilgisi artmakta, mevcut okullarımızın kapasitesi vatandaşlarımızın taleplerini karşılayamamaktadır. Bu nedenle valiliklerince teklif edilerek isimleri konulan ve ilgi yönetmelikte belirlenen şartları taşıyan öğretim binalarında imam hatip ortaokulu açarak vatandaşlarımızın taleplerinin karşılanmasının uygun olacağı düşünülmektedir."
Söz konusu derneklerin temsilcilerinin Bilal Erdoğan ve Mahmut Özer gibi isimlerin ardından AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı da ikna ederek Nazif Yılmaz'ın Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevine getirilmesini sağladıklarını belirten Terkoğlu, 13 Eylül 2017'de Bakanlığa şu ifadeler geçen bir yazı yazdığını aktardı:
"Eğitim sistemi içerisinde faaliyetlerini sürdüren imam hatip ortaokullarına halkımızın ilgisi artmakta, mevcut okullarımızın kapasitesi vatandaşlarımızın taleplerini karşılayamamaktadır. Bu nedenle valiliklerince teklif edilerek isimleri konulan ve ilgi yönetmelikte belirlenen şartları taşıyan öğretim binalarında imam hatip ortaokulu açarak vatandaşlarımızın taleplerinin karşılanmasının uygun olacağı düşünülmektedir."
"Türkçe Öldü"
Diğer okulların imam hatiplere dönüştürülmesini isteyen Yılmaz'ın talebi kabul edildi İstanbul büyük mahallelerinde bile imam hatip olmayan ortaokul neredeyse kalmadı.
Ayrıca Nazif Yılmaz'ın "Türkçe öldü" diyerek "Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerekir. Öğrenciler, öğretmenleri ile ancak Arapça diyalog kurabileceklerdir. Öğrenci teneffüslerde öğretmeni ile ancak Arapça konuşabilir. Ya konuşur ya da yanında tercüman getirir" ifadeleriyle bir bildiri yayımladığı öğrenildi.
Kendisinin öğretmenlik günlerinde bu uygulamanın "faydalarını" anlatan Yılmaz "Türkçe konuşmanın yasak olmasıyla öğrenciler mecbur kaldıkları için ister istemez Arapça konuşmaya başladılar. Rüyalarında dahi Arapça konuşanlar oldu" ifadelerini kullanıyor.
Ayrıca Nazif Yılmaz'ın "Türkçe öldü" diyerek "Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerekir. Öğrenciler, öğretmenleri ile ancak Arapça diyalog kurabileceklerdir. Öğrenci teneffüslerde öğretmeni ile ancak Arapça konuşabilir. Ya konuşur ya da yanında tercüman getirir" ifadeleriyle bir bildiri yayımladığı öğrenildi.
Kendisinin öğretmenlik günlerinde bu uygulamanın "faydalarını" anlatan Yılmaz "Türkçe konuşmanın yasak olmasıyla öğrenciler mecbur kaldıkları için ister istemez Arapça konuşmaya başladılar. Rüyalarında dahi Arapça konuşanlar oldu" ifadelerini kullanıyor.
Bu Arabı Arabistan'a Göndersek Bayıldığı Araplarla Kafayı Bulana Kadar Deve Sidiği İçsin İçinde Birtane Sesli Harf Barındırmayan Alfabeyi Doya Doya Konuşsun Bu Milletin En Büyük Düşmanı Araplaşmış Toplum
Arapca konusulan ülkeye def edilmesi gerekir bunun.