AKP hükümetinin kamu kurumlarının hepsine sirayet eden liyakatsizlik politikası, Türk gençlerinin hakkını yemeye devam ediyor.
Gazeteci Barış Terkoğlu'nun haberine göre, İdari Yargı Hâkim Adaylığı Yazılı Sınavı’na peş peşe 3 kez giren ve bu sınavlarda derece yapıp iki kez üst üste Türkiye birincisi olmayı başaran Emre Pişiren'in girdiği mülakatlarda elendiği ortaya çıktı.
Liyakatsizlik Göz Göre Göre Geldi
Emre Pişiren, Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi'nden 2018'de mezun oldu.
İdari Yargı Hakim Adaylığı Sınavı'na ilk 2021 yılında girdi, Türkiye sekizincisi oldu. Mülakatta elendi.
Türkiye Birincisi Olmasına Rağmen Mülakatlarda Elendi
2022 yılında aynı sınava giren Pişiren, bu sefer Türkiye birincisi oldu. Ancak mülakatta yine liyakatsizliğin kurbanı oldu.
Sınava üçüncü kez giren Pişiren rekor bir puanla yeniden Türkiye birincisi oldu, geçtiğimiz yıl 29 Haziran'da yapılan mülakatta yine elendi.
Pişiren daha sonra mahkemeye başvurdu ve yürütmenin durdurulmasını istedi. Mahkeme oy çokluğuyla başvurunun reddine karar verdi.
Gazeteci Barış Terkoğlu, olayla ilgili yazısında mülakat başkanının AKP'li Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can olduğunu duyurdu.
Can daha önce FETÖ elebaşı Gülen'i ziyaret ettiğini itiraf etmişti.
Konuya değinen gazeteci Barış Terkoğlu, gencin yaşadığı süreci şöyle aktardı:
"Emre Pişiren; Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden 2018 yılında mezun olmuş. 2021 yılında yapılan İdari Yargı Hâkim Adaylığı Yazılı Sınavı’nda Türkiye 8.’si olmuş. Ancak mülakatta elenmiş. Vazgeçmemiş. 2022’de sınava tekrar girmiş. Bu kez Türkiye 1.’si olmuş. Mülakatta yine elenmiş. Yine vazgeçmemiş. 2023’te sınava tekrar girmiş. Bu kez 98.5 puan ile rekor kırarak yine Türkiye 1.’si olmuş. Geçen 29 Haziran’da ilan edilen mülakatta yine elenmiş. “Artık yeter” diyerek hakkını mahkemelerde aramaya karar vermiş.
Pişiren’in avukatı iki dakikalık mülakatta olanları şöyle aktarmış:
"Mülakatta müvekkile, ‘Örümcek ağı teoremi nedir’, ‘Sanat nedir’, ‘Siyaset ne demektir’ ve ‘Adalet ile eşitlik arasındaki fark nedir’ şeklinde, her biri ayrı ayrı ölçülüp puanlandırılması gereken becerilerle tam olarak ilgisi bulunmayan sorular sorulmuş, hatta mülakat esnasında kuruldan bir üye ‘Ne kadar alakalı sorular soruyoruz’ diyerek, kendine göre espri yapmış ve kurul kendi arasında gülüşmüştür.”
İdari hâkim adayı Pişiren, idare mahkemesinden yürütmenin durdurulmasını istemiş.
Mahkeme, Adalet Bakanlığı’ndan savunma istemiş. Bakanlığın savunmasını da okudum. Mülakatların nasıl yapılacağına dair mevzuatın sıralanmasından başka somut bir yanıt yok.
Sonuç olarak...
Mahkeme oyçokluğu ile davanın reddine karar vermiş. Şerh düşen hâkim ise soruların ve yanıtların kayda geçirilmediği mülakatın keyfiyete açık olduğunu not etmiş."
Editör: Betül Gafa