Türkiye'nin Ljubljana Büyükelçiliği Müsteşarı Mahmut Niyazi Sezgin, Karabağ meselesini uluslararası sistem ve uluslararası hukuk açısından değerlendirdiği bir yazı kaleme aldı. Sezgin yazısında, Ermenistan ordusunun özellikle Azerbaycan'ın kuzeybatı bölgelerine yönelik saldırılarının 27 Eylül'de, yeni inşa edilen ve yakında faaliyete geçecek olan Trans Adriyatik Boru Hattı'nı (TAP) sabote etme amacına hizmet ettiğini ifade etti.
Neden Saldırı Başlatıldı
Azerbaycan doğalgazının Avrupa'ya taşınacağı bu projenin, Avrupa'nın en büyük arz çeşitlendirme projesi olduğunu ve ayrıca Azerbaycan için çok önemli yeni bir gelir kaynağı olacağını söyleyen Sezgin, Ermenistan'ın saldırılarının Azerbaycan'ın bu gelişimine engel olmak için gerçekleştirildiğini aktardı.
Tarihsel Süreç
Ermenistan'ın, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Azerbaycan'a saldırdığını ve Karabağ Savaşı olarak adlandırılan askeri çatışmalar neticesinde sadece Karabağ değil, Karabağ'ı çevreleyen vilayetlerde Azerbaycan topraklarının neredeyse yüzde 20'sini işgal ettiğini ifade eden Sezgin, Karabağ Savaşı sırasında 30 bin Azerbaycanlı sivil öldürüldüğünü aktardı. Hocalı katliamına da değinen müsteşar bu savaşların Azerbaycan Türkleri üzerinde ciddi birer travma yarattığını ifade etti.
Savaşın, 1994 Ateşkes Anlaşması ile sona erdiğini fakat bundan sonra da Ermenistan'ın, Azerbaycan'ın işgal ettiği tüm topraklarını fiilen elinde tutmaya devam ettiğini ifade eden yazar, bunun zamanla Ermenistan'ın fiili toprak genişlemesine dönüştünü söyledi.
Türkiye'nin Rolü
Sezgin ayrıca Türkiye'nin, Güney Kafkasya'nın bir parçası, Ermenistan ve Azerbaycan ile komşu olması sebebiyle Karabağ sorununun barışçıl çözümünün Türkiye'nin güvenliği açısından kritik öneme sahip olmasının doğal olduğunu söylerken Türkiye ve Azerbaycan'ın kardeş ülkeler olduğu bilinen bir gerçek olduğunu ifade etti. Fakat Türkiye'nin Azerbaycan'a kardeşlik ilişkisi nedeniyle değil, Azerbaycan'ın toprak birliğini sağlama mücadelesinde yüzde 100 haklı olduğu için desteklediğini söyledi.