Uygur Hareketi Başkanı Ruşen Abbas, Almanya'da Dünya gazetesine "Almanya'nın tarihin doğru tarafında olma şansı hala var" başlıklı röportaj verdi.
Abbas röportajında, soykırımcı Çin'e destek verenleri "katilin suç ortakları" olarak tanımladı.
Ablası Dr. Gülşen Abbas'ın tutuklanma sebebini aktaran Ruşen Abbas, "Ablam Gülşen Abbas, 2018’de bir gecede “terörist” suçlaması ile tutuklandı. Ablam insanların acılarına çare bulmak için didinen fedakar bir tıp doktoruydu. Benim 2018’de Washington’daki Hudson Enstitisü’nde Çin’in Doğu Türkistan'daki Çin tipi toplama kampları uygulamaları hakkında yaptığım konuşmamdan 6 gün sonra gözaltına alındı ve hapsedildi. Şu anda onun nerede tutulduğu ve hayatta olup olmadığı veya nasıl olduğu konusunda diğer Doğu Türkistan soydaşlarım gibi ben de 5 yıldır, kendisinden hiç bir şekilde haber alamıyorum." dedi.
Geçen haftalarda ifşa edilen polis belgelerine değinen Abbas, şu ifadeleri kullandı:
Geçen aylarda ifşalanan "Doğu Türkistan Polis Arşiv Belgeleri", Uygurların toplama kamplarında nasıl tutuldukları ve onların Çin işgal yönetiminin insanlık dışı baskı, zulüm ve soykırım uygulamalarına nasıl maruz kaldıklarına dair ayrıntılı bilgi ve kanıtları içermekle kalmıyor; aynı zamanda Doğu Türkistan‘ın tarihi sakinleri ve esas sahipleri olan Uygurlar, Kazaklar başta diğer tüm Türk halklarının nasıl tamamen yok edilmek istendiğinin eşiğinde olduğu gerçeğini ortaya seriyor.
Ayrıca diasporada yaşayan toplama kampı mağduru ve tanıklarının detaylı anlatımları da bu belgelerin doğruluğunu kanıtlamaktadır. Bütün bu bilgiler ve kanıtlar ÇKP diktatörlüğünün ülkemde yaşayan Uygurlara yönelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleleri hakkında bizleri ve dünyayı aydınlatıyor.
(Bu belgeler) 20 yıla mahkum edilen ablam Dr.Gülşen Abbas’ın durumunı, milyonlarca olduğu tahmin edilen Uygur, Kazak ve diğer Türk halklarının çeşitli suçlamalarla nasıl gözaltına alınıp kampları hapsedildiğini; toplama kamplarında beyinlerinin nasıl yıkandığını, ÇKP yönetiminin ve küresel şirketlerin bölgede kurduğu Çin fabrikalarında tutukluların "köle/işçi" olarak nasıl zorla çalıştırıldıkları gözler önüne sermektedir.
Ruşen Abbas röportajında soykırımcı Çin'e işbirliği yapanlara da değindi. "Çin’in yanında yer alan herkes katil ÇKP'nin suç ortağıdır." diyen Abbas, "Günümüzde BMV ve Volkswagen gibi otomobil firmalar başta olmak üzere 2 binden fazla Alman sermayeli şirket şu anda, Uygur soykırımının acımasızca uygulandığı bu süreçte, Çin’de faaliyet göstermektedir. Bu şirketler, Çin hükümetinin Uygurları "köle/işç"i olarak çalıştırılması ile üretilenlerden, yani Uygur kanına bulanmış ürünlerden yararlanıyorlar. Tarihte Nazilerin yanında yer alan bazı Alman şirketleri şimdi Çin’in yanında yer almaya devam ediyor. Almanya tarihten ders almalı ve ekonomik kazanç için Çin ile çalışmaya devam etmemelidir. Almanya, hala tarihin doğru ve gerçek tarafında yer alma şansına sahip olabilir." ifadelerini kullandı.
Abbas röportajında, soykırımcı Çin'e destek verenleri "katilin suç ortakları" olarak tanımladı.
Ablası Dr. Gülşen Abbas'ın tutuklanma sebebini aktaran Ruşen Abbas, "Ablam Gülşen Abbas, 2018’de bir gecede “terörist” suçlaması ile tutuklandı. Ablam insanların acılarına çare bulmak için didinen fedakar bir tıp doktoruydu. Benim 2018’de Washington’daki Hudson Enstitisü’nde Çin’in Doğu Türkistan'daki Çin tipi toplama kampları uygulamaları hakkında yaptığım konuşmamdan 6 gün sonra gözaltına alındı ve hapsedildi. Şu anda onun nerede tutulduğu ve hayatta olup olmadığı veya nasıl olduğu konusunda diğer Doğu Türkistan soydaşlarım gibi ben de 5 yıldır, kendisinden hiç bir şekilde haber alamıyorum." dedi.
Geçen haftalarda ifşa edilen polis belgelerine değinen Abbas, şu ifadeleri kullandı:
Geçen aylarda ifşalanan "Doğu Türkistan Polis Arşiv Belgeleri", Uygurların toplama kamplarında nasıl tutuldukları ve onların Çin işgal yönetiminin insanlık dışı baskı, zulüm ve soykırım uygulamalarına nasıl maruz kaldıklarına dair ayrıntılı bilgi ve kanıtları içermekle kalmıyor; aynı zamanda Doğu Türkistan‘ın tarihi sakinleri ve esas sahipleri olan Uygurlar, Kazaklar başta diğer tüm Türk halklarının nasıl tamamen yok edilmek istendiğinin eşiğinde olduğu gerçeğini ortaya seriyor.
Ayrıca diasporada yaşayan toplama kampı mağduru ve tanıklarının detaylı anlatımları da bu belgelerin doğruluğunu kanıtlamaktadır. Bütün bu bilgiler ve kanıtlar ÇKP diktatörlüğünün ülkemde yaşayan Uygurlara yönelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleleri hakkında bizleri ve dünyayı aydınlatıyor.
(Bu belgeler) 20 yıla mahkum edilen ablam Dr.Gülşen Abbas’ın durumunı, milyonlarca olduğu tahmin edilen Uygur, Kazak ve diğer Türk halklarının çeşitli suçlamalarla nasıl gözaltına alınıp kampları hapsedildiğini; toplama kamplarında beyinlerinin nasıl yıkandığını, ÇKP yönetiminin ve küresel şirketlerin bölgede kurduğu Çin fabrikalarında tutukluların "köle/işçi" olarak nasıl zorla çalıştırıldıkları gözler önüne sermektedir.
Ruşen Abbas röportajında soykırımcı Çin'e işbirliği yapanlara da değindi. "Çin’in yanında yer alan herkes katil ÇKP'nin suç ortağıdır." diyen Abbas, "Günümüzde BMV ve Volkswagen gibi otomobil firmalar başta olmak üzere 2 binden fazla Alman sermayeli şirket şu anda, Uygur soykırımının acımasızca uygulandığı bu süreçte, Çin’de faaliyet göstermektedir. Bu şirketler, Çin hükümetinin Uygurları "köle/işç"i olarak çalıştırılması ile üretilenlerden, yani Uygur kanına bulanmış ürünlerden yararlanıyorlar. Tarihte Nazilerin yanında yer alan bazı Alman şirketleri şimdi Çin’in yanında yer almaya devam ediyor. Almanya tarihten ders almalı ve ekonomik kazanç için Çin ile çalışmaya devam etmemelidir. Almanya, hala tarihin doğru ve gerçek tarafında yer alma şansına sahip olabilir." ifadelerini kullandı.