2017'de başbakanlık görevine gelen Jacinda Ardern, geçen yıl Christchurch'teki kilise saldırısı, yanardağ patlaması ve küresel Çin Vebası ile mücadele ettiği çalkantılı iktidar döneminde sergilediği, güçlü ve merhametli liderlikle dünyanın övgüsünü kazanmıştı. Hatta "Güçlü ol, nazik ol" sözü, salgın boyunca Ardern'in liderliğinin sloganı olmuştu.
Ülkedeki muhalifler ise Ardern'in başlıca vaatlerinden biri olan çocuk yoksulluğunu azaltmakta başarılı olamadığını söylüyor. Hükumetin ve UNICEF'in intihar oranlarından, çocuklukta obeziteye, eğitimden çevreye, birçok alanda çocukların durumu hakkındaki son verileri, ülkede sadece küçük iyileşmelere işaret ediyor.
Haziran 2018-Haziran 2019 arasındaki dönemde, maddi zorluklar içinde yaşayan çocukların yüzdesinde önemli bir değişim olmazken oranın hala yüzde 13'lerde olması eleştirilerin hedefinde. Bir başka deyişleYeni Zelanda'da 151 bin 700 çocuk ya da her sekiz çocuktan biri bu sınırda yaşıyor.
Bu verilerin Yeni Zelanda'nın küresel refah ve genel istikrar imajına uygun olmadığını ifade eden halk, hükumetin salgın sorunlarıyla uğraşırken, eşitsizliği gidermek için daha çok şey yapmasını istiyor.