CHP Eskişehir Milletvekili ve İnsan Hakları Çalışma Grubu Üyesi Utku Çakırözer, Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’na yapılan saldırı ile yeni yılın ilk 15 gününde Türkiye’de 5 gazetecinin fiziki saldırıya uğradığını bildirdi.
Meclis’teki gazeteci kökenli milletvekillerinden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 2019 yılında 34, 2020 yılında 17 gazetecinin sokak ortasında saldırıya uğradığını hatırlatarak şöyle konuştu:
"2019 yılında gazeteciler Sabahattin Önkibar, Ahmet Takan, Yavuz Selim Demirağ, Murat İde yazıları, haberleri nedeniyle sokak ortasında saldırıya uğradı. Ama gazetecilere saldıranların sorumluları caydırıcı cezalara çarptırılmadı.
Bu cezasızlık politikası yeni saldırıların kapısını araladı. 2020 yılında da saldırılar devam etti. Aralarında Elazığ ve Diyarbakır’daki yerel gazetecilerin de bulunduğu 17 basın çalışanı haberleri ve paylaşımları nedeniyle darp edildi ya da tehdit edildi. Tüm uyarılarımıza, aylık açıkladığımız raporlarımıza rağmen gazetecilere saldırılar devam ediyor."
Yeni yılın ilk günlerinde de 5 gazetecinin saldırıya uğradığını vurgulayan Çakırözer, "İki yıldır uyarıyoruz dinleyen yok. Ve maalesef bu yıl da gazetecilere fiili saldırılarla başladı. Aksaray’da Anadolu’nun Sesi Gazetesi Haber Koordinatörü İzzet Tınmaz, Aydın’da Adliye önünde haber kovalayan gazeteciler Murat Uçkaç ve Kıymet Sarıyıldız. İstanbul’da KRT TV programcısı Avukat Afşin Hatipoğlu ve Ankara’da Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu sokak ortasında saldırıya uğradılar. Bu vahim gidişatı durdurmalıyız" dedi.
"Gazetecilik Yapmak Yehlikeli Bir Hal Aldı"
Türkiye’de gazetecilik yapmanın ve muhalif görüş ifade etmenin her geçen gün tehlikeli bir hal aldığı ve uygulanan cezasızlık politikaları nedeniyle gazetecilere ve siyasetçilere saldırıların arttığını söyelen Çakırözer, şu şekilde konuştu:
"Bu saldırıların önüne geçilmesi için öncelikle iktidar sahiplerinin haberi, yazısı nedeniyle gazetecileri; muhalif görüşü nedeniyle de siyasetçileri tehdit etmekten, hedef göstermekten vazgeçmesi gerekir. Halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğünü korumak, gazetecilerin basın özgürlüğünü, siyasetçilerin ifade özgürlüğünü korumak iktidarın ana sorumluğudur.
Bunun için de öncelikle can güvenliği sağlanmalıdır. Gazetecilere yönelik bu kabul edilemez saldırılar, halkın haber alma hakkını ve basın özgürlüğünü yok saymaktadır. Basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasiden, reformdan bahsedilemez.
Gazetecilere, siyasetçilere yönelik saldırıları yapanlara karşı bugüne kadar sürdürülen 'cezasızlık' politikaları artık son bulmalı, bu saldırıların failleri yargı önünde hesap vermeli ve gereken caydırıcı cezaları almalıdır. Cezasızlık politikası sürer, caydırıcı cezalar verilmezse saldırılar artarak sürecektir."